Psikoloji
BİR İNSANIN YALAN SÖYLEDİĞİ NASIL ANLAŞILIR?
Karşımızdaki insanın fiziksel hareketlerinden, yüzündeki ifadeden veya söylediği bir sözden onun yalan söylediğini anlamak mümkün. Önemli olan sizin ona bu tespiti yapabilecek sağlıklı yaklaşımda bulunabilmeniz. Siz karşınızdaki insanı okumasını bilirseniz onun yalan söyleyip söylemediğini çok kolay anlayabilirsiniz. Bu hayatınızdaki insanı iyi tanımaktan geçer. Eğer beden dilini ve ağzından çıkan sözleri sarf ederken gerçekleştirdiği tonlamaları okuyabilecek kadar karşımızdaki insanın ruh halinde hakim isek, onun yalan söylediğini anlamak çok daha kolay olacaktır ama yine de bize yol gösterecek ipuçları elbette daima vardır. Bir insanın yalan söyleyip söylemediğini anlamak için iki farklı gözleme ihtiyaç var.
Ruh Hali ve Tavırlar
Yalan söylemek, çoğu zaman doğruyu söylemekten daha büyük bir sorumluluk yükler insana. Çünkü doğru bir tanedir ve sen ne yaparsan yap doğru asla değişmez. Oysa yalan bir tane olabileceği gibi onlarca ve hatta yüzlerce de olabilir. Bir insanın yalan söylemekten ötürü strese girmesinin en önemli sebebi söylediği yalanı adeta bir doğruymuş gibi kabul ederek hayatını yaşaması gerekliliğidir. Doğruyu daima aklınızda tutmanız ve kendinize hatırlatmanız gerekmez. Yalan söylemek çok büyük bir yüktür ve bu yüküm ağırlığı altında ezilmemek mümkün değildir. Bu sebeple mutlaka yalan söyleyen insan bir yerde bir şekilde patlayan ruh haline hâkim olamayacak ve kendini ele verecektir.
Yalan söyleyen ve bunu alışkanlık haline getiren insanların çoğunda en göze batan özellik daima gergin olmalarıdır. Bu gerginlik dolayısıyla daima bir kendilerini savunma hali içerisine girerler. Sürekli sorgulandıklarını ve karşılarındaki insanların onun yalanını veya açığını ortaya çıkarmak için çabaladığı inancındadırlar. Bu durum da onları, aslında etrafta hiçbir tehdit olmamasına karşın, daima gergin ve diken üstünde tutar. Kendilerini kapana kısılmış hissettikleri için de hep saldırmaya hazır bir ruh halleri vardır. Anlamsız ve gereksiz bir gerginlikleri vardır ama buna rağmen sanki dünyanın en rahat insanıymış gibi davranırlar. Ama bu davranış o kadar yapmacıktır ki bin metre öteden bunun altında yatan gerginliği seçebilirsiniz.
Beden Dili ve Fiziksel Göstergeler
Yalan söylemek daima gerginlik doğurur. Dünyanın en rahat ve dertsiz insanı bile yalan söyledikten sonra fizyolojik olarak aynı kalamaz. Bir yalanın ortaya çıkma ihtimali, yalanı söyleyen kişi açısından pek çok yönden oldukça risklidir. En önemlisi rezil olacaktır. Bu durum, rezil olma fikri bile insanı fizyolojik olarak ciddi bir değişime sürükler. Biz ne kadar gizlemeye çalışırsak çalışalım, başarılı bir göz bu değişimleri an ve an okuyacaktır.
İncelenmesi gereken ilk fiziksel özellik kişinin beden dilini nasıl kullandığıdır. Karşınızdaki insan size bir şeyler anlatmaya çalışırken çok abartılı bir beden dili kullanıyorsa, olması gerekenden sakin veya fazlasıyla hararetli bir şekilde derdini anlatmaya çalışıyorsa çok büyük bir ihtimalle söylediği sözler ile ilgili şüphe duyuyor veya bilinçli olarak size yalan söylüyordur. Bunun yanı sıra gözler ve eller karşımızdaki insanın bize yalan söyleyip söylemediğini anlamak için en önemli aynadırlar. Gözler yalan söylemez diye boşuna demiyorlar. Karşınızdaki insan sizinle konuşurken gözlerini kaçırıyor veya abartılı bir göz teması kuruyorsa yalan söylemenin gerginliğini yaşıyor olabilir. Aynı şekilde, ellerini sık sık ovuşturuyor veya sabit tutmakta zorlanıyorsa bu da psikolojik baskının en belirgin özelliklerinden birisidir. Aynı zamanda cildin kızarması ve ani terlemeler de yalan söyleyen insanları tespit etmekte size büyük yardımcıdır. Yalan söyleyen insanın yaşadığı gerginlik vücudunda salgılanan hormonlarda ani değişimlere sebep olur. Bu değişimler de mutlaka fizyolojik olarak dışa vuracaktır. Terleme, mide bulantısı, iştahsızlık veya açılan iştah da yalan söyleyen bir insanın tespitini kolaylaştırır.
Kaynak: Kooplog / İdil Ceren Yılmaz - www.kooplog.com