Prof. Dr. A. Kadir HALKMAN
Terazi ile kavga etmek
01 Ocak 2012, Pazar
Merhaba,
Diğer laboratuvarlardan farklı olarak mikrobiyoloji laboratuvarında terazi ile kavga etmeyi çok da anlamlı bulmuyorum. Bir fiziksel ya da kimyasal analizde virgülden sonra 4. haneye kadar yapılacak tartımların çok anlamlı olabileceğini biliyorum. “Genel Mikrobiyoloji” dersinin laboratuvarını aldığım 1972/ 73 Güz Yarıyılında mikrobiyolojik analizlerin, fiziksel ve kimyasal analizlerden çok farklı bir yaklaşımla planlandığını, uygulandığını ve değerlendirildiğini hocalarım, bana çok açık bir şekilde öğrettiler.
Konumuza dönelim.
Bir gıdada analiz yapacağız. 10 g gıdayı 90 mL steril seyreltme çözeltisi ile homojenize edeceğiz.
Peki, daha öncesinde ne yapmış idik? Homojenizasyonda kullanacağımız çözeltiyi (serum fizyolojik, pepton, Ringer, MRD vd.) usulüne uygun olarak hazırlamış ve sonra sterilize etmiş idik.
Gelin, şu usulüne göre hazırlanmış homojenizasyon çözeltisi konusundan başlayalım.
Çok basit olarak serum fizyolojik ya da benzeri bir homojenizasyon çözeltisini tam 90 mL olarak hazırladık ve otoklavladık. Otoklav çıkışı ±%2 sapma kabul edilebilir bir değerdir. Laboratuvarların, otoklav çıkışında her 25 kaptan 1 adedinde kontrol yapması ve bu sapma ±%2’den fazla ise düzeltici önlem uygulaması gerekir.
Gerçekte asla böyle sonuçlar elde edilemez ama teorik olarak düşünelim ve bir gıdada tam olarak 1000 KOB/g bakteri olduğunu kabul edelim. Tam olarak 10,0 g tartıp, otoklav sonrası %2 hacim artışı ile 91,8 mL olmuş çözeltide bunu homojenize edelim ve Petri kutusuna 0,10 mL aktaralım. 100 koloni yerine 98 koloni oluşacaktır. Ya da aynı gıdadan 10,0 g yerine %2 hata ile 9,8 g tartsak ve 90,0 mL çözeltide homojenize edip, Petri kutusuna aktarsak 100 koloni yerine yine 100 koloni oluşacaktır.
Kuşkusuz, otoklavda ±%2 hatanın kabul edilmesi bir anlamda mutlak hâkim olunamayacak bir sonuçtur. Gıda numunesinin tartımında göz göre göre hata yapılması ya da başka bir deyiş ile hataya göz yumulması beklenmemelidir.
Et ürünlerinde olduğu gibi bazı gıdalardan tam 10,0 g tartmak çok zordur ve bu konuda ısrarcı olmak, kontaminasyona neden olabilir. O halde terazi ile kavga etmemek gerekir.
Peki, ne yapacağız?
“Numunenin tamamı o kadar çıktı” gibi zorunluluk dışında eksik tartım, 9,9 g olsa bile benimsenmez. Bırakın 10,0 g’dan daha fazla tartalım. 11,2 g olsun. 2 çözüm var.
Öncelikle laboratuvarda zor tartılacak numune ile çalışıyorsak her an el altında steril seyreltme çözeltisi ve pipet bulunmalıdır. Basit orantı kuracağız. 10,0 g için 90,0 mL seyreltme çözeltisi gerekiyorsa 11,2 g için 100,8 mL gerekir. 10,8 mL steril çözeltiyi ekleyince sorun çözülmüş olur.
Yine 11,2 g tarttık ama yedek steril homojenizasyon çözeltisi yok. Yine basit orantı kurarak sorunu çözeriz. 10 g numune + 90 mL homojenizasyon çözeltisi kullanmadaki amaçlar;
-Numuneden yeteri miktarın analiz için alınmış olması,
-Her 1 g numune için yeteri kadar (9 mL) homojenizasyon çözeltisi kullanılmış olması,
-Hesap kolaylığının sağlanmış olmasıdır. Bu şekilde, doğrudan 10–1 seyreltme yapılmış olur.
Şimdi şöyle düşüneceğiz: Toplam ağırlık 11,2 g + 90,0 g (mL)= 101,2 g oldu. Bunun 11,2 g’ı numuneden gelmiştir. 101,2/ 11,2= 9,0357= ~9. Buna göre, bu homojenizattan 0,1 mL ekim yapıp, sonuçta 87 koloni sayarsak, sonucu 87 x 9= 783 KOB/g olarak verilir.
Hepsi bu. Terazi ile kavga etmeden de çözümler getirilebilir.
1975/ 76 güz ve bahar döneminde mezuniyet tezim üzerinde çalışırken terazi ile kavga etmemem gerektiğini hocalarım bana çok açıkça ve gereken detayları ile anlattılar. Ve hatta dediler ki “Terazi ile asıl olarak kavga edenler, kilo sorunu olan/ kilo sorunu olduğunu sanan bayanlardır. Her gün basküle çıkarlar ve garibim baskülün ne sahtekârlığı kalır, ne kalibrasyon eksiği, ne de “ablamın terazisi doğru tartıyor, bu yanlış gösteriyor yargısı …”. OOO
Biraz kilo alındı ise terazinin burada suçu yok gibi görülüyor.