Beslenme
Oruç tutmak kan basıncını düzenlemek için faydalı
Amerikan Kalp Derneği Dergisi'nde yayınlanan çalışma, Ramazan ayında milyonlarca insanın yaşadığı yaşam tarzındaki köklü değişikliğin sağlık üzerindeki etkilerini belirlemeye çalıştı. Yayın, daha önce yapılmış birkaç çalışmanın sistematik bir incelemesinin yanı sıra Londra'daki araştırmacılar tarafından bağımsız olarak yürütülen boylamsal bir çalışmadan oluşmaktadır.
Imperial College London'da epidemiyoloji ve biyoistatistik alanında öğretim görevlisi ve doktora adayı olan MSPH Rami Al-Jafar ve meslektaşları, "Yüz milyonlarca Müslüman dünya çapında Ramazan orucunu uygulasa da bu ibadetin sağlık üzerindeki etkisi yeterince araştırılmamıştır. Kan basıncı, hipertansiyonlu bireyler de dahil olmak üzere, besin alımı ve zamanlaması, fiziksel aktivite ve uyku düzenindeki bu tür değişikliklerden ciddi bir biçimde etkilenebilir, ama Ramazan orucunun tansiyon üzerindeki etkisine dair araştırmalar sonuçsuz” dedi.
LORANS çalışması
Londra Ramazan Çalışması (LORANS), 25 Nisan - 16 Haziran 2019 tarihleri arasında 85 katılımcının sistolik ve diyastolik kan basıncını Ramazan'dan önce ve hemen sonra değerlendirdi. Katılımcıların yaş ortalaması 46 idi ve yüzde 53'ü erkekti. Oruç süresi günde 15,5 saatti ve kan basıncı, iki ziyaretin her birinde (Ramazan öncesi ve sonrası) 30 saniyelik aralıklarla üç kez hesaplandı. Araştırmacılar üç ölçümün ortalamasını hesapladılar. Her katılımcı için yağ yüzdesi/kütlesi, yağsız kütleyi ve toplam vücut suyunu ölçtüler ve katılımcılardan temel yaşam tarzı seçimlerini belirlemek için anket doldurmaları istendi.
LORANS'ın sonuçları, Ramazan orucundan sonra sistolik kan basıncının 7,29 mm Hg (%95 GA, –4,74 ila –9,84) ve diyastolik kan basıncının 3,42 mm Hg (%95 GA, –1,73 ila –5,09) daha düşük olduğunu buldu.
Sistematik inceleme
Araştırmacılar daha sonra, Ramazan'ın Londra dışında sistolik ve diyastolik kan basıncı üzerindeki etkilerini araştırmak için dünyanın dört bir yanından 32 ek çalışmanın sistematik bir incelemesini ve meta-analizini gerçekleştirdiler. 3213 katılımcıdan oluşan kohortun yüzde 23,3'ü sağlıklı, yüzde 55,5'i tip 2 diyabet, yüzde 3,5'i hipertansiyon ve yüzde 19,1'i kronik böbrek hastalığına sahipti.
Al-Jafar ve meslektaşları, "Bu konuyla ilgili daha önce bazı incelemeler olmasına rağmen bunların her biri ya sağlıklı bireyler ya da belirli bir hastalık grubu üzerinde yapılan çalışmaları hedef aldı. Meta-analizimiz, sağlıklı ve sağlıksız bireyler üzerindeki çalışmaları kapsıyordu ve alt grup analizini içeriyordu. Çok kültürlü toplum temelli bir örneklem aldığımız kendi çalışmamızı (LORANS) da dahil ettik” açıklamasını yaptılar.
Sistematik incelemeye katılanlar arasında sistolik kan basıncı Ramazandan sonra 3,19 mm Hg (%95 GA, –4,43 ila –1,96; I2 = %48) ve diyastolik kan basıncı 2,26 mm Hg (%95 GA, –3,19 ila –1,34; I2 = %66) daha düşüktü.
Araştırmacılar, vücudun enerji üretmek için glikozdan ketonlara geçtiğinde, 8 ila 12 saatlik açlık arasında başlayan ve kan basıncını düşüren bir insülin düşüşüyle sonuçlanan metabolik bir değişime uğradığını yazdılar.
Çalışmaya göre, düşük kan basıncı büyük ölçüde sağlıklı, hipertansiyon ve diyabet gruplarında gözlendi, ama kronik böbrek hastalığı olan hastalarda gözlenmedi.
Al-Jafar ve meslektaşları, "Ramazan orucunun ağırlık, toplam vücut suyu ve yağ kütlesinden bağımsız olarak tansiyon üzerinde faydalı bir etkisi var gibi görünüyor” dedi.
Makale:
https://www.thelancet.com/journals/lancet/article/PIIS0140-6736(21)01921-8/fulltext