Beslenme
Beslenme ile ruh sağlığınız arasındaki bağlantıyı bilir misiniz?
Queen's Üniversitesi Belfast'ın öncülüğünde yürütülen ve Bristol's Children of the 90s Üniversitesinden elde edilen verileri kullanan çalışmada, omega-6 ve omega-3 yağ asitlerinin kan seviyelerinin ve dokosaheksaenoik asit (DHA) adı verilen belirli bir omega-3 yağ asidinin zamanla nasıl değiştiği incelenmiştir. Cambridge Üniversitesi ve RCSI Tıp ve Sağlık Bilimleri Üniversitesinden araştırmacılarla iş birliği içinde çalışarak, bu değişikliklerin 24 yaşındaki genç yetişkinlerde psikoz semptomlarının gelişimiyle ilişkili olup olmadığını ve nasıl ilişkili olduğunu belirlemek amaçlanmıştır.
Araştırmacılar, katılımcıları çocukluktan yetişkinliğe kadar takip etmiştir. Katılımcılardan yaşamları boyunca 7, 15, 17 ve 24 yaş olmak üzere belirli yaşlarda toplanan kan testlerinde yağ asidi düzeyleri ölçülmüştür. Bulgular, kanlarında omega-3 yağ asitlerine kıyasla sürekli olarak daha yüksek omega-6 düzeylerine sahip olanların ve aynı zamanda sürekli olarak düşük DHA düzeylerine sahip olanların, bu süre zarfında düzeyleri ortalama kalan kişilere kıyasla 24 yaşında daha fazla psikotik deneyim yaşadıklarını ortaya koymuştur. Psikotik deneyimler, paranoya düşüncelerini veya başkalarının duyamayacağı sesleri duymayı içermektedir. Ayrıca bu katılımcılar daha fazla olumsuz psikoz belirtileri göstermiştir. Negatif belirtiler arasında aktivitelere karşı ilgi kaybı, duyguların donuklaşması ve sosyal geri çekilme yer almaktadır.
Genel sağlık için yeterli omega-3 yağ asitleri alımı tavsiye edilir ve omega-6 ile omega-3 arasındaki dengenin çeşitli fiziksel ve zihinsel sağlık yararları için önemli olduğu düşünülmektedir. Omega-3 açısından zengin besinler arasında bazı balıklar ve deniz ürünleri, bazı bitkisel yağlar, kuruyemişler ve chia tohumu, keten tohumu, Brüksel lahanası gibi yüksek yağlı bitkisel besinler bulunmaktadır. Omega-6 yağ asitleri ayçiçeği, aspir, soya, susam ve mısır yağlarında bulunmaktadır.
Queen's Üniversitesi Akademik Klinik Öğretim Görevlisi Dr. David Mongan, ‘Bu ilk çalışma önemlidir çünkü elde edilen sonuçlar, ister diyet ister takviye yoluyla olsun, gelişimin kritik aşamalarında yağ asidi durumunun optimize edilmesinin, erken yetişkinlikte psikotik semptomların azaltılmasıyla ilişkili olarak daha fazla araştırmayı hak ettiğini göstermektedir.’ diyerek bulguların önemi hakkında yorum yapmıştır. Cambridge Üniversitesi Psikiyatri Bölümü'nden Dr. Ben Perry, ‘Çocukluk ve ergenlik döneminde omega-6 ve omega-3 yağ asitlerinin yüksek oranları ile yetişkinlikte psikoz deneyimlerindeki artış arasında ilginç bir bağlantı bulduk. Bunun neden böyle olduğunu henüz bilmiyoruz ancak insanların bu bulgulardan endişe duyması gerektiğine de inanmıyoruz. Dengeli beslenmenin bir parçası olan Omega-6 yağ asitleri önemli besinlerdir ve insanların bunları diyetlerinden çıkarmalarını önermiyoruz. Gelecekteki araştırmaların diyet ve zihinsel sağlık arasındaki bu olası bağlantıyı daha ayrıntılı olarak araştıracağını umuyoruz.’ ekleyerek açıklama yapmıştır. Ayrıca RCSI Moleküler Psikiyatri Profesörü David Cotter, ‘Önceki araştırmalarımıza dayanarak, bu bulgular, yağ asitleri ile daha sonraki zihinsel sağlık arasındaki önemli ilişkiye, özellikle de omega 6 ve omega 3 arasındaki dengesizliğin daha sonraki psikotik deneyim riskini nasıl artırabileceğine dair anlayışımızı güçlendiriyor.’diye açıklamıştır.
Baş Araştırmacı Profesör Nic Timpson, ‘Children of the 90s'nde toplanan sağlık verileri, yaşamı değiştiren araştırmalara olanak sağlıyor ve burada, beslenme tavsiyelerine rehberlik edebilecek gelecekteki araştırmalar üzerinde etki yaratma potansiyeline sahip büyüleyici bir çalışmanın bir örneği vardır.’ diyerek ALSPAC verilerinin kullanımı yoluyla bulgular hakkında yorum yapmıştır.
Yazar: Bassma BOUANANI