Araştırma
Konuşma terapistinin gözünden Covıd-19’un konuşma ile yayılımı
Bu yazıda yazarlar konuşma terapisti perspektifinden koronavirüsün konuşma yolu ile taşınımını ve bulaşmasını ele almışlardır.
Birçok araştırmacı, 2019 sonlarında tespit edilen ve kademeli olarak yayılmaya başlayan COVID-19 hastalığının nasıl bulaştığı ve bu bulaşmayı nasıl engelleyebileceklerine dair çalışmalar yürüttüler. Örneğin araştırmacılar, 40°C’nin üstündeki sıcaklıkların ve uygun havalandırmanın virüsün gelişmesine, çoğalmasına ve bulaşmasına engel olabileceğini ancak ortam neminin taşınım için etkisiz olduğunu buldular.
Hastalık etkenini bulaştırmanın ana yollarından biri hapşırma veya öksürme hatta nefes alma sırasında damlacıklar aracılığı ile virüsü yaymaktır. Bu sebepten dolayı, konuşma ile ilgili bazı faktörlerin, virüsün bulaşma riskini konuşma esnasında arttırdığı tespit edilmiştir. Çalışmada bu faktörler üç kategoride incelenmektedir:
1- Konuşmacıların Psikodilbilimsel Faktörleri
Normalden hızlı, yüksek enerjili ve yüksek sesli konuşmalarda /p, t, k/ gibi yüksek basınçlı, patlamalı seslerin üretiminde konuşma artikülatörlerinin abartılı kullanılması sebebiyle partikül ve damlacıklar ağızdan daha uzağa sıçrayabilir.
2- Anatomik Tabanlı Konuşma Bozuklukları
Ön diş eksikliği, sınıf 3 kusurlu çene, dudak ve damak yarıklıkları gibi ağız-yüz anormallikleri olan veya protez ve diş ortodontisi gibi oral destek cihazları takanlar, konuşma esnasında dudakların veya diğer artikülatörlerin kapanmaması nedeniyle normal kişilere göre ağızlarından ilgili virüsü içeren damlacıkların fırlatılma riski daha yüksektir.
3- Fonksiyonel Temelli Konuşma Bozuklukları
Sürtünmeli /s, z/ ve afrikatif /t∫, dž/ seslerin çıkışı esnasında dudaklar ve ekstra hava odası arasındaki boşluğun açılması nedeniyle lisp konuşma bozukluğu olan kişilerde ayrıca kekemelikten kaynaklı tonik spazmları izleyen artikülatörlerin ani çıkışına bağlı ikincil dudak hareketlerinin eşlik ettiği şiddetli kekemeliğe sahip olan kişilerde koronavirüs içeren damlacıkların fırlatılma riski daha yüksektir.
Tüm bu bilgiler ışığında konuşma terapistlerinin kliniklerinde yüz siperi, ağız koruyucusu ve eldiven takmaları, klinik seanslardan önce ve sonrasında ellerini yıkamaları ve danışandan en az iki metre mesafe ile terapi yapmaları tavsiye edilmektedir. Ek olarak danışanlara yukarıda söz edilen koronavirüsün olası aktarımında yüksek risk teşkil ettiklerine dair bilgilendirmelerin yapılması önemlidir. Öte yandan, konuşma sırasında risk faktörlerini ve koronavirüs bulaşma olasılığını belirlemek için konuşma terapistlerinin disiplinlerarası danışmanlık almaları ve/veya yapmaları ve sağlık ekipleri ile karşılıklı yardımlaşmaları gerekli görülmektedir. Bu nedenle konuşma terapisi, COVID-19’un kişiler arasındaki yayılımının belirlemek ve azaltmak için önemli bir role sahiptir.
Kaynak
Ravanbakhsh, M., Zamani, P. (2020). You Might Transmit COVID-19 Only Via Talking; A Speech Therapy Perspective. Health in Emergencies & Disasters Quarterly, 5(3); 121-122.