Labmedya - Laboratuvar ve Sağlık Gazetesi

Bu çalışmada katılımcılar belirsiz film kliplerini izledi ve daha sonra ortak bir anlayışa ulaşmak için içerikleri tartışmışlardır. Araştırmacılar, anlaşmaya varıldığında grup üyelerinin beyin dalgası modellerinin daha fazla benzer hale geldiğini bulmuştur. Çalışma Nature Communications'da yayınlanmıştır.

İletişim insanların en temel ihtiyaçlarından biridir. Bebeklerin ve çocukların bilişsel kapasitelerinin tam olarak gelişmesi için iletişim gereklidir. Komünikasyon yoluyla iletişim kurma ve eylemleri koordine etme yeteneği, insanları gezegenin baskın türü yapan eylemdir. Uzun süre başkalarıyla iletişim kurma fırsatından mahrum bırakılan insanların ruh sağlıklarını korumaları oldukça zordur.

Başkalarıyla iletişim kurmanın aynı zamanda insanların inançlarını şekillendirmesinin, kimliğini tanımlamasının ve günlük hayatta kalmak için gerekli olan birçok şeyi başarmasının bir yoludur. İnsan toplumu oldukça uzmanlaşmıştır ve insanlar genellikle ihtiyaçlarının çoğunu başkalarıyla iletişim ve alışveriş yoluyla elde etmektedirler. Bütün bunlardan iletişimin sinirsel süreçlerimizi şekillendirdiği bellidir, ancak bunun tam olarak nasıl olduğu yeterince açık değildir.

Araştırma yazarı Beau Sievers ve meslektaşları, konuşma yoluyla fikir birliği oluşturmanın bir grubun beyin aktivitesini nasıl değiştirdiğini araştırmak istemişlerdir. Tüm insan kültürlerinin, grupların konuşma yoluyla fikir birliğine varmasını içeren süreçlere sahip olduğunu belirtmektediler. Çalışma, daha önce sosyal ağlar üzerine yapılan bir araştırma çalışmasının parçası olan, ABD'deki özel bir üniversiteden 49 İşletme Yüksek Lisans öğrencisini içermektedir. Yaşları 26 ile 32 arasında değişen katılımcılar arasında 26 kadın vardı. Çalışmadan önce katılımcılar, sosyal ağ konumlarını haritalandıran, başkalarıyla olan bağlantılarını ve ilişkilerini ortaya koyan bir anketi tamamlamışlardır.

Katılımcılar, işlevsel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) taramalarından geçerken önemli filmlerden video klipler izlemişlerdir. Sosyal etkileşimlere odaklanan klipler, belirsizlikleri nedeniyle seçildi ve sessiz olarak gösterildi, diyalog ve müzik ipuçları kaldırılmıştır. Bunun ardından katılımcılar 3 ila 6 kişilik gruplar halinde bir araya gelerek klipleri tartıştı ve yorumları üzerinde fikir birliğine varmıştır. Daha sonra bu fikir birliğini yansıtan bir anketi tamamlamışlardır. Son oturumda, başka bir fMRI taramasından geçerken klipleri yeniden izlemişlerdir. Sonuçlar, fikir birliğine varan grupların üçüncü oturum sırasında beyin aktivitelerinde daha fazla benzerliğe sahip olduğunu göstermiştir. Bu uyum özellikle görsel ve işitsel duyuşsal alanlarla beraber dikkat ve varsayılan mod ağıyla ilgili daha üst düzey alanlarda belirgin olmuştur.

Araştırmacılar ayrıca tartışmalar sırasında davranış kalıplarını da gözlemlemiştir. Sosyal statüleri yüksek olarak algılanan katılımcılar daha fazla konuştu ve başkalarına inanmadıklarının sinyalini vermiştir. Gruplarında eşit olmayan bir sıra alma durumu vardı, ancak aynı zamanda daha düşük düzeyde sinirsel aktivite uyumu da görülmüştür. Öte yandan, sosyal ağlarında merkezi konumda olan katılımcılar, diğerlerini konuşmaya teşvik ederek daha eşit bir şekilde sıra almayı sağlamışlardır. Bu tür gruplar 3. oturumda daha yüksek düzeyde sinirsel hizalanma göstermiştir.

Çalışmanın yazarları, ‘Bu sonuçlar, kişinin sohbet arkadaşları gibi düşünmesinin sosyal bağlantıyı kolaylaştırma olasılığını ortaya koyuyor. Kişilik ve sosyal ağ merkeziliği üzerine önceki araştırmalar bu yöne işaret ediyor: Kendini izleme özelliği yüksek olan kişiler (davranışlarını etraflarındaki insanlara göre uyarlayanlar gibi), sosyal açıdan daha merkezi olma eğilimindedirler ve bağlantısız gruplar arasında arkadaşlar edinerek öyle olurlar. Katılımcılarımızın sosyal ağlarında nasıl merkezi hale geldiklerini bilmesek de, etki ve esnekliğin birleşimi yoluyla grupların fikir birliğine varmalarına yardımcı olma yeteneğinin, onların geniş ve çeşitli arkadaş grupları oluşturmalarına olanak sağlaması makuldür. Ayrıca merkezi ağ pozisyonlarında bulunanların bağımsız nedenlerle fikir birliği oluşturucu konuşma davranışları geliştirmeye motive olmaları da mümkündür.’ diyerek açıklamıştır.

Çalışma, grup tartışmaları sonucunda meydana gelen sinirsel aktivite değişikliklerine ışık tutmaktadır. Ancak gözlemlenen etkiler nispeten küçüktü ve belirli film kliplerinin izlenmesi ve tartışılmasının sonucu olmaktadır. Diğer film klipleri veya diğer içerik türlerinde etkilenen beyin alanlarının aynı olmaması mümkündür.

Yazar: Bassma BOUANANI

Kaynakça:www.psypost.org