Prof. Dr. A. Kadir HALKMAN
Kimlerden Korkmalıyız?
01 Mart 2012, Perşembe
Tabi ki yarı cahillerden. Cahil, cahil olduğunu bilirse sorun yoktur. Öğrenmeye çalışır. Yarı cahil ise kendini bilgili sanandır. Yarım yamalak bir şeyler bilir ama çok şey bildiğini sanır. Daha kötüsü, yanlış bilgi sahibi olup, bunun yanlış olduğunu bilmeden bunu başkalarına da aktarmaya çalışanlardır.
Bunlar, dünyayı kurtardıklarını sanırlar. Hele karşılarında emme basma tulumba gibi kafalarını sallayarak dinleyenler varsa “iyi ki dünyaya gelmişim de şu zavallı insanlara faydam oldu” diye sevinirler.
Bunlar, bazı yanlış bilgilere körü körüne inanırlar. Bağnazdırlar. Bağnaz denildiğinde genelde dinsel konular akla gelirse de bağnazlık, bir bilgiye körü körüne inanmaktır. Yanlış bildiklerini akıllarına dahi getirmezler. Doğru bildiklerinden yana en küçük bir şüpheleri yoktur. Birileri kendilerini uyarsa onların yanlış bildiğini düşünüp, acıyarak bakarlar. Önlerine kanıtlar konulsa, bilimsel çalışmalar gösterilse ilgilenmezler bile. Çünkü tek doğru kendi bildikleridir.
Bunlar, tuttukları futbol takımının hangi 11 ile maça çıkmasını kimin yedek kulübesinde bekletilmesi gerektiğini, nasıl bir taktik uygulaması gerektiğini teknik direktörden daha iyi bilirler. Futbolcu hata yaptığında çok sinirlenirler. Hakemin her zaman kendi takımlarının aleyhine karar verdiğine inanırlar.
Bunlar, GDO’ya karşıdırlar. Ama GDO’yu sadece adı ile “Genetiği Değiştirilmiş Organizma” olarak bilirler. Nasıl elde edilir, artısı eksisi nedir, potansiyel tehlikesi nedir, ekonomik bağımlılığı nedir bilmezler. Çokuluslu şirketlerin emri ile GDO konusunda araştırma yaptırılmadığını, olumsuz sonuçların yayımlattırılmadığını da iddia ederler. Sadece GDO’ya karşıdırlar. Neden karşı olduklarını dahi doğru dürüst bilmezler. Aynı şekilde nükleer enerjiye, gıda ışınlamaya da karşıdırlar.
Bunlar, hangi gıdaların kanser yaptığını çok iyi bilirler. Öyle iyi bilirler ki, onların dediği şekilde beslenenler asla kanser olmazlar. Yeter ki her şey doğal olsun, hiçbir gıda sanayiden geçmesin, tarımda ilaç ve hatta yapay gübre kullanılmasın, hayvanlara antibiyotik verilmesin isterler. Pazara gittiklerinde organik gıda peşinde koşarlar ama bilmezler ki, bir gıdanın etiketine organik yazınca o gıda organik olmuyor.
Bunlar, Osmanlı ve Türk Cumhuriyet tarihini de çok iyi bilirler. Ortadoğu ve Balkanlardaki demografik yapı, petrol ve doğalgaz politikalarını, vs. her şeyi bilirler.
Kimisi her konuyu çok iyi bilir. Kimisi de birkaç konuyu çok iyi bilir ama her konuda kendisinden fikir alınmasını isterler. Hani nerede ise, saatin kaç olduğu dahi onlardan sorulmalıdır. Saat pilinin zayıflamış olacağını akıllarına dahi getirmezler.
Hemen hepsinin ağzı çok iyi laf yapar. Karizmatik bir görünümleri vardır.
Takımın hangi 11 ile sahaya çıkması gerektiği konusundaki fikir yürütmeleri benim sağlığımı fazlaca bozmaz. Televizyonu kapatırım ya da o masayı terk ederim. En fazla, biraz sinirim bozulur, biraz da kızarım. Sağlığımı daha fazla bozmaz.
“UHT süt içmeyin, kanser yapar ama pastörize sütten vazgeçmeyin” şeklinde bir bildirgeleri olsa ben de bu bildirgeyi ciddiye alıp bu şekli ile uygularsam da sağlığım bozulmaz. Niye bozulsun ki, süt süttür. İster pastörize ya da UHT içme sütü, ister yoğurt, ister peynir vb. şekillerde süt ürünü tüketimi gereklidir.
Benzer şekilde “X marka kola, arabanın pasını çıkartır” gibi saçma sapan bir bildiriye de inanırsam ve hayatımın bundan sonraki kısmında X marka kola içmesem ama bildirgede adı geçmediği için Y marka kolayı ara sıra içsem de bir sağlık sorunum olmaz. Hatta bundan sonra arabanın pasını söken bir ürünü vücuduma almadığım için mutlu olurum, bağışıklık sistemim dahi daha iyi çalışmaya başlar.
Ancak halk sağlığını tehdit eden bildirgeleri var.
Sanıyorlar ki her süt pıhtısı yoğurttur. Yeter ki bir süt pıhtısı olsunda ne olursa olsun. Şu kadarı akıllarına bile gelmiyor: Sokaklar, kedi köpek dışkısı dolu. Bir parça dışkıyı süte atıp beklesinler bakalım. Oluşan pıhtıyı yoğurt diye yiyebilecekler mi?
Çok merak ettiğim bir konu var. Şu kanser yapar, bu kanser yapar diye her yerde konuşan bu yarı cahillerin kaçı sigara kullanıyor?
Sevgiyle...