Prof. Dr. A. Kadir HALKMAN
Okullarda Yarıyıl Tatili
01 Mart 2013, Cuma
Merhaba,
LabMedya dergisinde gıda mikrobiyolojisi ve gıda güvenliği konusunda kendi deneyimlerimi aktarmaya, ara sıra da sosyal içerikli konularda gevezelik etmeye çalışıyorum. Bu yazı da sadece öylesine bir gevezelikten ibarettir.
Önceki yıllarda olduğu gibi 2012/13 eğitim döneminde de okullarda şubat ayında yarıyıl tatili oldu. Ben, ilkokul ve sonrasında öğrenci iken buna şubat tatili derdik.
Çok uzun zamandan beri canımı acıtan bir konuyu paylaşmak istiyorum. Adı her ne ise, ilk ve orta öğretimde yarıyıl tatili oldu. Devamında üniversite öğrencilerine de dönem sonu tatil verildi.
Yaş/ ekonomik durum vb. faktörlere bağlı olarak;
-Kimi öğrenciler şubat tatilinde Uludağ’da kayak yapmaya gitti,
-Kimi öğrenciler ayakkabı boyayarak harçlıklarını çıkarmaya çalıştı,
-Kimileri de çoğunlukla annelerinin yanında işe gidip geldi.
Annelerinin yanında işe gidip gelenler kuşkusuz, en küçük olanlar. Yani evde tek başına bırakılamayacak kadar küçük olanlar. Her sabah kamu toplu taşım araçları ile bazen de yürüyerek annelerinin yanında işe gittiler ve akşam eve döndüler. İş yerlerinde annelerin yanında sadece oturdular. Anneleri, bu çocukların vakitlerini geçirmesi için ellerine bir kitap verdiler, ellerine kâğıt kalem verip resim yapmalarını söylediler. Ya da boş bir bilgisayarda oyun oynamalarını istediler.
Yıllar önce bir arkadaşımın ilkokulda okuyan çocuğunun sabah 06’da servise bindiğini ve 2 saat sonra okulda olduğunu öğrenince çok şaşırıp [2 saat ne yapıyorsun?] diye sorduğumda bu kez çocuk şaşırdı. [Uyuyorum] diye cevapladı. Bunu öyle bir ifade ile söyledi ki, sanki yapılacak başka bir şey var mı, koskoca adam bunu bilmiyor mu? Bu kez annesine sordum, [Neden daha yakın bir okula vermediniz, yazık değil mi her gün sabah 6’da servise biniyor, 2 saat de bunun dönüşü var.] Akşam dönüş 2,5 saat oluyormuş ve o okul çok iyi bir eğitim veriyormuş.
Sanıyorum ben çok şanslı olarak yetiştim. İlkokula yürüyerek 15 dakikada gidiyordum. Ortaokul ise 10 dakika mesafede idi. Eve geldiğimde ya annem ya da ablalığım olurdu. İkisi de yoksa komşularımız vardı.
Dünyanın her yerinde gelir durumu farkına bağlı olarak kimi çocuklar tatilde tam olarak tatil yapar, kimileri çalışıp para kazanmak zorundadır. Geçmişte de böyle olmuştur, ileride de böyle olması beklenir.
Ancak tatilde anneleri ile birlikte işe gidip gelen çocukları görünce içim acıyor. Evde, sokakta, parkta arkadaşları ile oyun oynaması gereken çocuklar tatilde anneleri ile birlikte işe gidip geliyor ve tek başlarına sadece vakit geçiriyorlar.
Sosyolog ya da psikolog değilim. Ancak yalnızlık içinde büyüyen bu çocukların biraz daha büyüyünce sadece tek başlarına kalacakları, sosyal aktivitelerinin zayıf olacağı son derece açık. Büyük şirketler işe alım görüşmelerinde kişilerin sosyal aktivitelerini sorguluyor. Hiçbir sosyal aktivitesi olmayanlar en başta eleniyor.
Geçenlerde yabancı kaynaklı olması çok muhtemel ama Türkçe olarak ifade edilmiş hoş bir karikatür görmüştüm. Türk ya da yabancı kaynaklı olması önemli değil, makaleye ekliyorum. Başka söze gerek var mı?
Sadece Türkiye değil, dünyanın pek çok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkesinde durum aynı. Tek arkadaşları bilgisayar ve cep telefonu olan genç sayısı artıyor.
Yarıyıl tatilinde anneleri ile işe gidip gelen çocukları gördükçe onların geleceği için üzülüyorum. İçim bu yüzden acıyor.
Sevgiyle,