Gıda
KİMYASAL İŞLEME MARUZ KALAN BESİNLERİ NASIL ANLARIZ?
Meyve ve sebzelerin sağlığımıza olan katkılarından dolayı mutlaka tüketilmesi gerekiyor. Ancak çürümesini ve uzun süre sağlam kalmasını sağlamak amacıyla bu besinlerde, çeşitli kimyasal maddeler kullanılıyor. Bu kimyasallar, sebze ve meyvelerde çeşitli şekillerde belli olabiliyor. Peki, bunu nasıl anlayabiliriz? İşte birkaç püf noktası…
Domates
Domatesin ilaçlı olup olmadığını anlamak aslında oldukça basit. Öncelikle şunu bilmelisiniz ki; domates yazın tüketilmesi gereken sebzeler arasında yer alıyor. Kışın tüketilen domatesler, sağlığınız açısından tehlikeli olabilir. Eğer domatesin kabuğunun çok yapay göründüğünü düşünüyor ve çıplak gözle beyaz çizgilerin farkına varabiliyorsanız, bu gıda nitrik asit içeriyor demektir. Uzak durun!
Patates
Patateste küçük yumruların çok fazla olması, içerisinde kararmalar meydana gelmesi çok fazla ilaca maruz kaldığını işaret ediyor olabilir. Patatesi satın aldıktan sonra sıcak yerde bekletmemek gerekir ve kısa sürede tüketilmesi önerilir.
Bal kabağı
Kış mevsiminde sofralarınızı şenlendiren bal kabağı da ilaca maruz kalabilir. Kabağın dışı pürüzsüzse ilaca maruz kalmadığı söylenebilir. Tam tersi; eğer life benzer yamuk çizgileri ya da kara benekleri varsa, bal kabağı ilaca maruz kalmış olabilir.
Salatalık
Salatalık da domates gibi yaz mevsiminde tüketilmelidir. Mevsiminde tüketilmeyen ve içerisinde çekirdek bulunmayan yumuşak salatalar, sağlık açısından risk oluşturabilir.
Mısır ve Soya
GDO'lu ürünler konusu açıldığı zamanda en çok dile getirilen besinler mısır ve soyadır. Soya ve mısırın birçok gıdanın içeriğinde bulunması nedeniyle GDO içeren besinlerin oldukça geniş bir yelpazeye sahip olduğunu söyleyebiliriz.
Peki ya ne yapmak gerekir?
- Pürüzsüz, yarasız meyve ve sebzeler almamaya çalışın.
- Özellikle şeftali ve kayısılarda normalden daha büyük ve iri olan ürünler almamaya çalışın.
- Her tür meyve ve sebzelerde normalden daha büyük ve sert dayanıklı meyveler almamaya dikkat edin. Böyle ürünlerin, kimyasal işleme maruz kalmış olma ihtimali yüksektir.
- Olabildiğince boyutları çok düzgün ve birbirine benzer, yakın olan ürünler almamaya gayret gösterin.
- Günlerce açıkta, sıcak havada bozulmayan, çürümeyen meyve ve sebzeler genellikle GDO'lu ürünlerdir.
- Mevsimi olmadığı halde satılan meyve ve sebzelerden uzak durun.
- Genellikle dış yüzeyleri kaygan ve yağlı bir tabakaya sahip olan besinler kimyasal işlemden geçmiş olabilir. Meyve ve sebze alırken böyle olup olmadığını kontrol edin.
- Biber, patlıcan gibi çekirdekli ürünlerde özellikle çekirdeklerinin az ya da hiç olup olmamasına dikkat etmeniz gerekiyor. Çekirdeği az olan veya olmayan ürünlerin genetiği ile oynanmış olabilir.
- Çilek, armut gibi yumuşak dokulu olması gereken; ancak ısırdığınızda ya da kestiğinizde karton keser gibi “hırt, hart” diye ses çıkaran besinlerden uzak durun.
- İçinde kendi doğal renklerinin dışında başka renklerle karşılaştığınız ürünleri (Mesela doğal rengi kırmızı olan domates ve çileğin kabuğuna yakın kısımlarında rastladığınız beyazlıklar) satın almamaya çalışın.
- Kokladığınızda doğal kokusunu alamadığınız ürünler muhtemelen kimyasal içeriğe sahiptir.
- Isırdığınızda süngerimsi kıvamda hissettiğiniz o tat, hiç de doğal değil. Yemeyin!
- Günlerce açık havada ya da sıcakta beklediği halde yumuşamayan, çürümeyen, pörsümeyen sebze ve meyveler kulağa hiç de hoş gelmiyor. Kesinlikle tüketmeyin.
Doğal ortamında ve doğal zamanında yetiştirilmesi gereken besinler, çok başka ortamlarda ve zamanlarda yetiştirilmeye başlandı. Bunun neticesinde de o meyve ve sebzelerden aldığımız besin değeri ve vitaminlerde hissedilir derecede kayıplar oluştu. Besin değerindeki kayıplardan çok daha vahimi ise insan vücudunda kansere kadar varabilen rahatsızlıklar baş göstermeye başladı. İnsan bu noktada esefle şöyle düşünüyor: Keşke bu gelişmeler yaşanmasaydı da, insanlar az ve öz de olsa doğal ürünleri tüketebilselerdi.
Kaynak: SGK / Milliyet