Prof. Dr. A. Kadir HALKMAN
EVDE KÖPEK BESLEMEK
Bitkileri ve hayvanları severim. Hatta çok severim. Öncesinde bahçeli bir evde otururken terrier cinsi küçük bir beyaz köpeğim de vardı. O köpekle konuşurdum, o da beni dinlerdi. Kucağımda okşayarak onu uyutmak çok özel bir zevkti. Başka büyük köpeklerle de konuştum.
Çınarcık’ta tanımadığım fakat çok asabileşmiş büyük bir köpekle konuşup onu sakinleştirdiğimde annem ve köpeğin sahibi çok şaşırmıştı. Köpeklerle daha birçok konuşma hikayem var.
Ormanda bir tırtıl ile parmağımda iki saat oynaşmak, bahçede bir mor menekşenin yaprağını bir saat okşamak gibi çok mutluluk duyduğum anlarım da oldu ve olacaktır.
Konu komşu ve arkadaşlarımın bir kısmı evlerinde ağırlıklı olarak kedi, köpek ve kuş besliyor. Evde beslenen başka hayvanlar da var. Kimilerine göre evde kedi beslemek en makul olanıdır, çünkü sokakta gezdirmek gerekli değildir ve kendini temizler. Kedi ile yıldızım bir türlü barışmadı. Muhtemelen bende astım krizine neden oluyor.
Evde kuş beslemek ise bana göre hayvanı dar bir alana hapsetmektir. Altın kafes olsa ne fark eder? Çok yakın bir arkadaşımın evinde muhabbet kuşu vardı, belli zamanlarda kafesten çıkarıp evde özgürce uçmasına izin veriyorlarmış ama sonra kafese koymak bayağı zor oluyor imiş. Muhtemelen arkadaşım kuşu kucağında uyutamamıştır, sanki hayvanın doğasına aykırı. Belki de kucağında uyutmuştur, bilmiyorum.
En zıtlandığım ise bahçesi olmayan evde köpek beslemek. Yine bana göre olmak kaydıyla hayvana eziyetten başka bir şey değil. Sabah herkes işine, okuluna gidiyor ve hayvan akşama kadar yalnız kalıyor. Kedi de aynı şekilde evde yalnız kalıyor ama veteriner hekimlere göre kedi ve köpeğin akşama kadar yalnız kalması farklı imiş ve kedi bu konuda daha toleranslı imiş.
Evde köpek beslemek konusunda asıl zıtlandığım hatta nefret ettiğim konu köpeğin dışkısı. Hayvan, doğal olarak sabah gezdirilmeye çıkarılacak ve dışkılayacak. Aklı başında ve çevresel sorumluluğu olan köpek sahipleri, bir şekilde o dışkıyı basitçe sokaktan temizliyor. Ama ne yazık ki, köpek sahiplerinin kayda değer bir kısmı aklı başında değil ve çevresel sorumlulukları da yok. Sokaklar ve kaldırımlar ile parklar köpek dışkısı ile dolu. Zaten kış mevsimindeyiz, işe ve okula gidilen loş sabah saatlerinde köpek dışkısına basıp düşmemek için insanlar çok dikkatli yürümek zorunda ama sabah taze ekmek almak için bakkala giden yaşlı insanlar doğal olarak yeterli dikkati gösteremiyor.
Peki, evde beslediğiniz köpeği, siz işe/okula gittiğinizde tek başına evde bırakmayı sorun olarak görmüyorsunuz ama sabah köpeği gezdirdiğinizde o dışkıyı sokakta bırakmamalısınız.
Devamında, gençler köpek beslemek istiyor, aile de köpek alıyor. Gençler, bir süre köpeğin sabah gezdirmesini yapıyor ama bir süre sonra bu iş ebeveynlere kalıyor. Sonuçta o köpek doğaya terk ediliyor. Lakin, ev köpeğinin doğada yaşama şansı hiç yok.
Bana göre (sadece bana göre) bahçesiz bir evde beslenilebilecek tek hayvan, akvaryum balığıdır. Ancak, akvaryum balığını kucağımda okşayarak uyutamam ya da yeteri büyüklükte bir akvaryuma girip balıklara sarılıp onları uyutamam, onlarla sarmaş dolaş uyuyamam, çünkü akvaryumda uyumak gibi bir uygulama söz konusu değil. Balıkların uyumasındaki biyolojik durumu bilmiyorum, çok da merak etmiyorum. Bence akvaryum sadece akşam saatinde makul bir ışıklandırma ile Vivaldi dört mevsim/ bahar ve makul bir kadeh kırmızı şarap ile çok huzur verir. Akvaryum değim ise makul boyda olmalı. Bardak kadar bir hacimde Japon Balığı beslemek, yine bana göre kafeste kuş beslemekten farklı değil.
Evde saksı çiçeği yetiştirmenin bile o canlıya karşı bir sorumluluğu varken evde hayvan beslemenin vicdani sorumluluğu çok farklı olsa gerek.
Sevgiyle,