Röportaj
Güven, Saygı, Gelişim, Paylaşım: SEM
Sayın Balcı, sizi biraz tanıyabilir miyiz? Ne kadar zamandır SEM bünyesinde yer alıyorsunuz?
1961 yılı, Afyonkarahisar doğumluyum. 8 yaşına kadar Bursa’da, daha sonrasında üniversite hayatıma kadar İstanbul Bakırköy’de yaşadım. 1982’de Ege Üniversitesi Mikrobiyoloji bölümünden mezun oldum. Çalışma hayatıma TEK İlaç’ta başladım. Askerlik görevimi tamamladıktan sonra 1985 yılında İncekaralar’da çalışmaya başladım. 1989 yılında ortaklarımla birlikte, o zamanki adı SEM Limited’i kurduk. Bu tarihten beri kesintisiz olarak SEM bünyesinde çalışmaktayım.
SEM’i biraz tanıyabilir miyiz; kilometre taşları, misyon ve hedefleri nelerdir?
Sektöre kromatografi ve spektroskopi alanında, kullanıcılara uygulama ve servis hizmeti vererek başladık. 1989 yılında o zamanki adıyla Hewlett Packard (HP), şimdiki adıyla Agilent Technologies’in temsilciliğini almak bizim için en önemli kilometre taşlarından biridir. Zaman içerisinde hizmetlerimizi çeşitlendirerek bugüne kadar geldik. Tam hizmet ve karşılıklı güven ile değer yaratarak hep daha iyiye ulaştık.
SEM’i birlik ve beraberliğimizi güçlendiren dört temel ilke üzerine kurduk.
Güven, saygı, gelişim ve paylaşım…
Toplum, çalışanlarımız, ortaklarımız, müşterilerimiz, tedarikçilerimiz ve bayilerimiz olmak üzere tüm paydaşlarımız için geçmişimizden edindiğimiz bu ilkeler ışığında birbirimize güvenerek, saygı göstererek, gelişerek ve paylaşarak geldiğimiz bugünümüzü unutmadan daha ileriye taşıyabilmek başlıca hedefimizdir.
Laboratuvar cihazları satış ve destek hizmetlerinde hız ve kaliteyi arttırarak en üst düzeyde, en yeni teknolojiler ile müşteri memnuniyetini sağlamak için çıktığımız bu yolda; eğitim ve AR-GE faaliyetlerimizle de müşterilerimize destek vermekteyiz. İçinde yaşadığımız toplumun yaşam kalitesini arttırmaya yönelik faaliyetlerde bulunmayı misyonumuz haline getirdik.
SEM laboratuvar cihazları kaç yıllık bir geçmişe ve hangi ürün portföyüne sahip?
1989 yılında ortaklarımla beraber kurduğumuz SEM bugün 33 yaşında. SEM temelde kendi alanlarında profesyonelleşmiş farklı gruplardan oluşuyor ve 68 adet markayı temsil ediyor.
Analitik Cihaz grubumuzda kromatografi ve spektroskopi cihazlarımızın hizmetini vermekteyiz.
Laboratuvar Çözümleri grubumuzda ise laboratuvarların temel ihtiyaçlarına yönelik cihazlarımızın ve sarf malzemelerin satışını yapıyoruz.Yaşam Bilimleri ve Diagnostik grubumuz ile de genetik ve patoloji alanlarına çözümler sunmaktayız. Servis grubumuz 60 kişilik kadrosu ile tüm ürünlerimiz ile ilgili kurulum, bakım ve aplikasyon desteği vermektedir.
2010 yılından beri metod geliştirme ve kullanıcılarımızın ihtiyaç duyduğu çözümleri üreten grubumuz 2018 yılında T.C Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı onaylı AR-GE merkezi olarak tanımlanmış ve bünyesinde bulunan 18 aplikasyon uzmanı ile çeşitli alanlarda sanayi ve üniversiteler ile ortak projeler geliştirip metot ve validasyon çalışmaları yapmaktadır.
SEM’in bir markası olan JASEM ile yerli ve kullanıma hazır analiz kitleriyle klinik ve gıda sektörlerine hizmet vermekteyiz. Satış grupları ile sürekli temasta, beraber çalışan Pazarlama grubumuz ile ise tüm tanıtım faaliyetlerimizi yürütmekteyiz.
SEM GRUP, Türkiye haricinde hangi ülkelerde hizmet veriyor? Global olarak ve ülkemizde görev alan kaç personele sahip?
SEM, sadece Türkiye içinde 170 kişilik bir kadro ile hizmet vermektedir. Bununla birlikte Altium Grup şirketlerimiz ile dünyada 460 kişilik bir kadromuz var.Türkiye haricinde Altium Grup olarak; Çekya, Hırvatistan, Polonya, Kosova, Bosna Hersek, İsviçre, Azerbaycan ve Romanya olmak üzere 8 ülkede daha şirketlerimiz bulunmakta.
Bilinirliğinizi artıran kurumsal yönetim stratejilerinden biraz bahseder misiniz?
Patron şirketi değil kurumsal bir şirketiz. Kurumsal bir yapı ve akılla yönetilen bir şirket oluşumuz bence en önemli stratejimizdi ve bunun için çok uğraştık. Uzun bir süredir şirketimiz profesyonel yönetim ilkelerine bağlı olarak yönetilmekte.
Çalışma arkadaşlarımız ve müşterilerimizle aramızdaki güven, saygı, gelişim ve paylaşım ilkelerimiz sayesinde sektörde adı akıllara ilk gelen firmalardan biriyiz. Bunun sorumluluğunun da farkında olarak yurtiçi ve yurtdışında pazarlama faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Sektörel eğitimlere ve seminerlere oldukça önem veriyoruz.
AR-GE faaliyetlerimiz ile hem ekibimizin hem de cihaz kullanıcılarını gelişimine katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Bunun dışında belirli dönemlerde gerçekleştirdiğimiz İnovasyon Günleri etkinliklerimizle, sektörel olarak tüm gelişmeleri yine kullanıcılarla buluşturuyoruz.
Satış sonrası destek bu sektörde oldukça önemli. Siz de bu alanda oldukça ilgili ve başarılısınız. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?
İstanbul, Ankara ve İzmir ofislerimizde çalışan, tedarikçilerimizden düzenli olarak eğitim alan 60 kişilik bir servis departmanımız var. Tüm yeni teknolojilerden haberdar olan ve eğitimlerini alan çalışma arkadaşlarımız alanlarında oldukça yetkindir.
Servis hizmetlerimiz kapsamında satışını yapmakta olduğumuz tüm cihazlar için yedek parça ve sarf malzemeleri için gerekli stok seviyelerini optimumda sağlayarak bakım ve arıza giderme sürelerini minimumda tutabiliyoruz.
Sem Teknoloji Akademisi oluşumumuz ile hem müşterilerimizin ihtiyaçları ve talepleri hem de çalışanlarımızın kişisel gelişimlerine yönelik ihtiyaçlar doğrultusunda geliştirilen eğitim programları ile yüz yüze ve online eğitimler düzenliyoruz. Gerçekleştirilen bu eğitimlerde ihtiyaçlara ilgili teorik ve uygulamalı aplikasyon eğitimleri veriyoruz ve sertifikalandırıyoruz. Bunun ekibimizin ve sektörün gelişimi için önemli bir yöntem olduğunu düşünüyoruz.
SEM markasını kuruluşundan bugüne birçok başarıya imza attı. Hangi unsurlar gün geçtikçe büyümenizin temel taşlarını oluşturuyor?
Çözüm odaklı bir şirketiz. Sat ve unut gibi bir davranış biçimimiz hiç olmadı. Önemli olan ciro, kar değil. Bizim asıl ön plana aldığımız şey gerçekçi ve doğru çözümleri müşterilerimize sunabilmek ve bunun devamlılığını sağlayabilmek.
Bir diğer önemli unsur ise aidiyet. Çalışanlarımızın SEM’e karşı hissettiği aidiyeti SEM de çalışanlarına ve müşterilerine karşı hissediyor. Bu sebeple her alanda olduğu gibi güven, saygı, gelişim ve paylaşım ilkeleri yine ortaya çıkıyor.
Laboratuvar sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Gelecek nesiller bu sürecin ne kadarına hâkim olabilecek?
Laboratuvar sektörü sürekli gelişmeye devam eden bir sektör. Türkiye’de henüz gerçek kapasitesine ulaşmamış pek çok alan var ve yeni teknolojiler, yeni gereksinimler nedeni ile gelişmeye devam edecektir. Sanayinin Ar-Ge faaliyetlerini artırması pek çok gelişmeye olanak sağlayacaktır. Geçmişi bilmek kadar gelişimi takip edebilmek de çok önemlidir. Bu nedenle kişisel bilgi gelişimi ve uzmanlaşma isteği, teknolojik gelişmeler talebi artıracaktır. Gelecek nesillerin yeniliklerle birlikte sektörü ilerleteceklerine karşı inancımız tamdır.
Özellikle sektör bazlı düşünülürse pandemi sürecinde ve sonrasında sizce neler değişti?
Pandemi bize bir sürü şey öğretti. Daha efektif çalışma yöntemlerinin olduğunu gördük.
Pandemi sürecinin hemen başında hazır olan altyapımız sayesinde acil durum prosedürlerimizi devreye sokarak hemen uyum sağlayabildik. Süreç boyunca da tüm ekiplerimiz ile uzaktan çalışma sistemimizi verimli bir şekilde uyguladık. Süreç boyunca hem çalışanlarımızın hem de müşterilerimizin sağlığı ve güvenliğini ön planda tutarak neredeyse hiç aksatmadan işlerimizi ve projelerimizi yürütmeye devam ettik.
Küresel rekabetin içindeki büyük ve başarılı bir markada yer almak, bir yönetici olarak sizi nasıl etkiliyor?
Bizler yöneticilerimiz ve çalışanlarımız için gelişimi ve değişimi teşvik edecek daha iyi ortamlar yaratmak için uğraşıyoruz. Küresel rekabet sürekli olarak gelişmeyi ve değişimi teşvik etmekte aynı zamanda büyük fırsatlar sunmakta. Rekabet bir savaş değildir daha iyi olabilmek için bir yarıştır ve biz bundan büyük keyif alırız.
Son olarak, yoğun iş temponuzda kendinize nasıl vakit ayırıyorsunuz? İş dışında neler yapmaktan keyif alırsınız?
Yoğun iş temposunu benim üzerimden alan yöneticiler var ve onlara buradan çok teşekkür ediyorum. İş dışında keyif aldığım şeyler yeni iş alanlarını ve teknolojileri keşfetmek ve bu yönde çalışmalar yapmak. Arkadaşlarım ve çalışma arkadaşlarımla beraber olmak, onlarla deneyimlerimi paylaşmak ve destek olmaktan büyük keyif alıyorum.
Bunların dışında benim 2 tane temel tutkum var. Klasik araba restorasyonu ve deniz. Bu yüzden zamanımın bir kısmını denizde geçirmekten ve klasik arabalar üzerinde uğraşmaktan çok keyif alıyorum. Pandemiden önce şirketimizin de bir yelken kulübü ve yarış ekibimiz vardı. Şirket çalışanlarımız çeşitli yarışmalara katılıp takım ruhu oluşturma deneyimi kazandılar. Bu çalışmalardan ve arkadaşlarımla denizde olmaktan büyük keyif aldım.
Güvenle, Saygıyla, Gelişerek ve Paylaşarak;
Birlikte yeni ufuklara yelken açmak dileğiyle…