Prof. Dr. A. Kadir HALKMAN
Yedekleme ve Kültür Koleksiyonu
01 Temmuz 2012, Pazar
Paraşüt kursunda paraşüt hocası anlatıyor; paraşütün özelliği şudur, budur, şöyle açılır, güvenlik olarak zaten bunlar vardır, vs. Ve devamında diyor ki: [Bunların hiç biri gerçekleşmezse, o zaman yedek paraşütünüzü açmanız gerek] Bir öğrenci soruyor [Hocam, böyle bir durumda yedek paraşütü açmak için ne kadar zamanımız var?] Hocanın yanıtı çok açık: [Hayatınızın sonuna kadar.]
Konu, aslında bu kadar basit.
Yedek paraşüt, kongrede lazer gösterici ve pil yedeği, yedek otomobil lastiği, bilgisayarın yedeklenmesi, kültür koleksiyonunun yedeklenmesi, laboratuvarda her zaman için yedek birkaç steril tüp, birkaç CASO Broth bulunması.
Mezarı ışıklarla dolsun, dalgıç arkadaşım Cüneyt, boş bidonu şamandıra olarak kullanırken, bidonun içine birkaç zıpkın ucu yedeklerdi.
Neyi ne kadar yedekleyeceğiz?
* Zımba teli yedeği neyse, ama yedek olarak 2 adet de zımba bulundurmalı mıyım?
* Bilgisayarımı her 15 dakikada bir mi yedeklemeliyim?
* Denize girerken yanımda yedek palet mi olmalı?
* Yola çıkarken kullandığım gözlüğün yedeğini de almalı mıyım?
* Arabamın bagajında her zaman yedek 4-5 L benzin bulunmalı mı?
* Siz, daha nelerin yedeklemesini yapıyorsunuz?
* Hayatınızı da yedekleyebiliyor musunuz?
* Günlük yaşamımızda ne kadar riski göze alacağız?
* Ne kadar yedekleme yapacağız?
Kuşkusuz; hepimizin yaşam standardı, hayata bakışı ve işlerimiz farklı. Bugüne kadar hiçbir komşumun kapısını çalıp [Komşu, bende kalmamış, sende şu var mı?] diye sormadım. Ama evim, hiçbir zaman abartılı malzeme ile de dolu değildir.
Benim laboratuvarımdaki en önemli yedekleme, kültür koleksiyonumdur.
Derste öğrencilerime aktardığım şekli ile [Normal olarak insanlar; para, pul, kelebek, çiçek, vs. koleksiyonlar yaparlar. Mikrobiyologlar ise mikrop koleksiyonu yapar.]
Mikrobiyolog olarak güncel çalıştığım mikroorganizmaların koleksiyonunu yapmak zorundayım. Bunların yedekleri, benim için önemli.
Koleksiyona alınacak mikroorganizmanın özelliklerini bilmek koleksiyonun en önemli aşamasıdır. Her ne kadar liyofilizasyon ve ultra derin dondurma (sıvı azot), bugün için mikroorganizma koleksiyonlarında canlılık ve aktiviteyi en iyi koruyan yöntemler olarak bilinse de her laboratuvarda bu imkânlar yoktur. Bunun yerine buzdolabında saklama ve/veya basit olarak gliserol ortamında derin dondurucuda saklamak çoğu defa başvurduğumuz bir yöntemdir.
Benim çalıştığım mikroorganizmalar içinde en sorunlu olanlar laktik asit bakterileridir. Tüpte buzdolabında 2 hafta dayanamazlar. Ya da dayanamayan türleri vardır. Aynı cinse ait 2 farklı tür çok farklı davranış gösterir. Örneğin Lactobacillus bulgaricus son derece duyarlı iken, Lactobacillus plantarum çok daha fazla dirençlidir.
Aynı konuda çalışan tüm mikrobiyologların ortak sorunu izolatlarımızı kaybetmektir. Bir çalışma yaparız, bakterileri büyük zahmetlerle izole ederiz, tanımlarız. Sonra çalışma bitince, tez tamamlanınca izolatları unuturuz.
Yıllardan beri pek çok üniversite ve araştırma kurumunda elde edilen izolatların büyük çoğu bu şekilde kaybedildi. [Komşu, bende kalmamış, sende şu var mı?] diye sormadım ama [Benim bakteri ölmüş, sende şu var mı?] diye akademisyen arkadaşlarımdan sorduğum çok oldu.
Laktik asit bakterileri için çok eski ama geçerliğini koruyan bir yöntem şöyledir: %10 kuru maddeli yağsız süt besiyeri (Skim Milk) tüplere 10’ar mL dağıtılıp, üzerlerine 1’er g CaCO3 ilave edilir. Sterilize edildikten sonra tüpler inoküle edilir, inkübasyon sonrası buzdolabında 3 ay saklanabilir.
Enterobacteriaceae üyelerinin koleksiyonu genel olarak daha kolaydır. Vida kapaklı tüplerde yatık agar hazırlanır, yüzeye sürülür, inkübasyon sonunda buzdolabında çok rahat korunabilir. Bir defasında bir işletmede 3 yıl sonra bu şekilde saklanan bütün koliform koleksiyonunu kurtarmıştım. Kurtarmak için yatık agar tüpleri üzerine doğrudan CASO Broth ekleyip inkübasyona bırakmak son çözüm yoludur.
Koleksiyonun aktifleştirilmesi yanında yedeklenmesi ve yönetimi de önemlidir. Sadece 1 tüp yapıp, gerektiğinde buradan alt kültür yapmak yanlıştır. Ana stok kültür olarak saklanacak olan tüp, sadece koleksiyon yenileneceğinde açılır, aktifleştirilir ve tekrar korumaya alınır. Günlük kullanım için ara stoklar bulundurulur. ISO 11133 numaralı standart, ana ve ara stok dışında bir ara stok daha bulunmasını, günlük çalışma alt kültürlerinin bu 3. önem sırasındaki stok kültürden yapılmasına işaret etmektedir.
Koleksiyonun yedeklenmesi, aktifleştirme anlamında değildir. Aktifleştirme, zamanı gelince yapılması gereken bir işlemdir. Bakteri türüne ve koleksiyonun şekline göre 3 ay ya da 5-10 yılda bir aktifleştirilir. 30 yıllık liyofilize kültürler vardır.
Yedekleme, her kültürden bir anlamda kaç kopya olacağıdır. Kültürler, buzdolabı ya da derin dondurucuda korunuyorsa, kendiliğinden devreye giren jeneratör yoksa ve cuma akşamı elektrik kesilirse, pazartesi sabaha karşı elektrik gelirse ve biz laboratuvara geldiğimizde bunu fark etmezsek koleksiyonu tümüyle kaybetme olasılığı vardır. Fark etsek bile artık yapacak bir şey kalmamış da olabilir.
Buna göre derin dondurucuda saklanan kültürler için en iyi yedekleme, koleksiyonun başka bir laboratuvardaki dondurucuda da korunmasıdır.
Aynı stok içinde aynı bakteriden, özellikle günlük kullanım için olacak stoklardan 1 adet yerine daha fazla sayıda bulundurulması bir anlamda “olmazsa olmazdır” Ana stoktan da tek bakteri yerine daha fazla sayıda bulundurulması ciddi şekilde tavsiye edilmektedir.
Yine bakteri türüne ve amaca göre değişmek üzere çok farklı koruma yöntemleri de vardır. Basitçe, perfore edilmiş kaba filtre kâğıtlarına bakteri emdirilir, temiz bir yerde kendi halinde bırakılarak kurutulur, steril bir kaba aktarılır. Steril bir alüminyum folyo içine yerleştirilerek PTT ile dahi başka adrese gönderilebilir. Koliform grup bakteriler bu şekilde en az bir yıl süre korunabilir. Kullanılacağı zaman, steril bir pens ile bir adet alınıp, CASO Brotha aktarılır.
Son olarak olumlu bir gelişmeden bahsetmek istiyorum. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, ulusal bir kültür koleksiyonu hazırlamak için çalışmalara başladı. Böylece, özellikle endüstriyel öneme sahip izolatlarımızı artık kaybetmeyeceğiz.