Araştırma
Bireysel Çevrecilik Gerçekten Fark Yaratıyor mu?
Ancak bazı vatandaşlar, gösterdikleri bu çabaların işe yarayıp yaramadığını sorguluyor. “Sanayi devasa ölçekte kirletmeye devam ederken, belli bir kesim ulaşımını jetlerle sağlarken, benim sıfır atık çabamın gerçekten bir anlamı var mı?” sorusu şu aralar medyada dolanıyor. Bu çabamız işe yarıyor mu hadi bir bakalım.
Türkiye’de bir bireyin yıllık ortalama karbon ayak izi yaklaşık 4 tondur. Bu rakam, ulaşım, ev ısınması, gıda ve alışveriş gibi temel tüketim davranışlarından kaynaklanıyor. Ancak dünya genelinde emisyonların yaklaşık %50’si, en zengin %10’luk kesimden geliyor. Özel jetler, büyük evler ve sık seyahatler bu farkın sebebiyken, en yoksul %50’nin toplam emisyona katkısı yalnızca %10. Ek olarak küresel karbon salımının %73’ü enerji ve sanayi faaliyetlerinden kaynaklanıyor. Kömür santralleri, çimento ve tekstil üretimi gibi sektörler yalnızca karbon değil, aynı zamanda hava ve su kirliliği açısından da başı çekiyor. Mesela tek bir kömür santrali yılda 10 milyon tondan fazla karbon salabiliyor. Bu miktarın milyonlarca bireyin yıllık toplam evsel emisyonlarını geride bırakabildiğini söylesem inanır mısınız?
Bireysel tercihler hem farkındalık hem de dönüşüm yaratma gücü taşıyor elbette. Küçük bireysel adımlar kolektif davranış değişimini tetikleyebiliyor. Örneğin Türkiye’de 2019’da plastik poşetlerin ücretli hale gelmesiyle kullanım %75 oranında azaldı. Ayrıca tüketici baskısı geri dönüştürülmüş ürünlere, vegan gıdalara, elektrikli araçlara olan talep, şirketlerin üretim politikalarını doğrudan etkiliyor. Öte yandan alt gelir gruplarında bireyler zaten daha az tüketim yaptığı için karbon ayak izi de düşük oluyor. Ancak bu grupların çevreci tercihler yapma imkânları sınırlı. Yenilenebilir enerji kullanmak ya da sürdürülebilir ürünleri tercih etmek maliyetli olabiliyor.
İklim krizini durdurmak için hem bireysel hem de sistemsel değişim gerekiyor. UNEP’in 2023 raporunda, bireysel bilinçlenmenin politika değişikliği baskısında önemli rol oynadığı belirtilmiş. Yani bireylerin talep ve tercihleri, karar verenler üzerinde etkili olduğunu söyleyebiliriz. Çevresel sorunların asıl kaynağı sanayi ve benzerleri olsa da, bireysel çabalar çözümün temel bir parçası olduğunu bilmeliyiz. Tek başına yeterli olmasa da her bireyin katkısı, büyük değişimlerin başlangıcını oluşturabilir. Ancak tabii ki asıl etki sanayi ve enerji sistemlerinin dönüşümüyle sağlanacak. Bu nedenle “benim etkim küçük” demek yerine “benim de katkım var” diyerek vazgeçmemeli, harekete geçmeliyiz.
Yazar: Eylül Rüzgar Üzer
Kaynaklar
1. Gore, T., Alestig, M., Ratcliff, A., Oxfam France, 62 bis, avenue Parmentier, 75011 Paris (France), & Oxfam International, L'Atrium, Route de Chaka, Kilimani, Nairobi (Kenya). (2021). Confronting carbon inequality. Putting climate justice at the heart of the Covid-19 recovery. https://inis.iaea.org/records/93qk0-e9z64
2. https://www.csb.gov.tr/plastik-poset-kullanimi-yuzde-75-oraninda-azaldi-bakanlik-faaliyetleri-31995
3. https://www.unep.org/resources/making-peace-nature