Prof. Dr. A. Kadir HALKMAN
Botoks
Clostridium botulinum, Gram pozitif, çubuk şeklinde ve anaerop bir bakteridir. Oluşturduğu toksin, botulin olarak bilinir ve en öldürücü mikrobiyel toksindir. Solunum felcine yol açar. Önceleri başta bezelye olmak üzere sebze konserveleri ile sosisler, çok sayıda kişinin ölümüne neden olmuştur. Isıl işlemde ölüm kinetiklerinin tam olarak hesaplanması, sosislerde nitrat ve nitrit kullanılması ile dünya genelinde önemini kaybetmiştir. Bununla beraber, arıların doğal olarak Cl. botulinum sporlarını kovana ve dolayısı ile bala taşıması sonunda bağırsak sistemleri henüz yeterince gelişmemiş bebeklerde “bebek botulizmi” görülmektedir. Bir yaş altı bebeklere bal yedirilmemesi ile bu sorun önemli ölçüde çözülmüştür.
Yara botulizmi, bir başka hastalıktır. Kırsal kesimde çeşitli yaralanmalara karşı yaraya bal sürülerek balın antimikrobiyel etkisinden yararlanılmaya çalışılır. Bu uygulama özellikle Çin’de yaygındır. Bala doğal olarak bulaşan Cl. botulinum sporları yaradan kan sistemine geçerek önemli hastalıklara yol açar. Bu nedenle Çin’de üretilen ballar ışınlanarak sporlar öldürülür.
Basında, 2016 yılında Adana’da ev yapımı domates salçası nedeniyle botulin zehirlenmesi olduğu ve 4 kişilik ailenin vefat ettiği bilgisi verilmiştir. Domatesin asitliği, Cl. botulinum sporlarının çimlenmesi ve toksin oluşturmasına izin vermez. Sorun, menemen harcı idi. Menemenin asitliği düşüktür ve Cl. botulinum sporlarının çimlenmesi ve gelişerek botulin oluşturmasını engelleyemez.
Gelelim asıl konumuza yani botoks. Her şeyden önce tıp doktoru ve beslenme uzmanı olmadığımı bir kez daha yineliyorum. Devamında benim yaşam tarzım bana özeldir ve hiç kimseye “ben şöyle besleniyorum, sizde öyle beslenin” ya da “ben şunları yapmıyorum, sizde yapmayın” gibi saçma sapan söylemlerim yoktur.
Botoks, botulin toksininin çok seyreltilmiş formudur. İlk kez ABD’de çeşitli hastalıkların tedavisi için geliştirilmiştir. Sorunlu kasın kendisine ya da hemen yanına botoks enjekte edilir, ilgili kas bir anlamda felç olur ve sorun biter. Son olarak diş sıkma sorunu olan bir yakınıma botoks uygulandı ve şimdi kendisi çok rahat.
Daha sonra botoks, özellikle orta yaş kadınlarda surattaki kırışıklıkların giderilmesi için kullanılamaya başladı. Kırışıklıkların önlenmesi için botoks yapılması bana çok serin gelir, çünkü kadınlar bana göre her yaşta ve kırışıklıkları ile güzeldir.
Son olarak mide botoksu ortaya çıktı. 3-4 yıldan beri uygulanıyormuş, ben yeni duydum. Obeziteden muzdarip bireylerin midesine botoks uygulanarak doyma hissi sağlanıyor ve bu şekilde kilo veriliyor imiş. Kuşkusuz klinik olarak bu uygulamanın yapılması zorunlu durumlar olabilir, bilmiyorum.
Bana, boğazını tutamayanların mide botoksu yaptırmaları çok serin geliyor. Dediğim gibi sadece bana serin geliyor. Şu anda kilo sorunum yok. Klinik olarak yaptırmam zorunlu olsa idi tabi ki yaptırırdım ama sadece boğazımı tutamadığım için böyle bir uygulamaya asla kalkışmazdım. Bunun yerine psikolojik tedaviyi tercih ederdim.
Kilo vermek için mide kelepçesi diye bir uygulama da var ama, o botoks konusunun dışında. Tabi ki o da bana çok serin gelir.
İnsanların kilo vermek için boğazlarını tutmaları gerekir. Her gün gelsin pastalar, börekler ve çörekler, sonra mideye kelepçe, mideye botoks. Niye kendi irademle boğazımı tutmayayım ki?
Tabi bu arada mideye kelepçe ve mide botoksu uygulayan özel kliniklerin reklamlarına dikkat etmekte yarar var. Aşırı tıkınmaya bağlı kilo alma ile klinik zorunlulukların farklı olduğuna bir kez daha dikkat çekmek isterim.
Dedim ya, bu benim hayatım.
Sevgiyle,