Araştırma
EN HEYECANLI HORMON ADRENALİN
Böbreküstü bezlerimizden salınan adrenalin hormonu vücudumuzda tirozin amino asidinden sırasıyla dopa, dopamin, norepinefrin sentezlendikten sonra küçük bir reaksiyon sonucu sentezlenebilmektedir. Adrenalin hormonunun salımı sinir sistemi tarafından var olan durum değişikliklerine bağlı olarak kontrol edilmektedir. Örneğin ani duygu durum değişiklikleri yaşandığı zamanlarda; birinden kaçarken, yüksek bir yerden atlarken, paraşüte binerken gibi anlarda adrenalin salımı gerçekleşmektedir.
Kendimizi heyecanlı hissettiğimiz anlar adrenalin salımının olduğu anlardır ve bazı belirgin şekilde hissettiğimiz belirtilerine ek olarak hissedemediğimiz bazı değişikliklere de yol açmaktadır. Kan damarlarını daraltarak kan basıncını artırması hissedilir bir belirtisidir, böyle anlarda hepimiz kalbimizin ağzımızdan çıkacakmış gibi çarptığını hissederiz. Buna ilave olarak da bronşları genişleterek vücudumuza daha aktif şekilde oksijen alabilmemizi sağlamaktadır. Böyle anlarda da genellikle hızlı hızlı nefes alarak veririz. Bu belirtileri hissedebileceğimiz belirtileridir, bunun yanı sıra bizlerin hissedemediği birkaç değişikliğe daha yol açmaktadır ve bu değişiklikler metabolizma ile yakından ilgilidir. Bu aşamada kortizol hormonuna benzer şekilde ani değişiklik yaratan olayların üstesinden gelebilmemiz için kan glukoz seviyesini artırmak amacıyla karaciğer ve kaslarda buna benzer ani durumlar için depolanan glikojenin yıkılarak glukoz formunda kana geçişini sağlamaktadır, buna ilaveten lipolizisi artırarak yağ dokunun parçalanmasına katkı sağlamaktadır. Adrenalin aynı zamanda uzayan açlık dönemlerinde de vücut strese girdiği için kandaki glukoz miktarını artırmak ve beynin tek yakıtı olan glukozun kana geçmesini sağlamak için de işlev görebilmektedir.
Gelelim şimdi adrenalin hormonunun egzersiz ile olan ilişkisine; şiddetli egzersiz yapıldığı durumlarda biliyoruz ki enerji gereksinimini karşılamak için kaslarda laktik asit oluşumu yöntemi ile kaslar kendine enerji temin edebilmektedir. Tabi bu aşamada kaslarda laktik asit birikimi arttıkça kaslardaki asidik ortam gittikçe kişinin kendisini daha yorgun hissetmesine neden olmaktadır. Kaslar bu aşamaya gelene kadar ise kaslarda bulunan glikojeni yakarak enerji teminini sağlamaktadırlar. Bu aşamalar adrenalin hormonu tarafından aktive edilerek süreç başlamaktadır ve yapılan çalışmalara göre spor esnasında kan adrenalin miktarları kişilerde dinlenme haline göre daha yüksek bulunmuştur. Adrenalin salındıktan sonra glikojenin glukoza yıkımı için kalsiyum ve adrenalin hormonu bir nevi tetikleyici görev görmektedir. Bunun haricinde bir de heyecanla yapılan spor türleri için adrenalin bir vazgeçilmezdir. Örneğin rafting, dağ tırmanışı, yamaç paraşütü bunlardan birkaç tanesidir. İnsanlar için bir tutku haline gelen adrenalin ile yapılan sporların bu şekilde tercih edilmesinin ve bir tutku haline gelmesinin nedeni büyük oranda hormonlar ve hissettirdikleri ile ilgilidir.
Adrenalin bazı durumlarda tıpta tedavi edici olarak da kullanılan bir hormondur. Kalbin durması gibi durumlarda hastalara direk adrenalin takviyesi yapılarak kalbin yeniden atması sağlanmaktadır. Genel olarak anlaşılacağı üzere kalp ile birebir ilişkisi bulunan adrenalinin yerli yersiz salımı da gerçekleşebilmektedir. Böyle durumlarda kişiler panik hallerde gösterdikleri belirtileri gösterdikleri için (örneğin kalpleri çok hızlı attığı için) kalp krizi geçirdiklerini düşünebilmektedirler ancak bu durum bazen bir panik bozukluk olan ‘’panik atak’’ ile karışabilmektedir. Adından da anlaşılacağı üzere vücut gereksiz yere ‘’dövüş ya da kaç’’ sinyali aldığı için bu belirtileri göstermektedir ve yapılan kalp ile ilgili tetkikler sonucu herhangi bir problem olmadığı ortaya çıktığı anda genellikle panik bozukluktan şüphe edilebilmektedir. Bu farkı ayırt edebilen kişiler bu panik bozukluğun biraz daha iyi bir şekilde üstesinden gelebilmektedir. Haliyle birçok kişinin isteyerek yaşadığı heyecan durumu bazıları için pek de iyi gelmeyebilir. Bu heyecan durumunun en güzel yaşandığı olaylardan biri ise genellikle aşık olduğumuzu hissettiğimiz anlardır. Gözbebeklerimiz büyür, kalbimiz pır pır atar örneğin ya da sevdiğimiz bir kişinin uzun bir yolculuk sonrası onu göreceğimiz anda hissettiklerimiz de bunlar değil midir? Mutlu olduğumuz anlar ile heyecanlı olduğumuz anlar birçoğumuz için hayatında hiç unutamayacağı duyguları kişilere yaşatan anlar ve hislerle doludur. Hepinizin mutluluk içinde yaşayacağı heyecanları olması dileğiyle…
Dr. Öğr. Üyesi Ceren TÜRKCAN
Biyomedikal Müh. Öğretim Üyesi ve Ct Biyoteknoloji A.Ş. Kurucusu
Kaynaklar:
· Jan Koolman, Klaus-Heinrich Röhm, Jürgen Wirth, Color Atlas of Biochemistry, Nobel Tıp Kitabevi, 2003.
· Vatan Kavak, Zuhal Arıtürk, Kenan İltümür, İsmail Hamdi Kara, Sait Alan, Sporcularda Kalpteki Strüktürel Ve Fonksiyonel Değişikliklerin Hipertansif Hastalar ve Spor Yapmayan Sedanter Bireyler İle Karşılaştırılması, Dicle Tıp Dergisi, 2006, 33(3) 139-144.