Röportaj
Türkiye'nin Ulusal Sağlık Teknolojileri Platformu
Sayın Mankan, sizi biraz tanıyabilir miyiz? Sektöre girişiniz nasıl oluştu?
İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Gıda Mühendisliği alanında yüksek lisans derecemle başladığım kariyer yolculuğum, beni ilaç ve biyoteknoloji sektörlerine yönlendirdi. İş hayatıma merhum Prof. Dr. İlhami Karayalçın’ın asistanı olarak araştırma uzmanı olarak başladım. Ardından laboratuvar sektöründe 16 sene boyunca üst düzey yöneticilik yaparak, Türkiye operasyonlarını yürüttüm. Türkiye’nin dört bir yanındaki akademik ve sektörel gelişmeleri yakından takip ettiğim bu yıllarda, özellikle Türkiye’nin Ar-Ge yolculuğuna olan ilgim pekişti. Bu yıllarda Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltacak her türlü projenin desteklenmesine yönelik çalışmalarımı sürdürdüm. Profesyonel hayatım boyunca, ilaç ve biyoteknoloji alanlarında yenilikçi teknolojiler ve bu teknolojilerin transferi konularına yoğunlaşarak deneyimler edindim.
2 yıldır Trustlife İcra Kurulu Üyesi görevini yürütüyorsunuz. Trustlife’da kendi adınıza ne gibi yeniliklere imza attınız?
Öncelikle Trustlife, ilaç geliştirme odaklı bir VC platformudur ve ‘’Türkiye’nin ilk ilaç adayı olacak, orijinal ilaç molekülünü geliştirmek’’ fikri ile doğmuştur. Bu çalışmaların yapılabilmesi adına pre-klinik basamaklarının tamamımın tek bir merkezden koordine edilmesi için İstanbul Ataşehir’de 1200 m2 ilk bir İlaç Ar-Ge merkezi tasarlanmıştır. Kendi alanında Türkiye'de bir ilk olan merkezimiz hem fon çatısı altındaki Türkiye’deki bilim insanlarımızın projelerine hem de dünyadan çeşitli ilaç şirketlerine CRO hizmeti veren konumdadır. Laboratuvar alanındaki bilgi birikimim ile tasarım ve devreye alma sürecinde yoğun mesailer harcayarak bu merkezin dünya standartlarında bir ilaç geliştirme merkezi olması adına görev aldım.
Sektörün önemli firmaları arasında yer alıyorsunuz. Trustlife’ın kuruluş öyküsü ve yenilikçi bakış açısı hakkında neler söylersiniz?
Kuruluşumuzun temelinde, kanser ve nadir hastalıklara karşı Türkiye’nin ilk orijinal ilacını geliştirmek fikri vardır. Bilimsel önderliği Prof. Dr. Adil Mardinoğlu ve Prof. Dr. Hasan Türkez yapmaktadır. Kuruluş öykümüz, akademik araştırmaların ve sektörel ihtiyaçların yatırımcılarla buluştuğu bir platform olma fikriyle şekillendi. Bu amaçla Trustlife, 2021 yılında Rota Portföy yönetim şirketi ile SPK onaylı bir sağlık teknolojileri girişim sermayesi yatırım fonu olarak kuruldu. Fonun yenilikçi bakış açısı Türkiye’nin sağlık teknolojileri alanındaki tüm paydaşlarını bir araya getirerek ilaç geliştirme alanında uçtan uca bir destek mekanizması sağlamaktır. İlaç geliştirme alanındaki yenilikçi bakış açısını ise ‘’sistem biyolojisi & yapay zeka destekli ilaç geliştirme” metodolojisi olarak özetleyebiliriz.
Türkiye’nin Ulusal Sağlık Teknolojileri-Trustlife’ın vizyon ve misyonundan biraz bahseder misiniz? Kimlere hitap ediyorsunuz?
Trustlife olarak vizyonumuz kanser ve nadir hastalıklar alanında ilaç geliştirme projelerini destekleyerek hem Türkiye’de hem de dünya çapında önemli başarılara imza atmaktır. Misyonumuz ise akademik ve sektörel araştırmaları yatırımcılarla buluşturarak, etkili ve yenilikçi sağlık çözümleri geliştirmektir.
Bu platformun paydaşlarını başta bilim insanları, ilgili sağlık profesyonelleri, kamu ve araştırma kurumları, patent ofisleri, sağlık alanına ilgi duyan kurumsal yatırımcılar, finansal danışmanlık yapan kuruluşlar olarak sıralayabiliriz. Hedefimiz, bu süreçte bilimsel mükemmellik ile ticari başarıyı bir araya getirmektir.
Yenilikçi ilaç geliştirme konusuna biraz değinelim mi? Süreç nasıl işliyor?
Trustlife olarak, ilaç geliştirme sürecine getirdiğimiz yenilikçi bakış açısıyla öne çıkıyoruz. Sürecimiz, temel bir fikirden başlayarak laboratuvar aşamalarından klinik deneylere kadar uzanıyor. Trustlife metodolojisi, multi-omik verilerin üretilmesi, sistem biyoloji ve yapay zeka yaklaşımlarını içerir. Bu, biyobelirteç ve ilaç hedefi bulma sürecini hızlandırmada etkili olurken; pre-klinik aşamaların tek bir merkezden yönetilmesine olanak tanır. Amacımız, ilaç geliştirme sürecini geleneksel 14-15 yıl süresinden, 6-7 yıla düşürmektir. Trustlife metodolojisi, bilimsel araştırma ve teknolojiyi en etkili şekilde birleştirerek yeni tedavilere daha hızlı ve etkin bir şekilde ulaşmayı hedeflemektedir.
Trustlife metodolojisinden bahseder misiniz?
Trustlife metodolojisi, bilimsel araştırmaları ve yenilikçi fikirleri yatırımcılarla bir araya getirme amacı güden multidisipliner bir yaklaşıma dayanmaktadır. Uluslararası standartlarda başlatılan proje başvuru süreci, objektif seçim kriterleri ve bağımsız panel değerlendirme süreciyle ilerler ve seçilen bilim insanlarının projelerini uçtan uca destekleyerek ticarileşme sürecini hızlandırmayı amaçlar. Bu metodoloji, SPK onaylı bir girişim sermayesi yatırım fonu olan Trustlife'ın temelini oluşturur. Trustlife, bilimsel, finansal ve yönetimsel kaynakları entegre bir yapıda birleştirir. Bu, projelerin etkili bir şekilde desteklenmesini ve başarıya ulaşma olasılığını artırır. Uluslararası deneyimli yönetim ve bilim ekibi ile kanser, kronik ve nadir hastalıklara odaklı çok projeli ve riski dağıtılmış portföy yapısı vardır. Bu süreçte, yenilikçilik, sürdürülebilirlik ve etik değerler ön planda tutulmaktadır. Böylece Trustlife metodolojisi, yenilikçi projelerin hayata geçirilmesi için dinamik ve entegre bir yaklaşım sunar, bu iş modeli ile de sağlık sektöründeki dönüşüme liderlik etmeyi amaçlar.
Trustlife Labs bünyesinde hizmet verilen projeler nelerdir?
Trustlife Labs, özellikle ilaç tasarımı ve pre-klinik çalışmalar üzerine odaklanmaktadır. Trustlife Labs İlaç Ar-Ge Merkezimiz, İlaç geliştirme sürecinde ‘İlaç Tasarımı’ ve ‘Pre-Klinik Çalışmaların’ eksiksiz olarak gerçekleştirilmesi için gerekli modern teknolojik altyapıya sahiptir. Özgün ilaçların geliştirilmesi ve ticarileşmesinin sağlanması amacı ile Trustlife fonuna hizmet vermektedir.
2023 yılında toplam 10 ilaç projesinin çalışmalarını 45’e yakın araştırmacı kadrosu ile eş zamanlı yürütmektedir. Bu projeler beyin kanseri, pankreas kanseri, Sarkopeni, prostat kanseri, alzheimer, meme kanseri, enflamatuvar hastalıklar, kolon kanseridir.
Teknolojiyle donatılmış laboratuvarın avantajlarına değinecek olursak neler söylersiniz?
Modern teknolojilerle donatılmış laboratuvarımız, daha hızlı ve etkili araştırma süreçlerini mümkün kılıyor. Bu teknolojiler, daha doğru sonuçlar elde etmemize ve yenilikçi ilaç geliştirmelerine olanak tanıyor. Ayrıca, laboratuvarımızda kullandığımız ileri teknolojiler, daha az kaynakla daha fazla yenilik yapmamıza yardımcı oluyor. Trustlife Laboratuvarlarının 4 farklı disiplinin aynı anda sürekli birlikte çalıştığı entegre bir yapısı vardır. Bu disiplinler, hesaplamalı kimya-biyoloji, medisinal kimya, hücre, doku, organ kültürü ve farmasötik teknolojilerdir.
Şirket olarak Nisan 2023 itibari ile Ar-Ge Merkezi ünvanını aldınız. Bu süreç nasıl gelişti ve avantajları neler oldu?
Nisan 2023'te Ar-Ge merkezi ünvanını alarak, şirketimizin araştırma ve geliştirme kapasitesini genişlettik. Bu unvan bizim bu alandaki çalışmalarımızı valide etti. Ayrıca, Ar-Ge merkezi olarak üniversite ve özel sektör işbirlikleri kapsamında projelere de imza atıyoruz.
Türkiye’nin İlk ve Tek Sağlık Teknolojileri Fonu altında çok sayıda bilim insanı birçok projeye imza atıyor. Sizce Trustlife markasını kuruluşundan bugüne taşıyan başarı faktörleri nelerdir?
İlk olarak kurucu ekibin güçlü yönetimsel ve finansal deneyimini başa yazabiliriz. Bilim ekibinin alanlarında uluslararası kariyerleri ve tanınırlıkları sayesinde platformun çoklu proje/çoklu bilim insanı yaklaşımı ile yarattığı stratejik konum dikkat çekicidir. Türkiye’nin altyapı imkanlarının sağladığı önemli ekonomik avantajlarda bulunmaktadır. Fon çatısı altında bulunan İlaç Ar-Ge Merkezi’de, uluslararası düzeyde kaliteli araştırma ve geliştirme faaliyetleri sunmaktadır.
Dünyada ilaç ve biyoteknoloji sektörünün bugün geldiği noktayı değerlendirecek olursanız neler söylersiniz?
Dünya çapında ilaç ve biyoteknoloji sektörü, hızlı bir gelişme ve dönüşüm sürecinden geçmektedir. Bu sektörde, özellikle kişiselleştirilmiş tedavi yöntemleri, gen terapileri ve sistem biyoloji ve yapay zeka destekli ilaç keşfi gibi alanlarda önemli ilerlemeler yaşanmaktadır. Trustlife olarak bu global trendlerin farkında olup, sektörün geleceğine yön verecek çalışmalara odaklanıyoruz.
Bugünkü başarınızı yarına daha etkili taşımak için neler hedefliyorsunuz? Gelişim ve büyüme odaklarınız neler olacak?
Trustlife; öncelikle Türkiye'nin potansiyelini ortaya çıkaran bir güç olmanın ötesine geçerek, küresel ölçekte sağlık inovasyonuna liderlik etmeyi amaçlamaktadır. Yatırım portföyündeki ilaç adayları, sadece bilimsel açıdan değil, aynı zamanda dünya genelindeki sağlık endüstrisine yenilikçi çözümler sunma potansiyeli ile de öne çıkıyor. Temennimiz, 2 yılda oluşturulan ilaç adayları portföyünün dünya genelinde başarılarla anılması ve sağlık sektöründe yeni standartlar belirlemesidir.
Son olarak, iş temposu oldukça yoğun bir yönetici olarak arta kalan zamanınızda neler yapmaktan hoşlanırsınız?
Öncelikle çalıştığımız alanlar çok dinamik ve hızlı evrilen alanlardır. Dolayısı ile operasyonları yönetirken sürekli güncel olmak ve kalmak gerekliliğini düşünüyorum bu nedenle çalıştığımız alanlardaki Türkiye ve dünyadaki trendleri takip ederek bilgi birikimimi artırmaya çalışıyorum. Bunun yanı sıra sosyal zamanlarımda fırsat buldukça sea kayaking, kayak sporlarını yapmak ve doğada vakit geçirmek benim için önemli bir denge unsuru sağlar. Aile ve arkadaşlarla zaman geçirmek, yeniden enerji toplamama ve zihinsel rahatlama sağlamada büyük bir rol oynar. Sonuç olarak, çeşitli aktiviteler aracılığıyla hem kişisel hem de profesyonel yaşamımda dengeyi korumaya çalışıyorum.