Bence pis bir başlık. Çok yıllar öncesinde gazeteci bir arkadaşımla “makale başlığı” konusunda iyisinden tartışmış idik. Ona göre makaleyi okutan başlıktır, “Salmolella’nın virüs olmadığını ben de biliyorum ama virüs deyince halkın ilgisini çok daha fazla çekiyor” demişti. Peki, bu yaklaşıma pek katılmasam da anlamadığım konulara karışmam.
Belçika’daki fabrikada üretilen Kinder Surprise ürününde Salmonella bulunması hiç hoş bir durum değil. Çünkü bu ürün, asıl olarak çocuklara yönelik. Salmonella cinsinin çok yaklaşık 26 bin serotipi vardır ve bunlardan yine çok yaklaşık sadece 50 adedi insanlarda patojendir. Ne yazık ki, bu üründe patojenik olan Salmonella Typhimurium serotipinin, Avrupa’da bu tarihe kadar (10 Nisan 2022) 8 ülkede 105 doğrulanmış ve 29 olası enfeksiyona yol açtığı ve bazı çocuklarda kanlı ishal görüldüğü resmî makamlarca (Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi; ECDC ve Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi; EFSA) bildirildi. Henüz bir ölüm görülmemesi büyük bir şans ve muhtemelen adı geçen üründe Salmonella Typhimurium serotipi sayısı çok düşük.
Sadece Belçika değil, başka ülkelerde de Kinder Surprise üreten Ferrero şirketinin çok ciddi bir ekonomik sorunla karşılaşacağı açık.
Gıdaların üretildiği işletmelerde %100 kalite güvenliği ve %0 risk yoktur. Aslında hiçbir üretimde %100 kalite güvenliği yoktur. Basitçe birkaç örnek vereyim:
Uzay Mekiği Challenger'ın kalkışının gerçekleşeceği günden bir önceki gece (27 Ocak 1986), hava sıcaklığı oldukça düşmüş ve bazı mühendisler kalkışın iptal edilmesi yönünde görüş bildirmişlerdi. Buna rağmen kalkış NASA tarafından onaylanmıştı ve uzay mekiğinin katı yakıt roketlerinin parçası olan güvenlik contaları, soğuk sebebiyle zarar görmüş olmalarından ötürü, işlevlerini yerine getiremediler ve uçuşun 73. saniyesinde araç infilak etti (Kaynak vikipedi). Sonuçta bu kaza mıdır?
Çernobil (26 Nisan 1986) gerçekten bir kaza mıydı yoksa mühendislik hatası veya mühendislerin uyarılarına karşı yöneticilerin “daha çok enerji üretimi” konusunda ısrarı mıydı?
11 Mart 2011 tarihinde Japonya’da 9,0 büyüklüğündeki deprem sonrasında oluşan tsunami 18 bin kişinin yaşamına neden oldu, bazı yerleşimler haritadan silindi. Oluşan dev dalgalar Fukuşima nükleer santralini de vurdu, reaktörleri su bastı ve büyük bir nükleer felakete yol açtı. Depreme dayanıklı binaları ile ünlü Japonya, tsunamiye teslim oldu. Araba ile otoyolda giderken deprem olur ve üstgeçit arabanın üzerine yıkılırsa bu bir kaza mıdır yoksa depreme dayanıklı üstgeçit inşa edilmemesi konusunda mühendislik hatası mıdır? Yoksa konu sadece maliyetlere dayalı risk üstlenilmesi midir? İnşaat mühendisliğinde depreme dayanıklılık hesapları geçmişteki depremlere göre yapılır. Dünya tarihinde bilinen en büyük deprem Şili'de 22 Mayıs 1960'ta meydana geldi. 9,5 şiddetindeki depremde 1655 kişi öldü. Tarihteki en büyük ikinci deprem 28 Mart 1964’te Alaska’da gerçekleşti ve 9,2 büyüklündeki deprem ve ardından oluşan tsunami sonunda 128 kişi hayatını kaybetti. 17 Ağustos 1999 Gölcük depremi 7,2 şiddetinde idi ama yaklaşık 25bin kişi yaşamını yitirdi. Çöken bazı binalarda daha ucuz olduğu için deniz kumu kullanıldığı belirlendi. Daha sonraki bir sayfamda ucuz yaşamayı sorgulayacağım.
Japonya’daki depremden hemen sonra Almanya kaynaklı 2011 mayıs ayındaki E. coli O104:H4 salgınında, Almanlar enfeksiyon kaynağını ivedilikle saptayamadılar. Saptadıkları tarihte 50 kişi ölmüş ve 800’den fazla HUS (Hemorojik Üremik Sendrom; böbrek kaybı ya da böbreklerde çok ciddi hasar) vakası olmuştu.
Titanik gemisinin batması mümkün değil miydi?
Dünya genelinde bunlar gibi çok farklı yüzlerce örnek verilebilir.
Kuşkusuz gıda sanayisi dünya genelinde sıfır hata ile üretim yapmaya çalışıyor ama bir şekilde bir şeyler gözden kaçıyor ya da hiç beklenmedik/ hiç alışılagelmedik bir şeyler oluyor. Her ne olursa olsun sıfır hata, sadece kuramsal bir yaklaşımdır.
İsteyen herkes, salça veya Kinder Surprise ya da çocuklarının/ninelerinin tüketeceği gıdaları kendi evinde üretebilir. Biz ailecek, kişisel olarak yıl boyu tüketeceğimiz tarhana çorbasını evimizde hazırlıyoruz, naneyi de evimizde kurutuyoruz. Reçellerimizi de evimizde kendimiz yaparız. Bu ev üretimleri bir gıda güvenliği konusu değil, zevk meselesi ama evde salça yapmaya hiç niyetlenmedik ve marketlerden ev tipi salça almadık. Bize göre endüstriyel salça çok daha güvenli.
Çok basitçe olmak üzere bindiğiniz uçağın düşmesi tehlikedir. Uçağın düşme olasılığı ise risktir. Uçak yolculuğu yapmazsanız “bindiğiniz uçağın düşme” riskini sıfırlarsınız ancak, yolda yürürken kafanıza uçak düşme riski sıfır değildir.
İster ev üretimi ister gıda sanayisi ürünü olsun tükettiğimiz tüm gıdalarda çeşitli tehlikeler vardır. Aslında konu riski kabullenmektir. Avrupa’da Kinder Surprise tüketen çocuklar, risk analizi yapamazlar. Sadece hoşlarına giden bir ürünü tüketmeye çalışırlar. Devamında o üründen çıkan küçük plastik parçaları monte edip montajı tamamlamanın verdiği gurur da vardır. Bundan sonrasında ailelerin, çocuklarına Kinder Surprise yasaklaması hele ki Covid19 pandemi sürecinde “bana göre” pek olası görülmüyor. Belçika fabrikası üretimi geri çekildi ama Türkiye dâhil başka ülkelerde Kinder Surprise üretimi devam ediyor. Kuşkusuz şimdi Türkiye ve Kinder Surprise üretimi yapan ülkelerde bu ürün muhtemelen dünyanın en güvenilir ürünüdür çünkü kalite kontrol çıtası çok yükselmiştir. Risk algılaması, bu örnekte olduğu gibi ciddi bir kaza sonrası çok yükselir ama zamanla düşer.
Sevgiyle,