Beslenme
Omega-3 Takviyesi İmmünoterapinin Kanserle Mücadele Gücünü Artırabilir
Vücudun kendi bağışıklık sistemini kanserli hücrelere saldırması için uyaran immünoterapi, kanser tedavisinde devrim yapmıştı, ama ne yazık ki her hastada işe yaramıyor. Yeni yapılan bir araştırmada elde edilen bulgular, omega-3 yağ asitlerinin immünoterapiye yardımcı olabileceğini ve diğer tedavilerin kanserle mücadelede daha iyi bir iş çıkardığını gösterdi.
Harvard Tıp Okulu'nun Boston'daki Beth Israel Deaconess Tıp Merkezi'nde araştırma görevlisi olan Abigail Kelly, “Beslenme müdahaleleri etkili olabilirler, çünkü uygulanması nispeten basit ve ucuzdur. Bulgularımız, omega-3 takviyesinin klinik ortamda immünoterapiyi ve diğer kanser önleyici ilaçları geniş ölçüde iyileştirme potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir" dedi.
Çeşitli laboratuvarlardan yapılan araştırmalar, omega-3 yağ asitlerinin kanser riskini azaltmaya yardımcı olabileceğini, çok fazla omega-6 yağ asidi tüketmenin ise kanseri uyarabileceğini öne sürmüştü. Omega-3’ler kaynakları balık, fındık ve tohumları içerirlerken; omega-6'lar et, yumurta ve diğer gıdalarda bulunurlar.
Omega-3 takviyesi, farelerde deri altında MB49 mesane kanseri tümörlerinde immünoterapinin etkinliğini artırır. Kaynak: Abigail Kelly, Beth Israel Deaconess Tıp Merkezi/Harvard Tıp Okulu.
Kelly ve çalışmanın kıdemli yazarı Dipak Panigraphy, yaptıkları yeni çalışmalarında, bu yağ asitleri ile takviye edilen beslenme şeklinin immünoterapinin anti-tümör aktivitesinde ve enzim çözünür epoksit hidrolaz (sEH) inhibe eden bir anti-enflamasyon terapisini nasıl etkilediğini öğrenmek istediler. İmmünoterapinin düzenleyici onayı vardır ve anti-inflamatuar tedavi klinik geliştirme sürecinden geçerken klinik olarak kullanılmaktadır.
Araştırmacılar yeni çalışmaları için birincil ve metastatik tümörlerin son teknoloji fare modellerini kullandılar. Fareler, tümör enjeksiyonundan 10 gün önce ve çalışmaların süresi boyunca standart bir beslenme düzeniyle veya omega-3 veya 6 ile zenginleştirilmiş bir beslenme biçimiyle beslenerek çalışmaya hazırlandılar. Tümörler enjekte edildikten bir hafta sonra her diyet grubundaki fareye immünoterapi, anti-enflamasyon tedavi veya her iki tedavi birlikte uygulandı ya da hiç tedavi uygulanmadı.
sEH inhibisyonu ile kombinasyon halindeki Omega-3 takviyesi, farelerde deri altında Lewis Lung Carcinoma tümörlerinde immünoterapinin etkinliğini artırır. Kaynak: Abigail Kelly, Beth Israel Deaconess Tıp Merkezi/Harvard Tıp Okulu
Araştırmacılar, omega-3 yağ asidi takviyesinin, immünoterapi, sEH inhibitörü veya birlikte kullanılan her iki tedavi ile tedavi edilen farelerde tümör büyümesini engellediğini buldu. Buna karşılık, yüksek omega-6 ve immünoterapi verilen farelerde belirli tümör tiplerinde hızlandırılmış tümör büyümesi yaşandı.
Yüksek omega-3 diyeti ve her iki kanser tedavisini alan farelerde, tedavi görmeyen ve normal beslenme şekli olan farelere kıyasla tümör büyümesi yüzde 67'ye kadarı engellendi. Bu, olası sinerjistik anti-tümör aktivitesini göstermektedir. Yani birleşik etki parçalarının toplamından daha büyük olabilir.
Kelly, “İlk kez farelere omega-3 yağ asitleri ile zenginleştirilmiş diyetler verildiğinde immünoterapi ve anti-enflamasyon tedavi (sEHi) kombinasyonunun daha etkili olduğunu gösterdik. Bu çok umut verici, çünkü kanser hastaları için diyet takviyesi uygulamak kolay ve zaten immünoterapi alan hastalar için eklenebilir" dedi.
Araştırmacılar şimdi, omega-3 takviyesi ile sağlanan potansiyel olarak sinerjik anti-tümör aktivitesinin etki mekanizmasını belirlemek için ek çalışmalar yapmaktalar.
Kelly, yeni araştırmasını 2-5 Nisan 2022'de Philadelphia'da yapılan Experimental Biology 2022 toplantısında Amerikan Araştırmacı Patoloji Derneği’nin yıllık toplantısında sundu.