Röportaj
Yeniliklerin ve İlklerin Tecrübeli Üreticisi: NÜVE
Sayın İzgin, Sayın Hergül kısaca sizleri tanıyabilir miyiz? NÜVE serüveniniz nasıl başladı?
Beril İZGİN: TED Ankara Koleji mezunuyum. Üniversiteyi, Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde okudum. Ardından Bilkent Üniversitesi İşletme Fakültesinde MBA yaptım. Master sonrası aile şirketimiz olan Nüve’de çalışmaya başladım. Çalışma hayatının içinde bulunduğum 20 yıl içerisinde fabrikamızda çok çeşitli pozisyonlarda görev aldım. 2014 yılından bu yana ise NÜVE A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Genel Müdürlük pozisyonlarını yürütmekteyim. 12 yaşında dünyalar tatlısı bir oğlum var.
Mizyal HERGÜL: TED Ankara Koleji’nden sonra ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü’nde lisans ve yüksek lisans eğitimlerimi tamamladım. 10 yıl kadar inşaat sektöründe özel bir firmada yurtdışı ihaleler biriminde yönetici olarak görev aldım. 2004 yılında Nüve şirketler grubunda bulunan diğer iki firmamızın yönetimini devraldım. Bu arada yine ODTÜ’de MBA derecesi aldım. 2013 yılından itibaren kız kardeşim ile birlikte NÜVE A.Ş’nin ikinci nesil yöneticileri olarak şirketin başına geldik. Halihazırda NÜVE’de Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapmaktayım. 19 ve 8 yaşlarında iki oğlum var.
Laboratuvar ve sterilizasyon teknolojisi üretiminde ülkemizin öncü ve lider kuruluşlarından biri olan Nüve’yi biraz tanıyabilir miyiz; kilometre taşları, misyon ve hedefleri nelerdir?
Beril İZGİN: Firmamız 1968 yılında kuruldu. O günlerde, şirketin başlıca faaliyet konusu tesisat ve inşaat işleri ve bu işlerde kullanılan her tür malzeme, ham madde ve yedek parçaların ticaretini ve ithalatını yapmaktı. İlerleyen yıllarda piyasadan gelen talep üzerine basit elektrik dağıtım panoları yapmaya başlayan şirketimiz, ilk üretim tecrübesini de bu şekilde edinmiş oldu. Laboratuvar cihazları üretimine 1976 yılında Ankara’nın Siteler semtinde kiralık bir atölyede başlandı. 1979 yılında şu anda Esenboğa Yolu üzerinde mevcut olan fabrikamızın temelleri atıldı. Fabrikaya geçişimiz ise 1981 yılında oldu. 1981 yılından itibaren kendine ait bir yerde, daha sağlıklı bir ortamda ve daha modern tezgâhlarla üretime devam eden NÜVE A.Ş.’nin ilk ürün gamını kuru havalı sterilizatörler, su banyoları ve santrifüjler oluşturmaktaydı. Kalitesi ve çeşitleri her geçen gün artan ürünlerimizin ilk ihracatı 1982 yılında Ürdün’e gerçekleşti. 1980’li yılların sonunda ise ürünlerin gerçek anlamda yurt dışına pazarlaması yapılmaya başlandı.
Mizyal HERGÜL: Nüve’nin yönetimini devraldıktan sonra, şirketi taşımak istediğimiz gelecek hedeflerini gözden geçirdik ve misyonumuzu “laboratuvar ve sterilizasyon teknolojisi kullanıcılarının tek tedarikçisi ve çözüm ortağı olmak ve onlara en kaliteli hizmeti verebilmek amacıyla üretime, Ar-Ge teknolojilerine ve insan kaynaklarına yatırım yaparak, Türkiye’ de üretilmeyeni ve üretilemeyeni, değerinden ödün vermeden üretmek, deneyimlerini paydaşlarına ve gelecek nesillere aktarmak” olarak belirledik. Buna paralel olarak vizyonumuz ise “laboratuvar ve sterilizasyon sektöründe, dünyada alanında ilk 5 marka arasında yer almak” olarak şekillendi.
Neredeyse 55 yıldır kaliteden ödün vermeden bugünlere ulaştınız. NÜVE’nin sunduğu hizmetler ve ürün yelpazenizden bahseder misiniz?
Beril İZGİN: NÜVE, laboratuvar ve sterilizasyon teknolojisi üretiminde ülkemizin öncü ve lider kuruluşlarından bir tanesidir. Ürünlerimiz birçok farklı alanda kullanılmak üzere tasarlanmış ve geliştirilmiştir. Klinik laboratuvarlar, tıbbi araştırmalar, biyoteknoloji, zirai araştırma laboratuvarları, veterinerlik, gıda, içecek ve süt ürünleri sanayi, kimya, otomotiv, savunma, havacılık, seramik, su ve ilaç sanayi NÜVE ürünlerinin yoğun olarak kullanıldığı alanlardır.
Bugüne geldiğimizde, şu anda 16 farklı ürün grubu altında 69 model cihazın üretimini yapıyoruz. Pandemi süreci ile önemi anlaşılan derin dondurucuların ve aşı dolapların ülkemizdeki ilk üreticisi biziz ve 2010 yılından beri bu cihazları üretiyoruz. Mikrobiyolojik emniyet kabinleri, sterilizatörler, inkübatörler, santrifüjler, su banyoları ve klimatik test kabinleri diğer ön plana çıkan cihazlarımız.
Ar-Ge’ye oldukça önem veriyorsunuz. Türkiye’de kendi alanınızda ilk yerli ürünleri üretmekle tanınıyorsunuz. Gerçekleştirdiğiniz ve hedeflediğiniz ne tür projeleriniz var?
Mizyal HERGÜL: NÜVE olarak bünyemizde bulunan Ar-Ge departmanımızın çalışmalarına büyük önem veriyoruz. Ar-Ge’ye yapılacak yatırımın bize katma değeri daha yüksek, daha ileri teknoloji ürünler olarak geri döneceği inancındayız. Bu konudaki en büyük dezavantajımız ise sektörümüzde yetişmiş eleman sayısının çok az olması. Yeni mezun bir arkadaşın verimli olabilmesi için gerekli süre ise minimum 3 yıl. Kısacası üretim yapmak kadar üretimin sürdürülebilir olmasını sağlamak da bir o kadar zor.
Bununla birlikte, son yıllarda cihazlarımızın fonksiyonel anlamda revizyonu sürecinde bilişim teknolojilerine epey yatırım yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Yine son bir yıldır artan üretim taleplerini karşılayabilmek adında “Üretimde Akış” adını verdiğimiz yeni bir yatırımın temellerini attık. Projenin tamamlanmasıyla birlikte üretimde kesintisiz bir akış sağlamayı planlıyoruz. Ar-Ge Bölümümüzü genişleterek Ar-Ge Merkezi olmaya karar verdik ve hem fiziksel mekân hem de insan kaynağı olarak bu projeye gerekli yatırımları yaptık. Cihazlarımızı 360 derecede değerlendirmemizi sağlayacak yeni bir Ar-Ge laboratuvarı kurulumunu da gerçekleştirdik.
Çevreyi de koruyarak büyümenin mümkün olduğunun en iyi örneklerindensiniz. İnsan sağlığı ve hayat kalitesini yükseltmek için cihaz üretirken; kullandığınız malzemeleri de geri dönüşüme tabii tutuyorsunuz. Bu konuyla ilgili örnek olabilmek için neler söylersiniz?
Beril İZGİN: Sürdürülebilirlik kavramı, son yıllarda çok popüler olan bir konu. Biz NÜVE olarak konu bu kadar gündeme gelmeden önce de yıllardır insana, çevreye ve doğaya duyarlı bir üretim yapmaktaydık. Geri dönüşüm bizim için her zaman önemli bir faaliyet oldu. Üretim sonucu çıkan değişik nitelikteki atıklarımızı kaynağında ayırıyor ve uygun şekilde belgeli firmalar aracılığı ile bertaraf ediyoruz. Ambalaj kutularımızı geri dönüştürülebilir malzemeden tercih ediyor, sorumluluğumuzda bulunan miktar kadar piyasadan toplayarak geri dönüşüme gönderilmesini sağlıyoruz. Şirket bünyesinde düzenli olarak israf çalıştayları düzenliyor, tüm süreçlerimizi kayıpları önleyecek şekilde tasarlıyoruz. Bütün bu faaliyetler, şirketten belli bir kaynak aktarımını gerektiriyor. Ancak işin özü, sürdürülebilirlik kavramına maliyet olarak değil, geleceğe yatırım olarak bakmakta.
Özellikle Avrupalı ve ABD’li rakiplerinizin yapamadıklarını yaparak fark oluşturmanızla ilişkili olarak basında oldukça fazla yer alıyorsunuz. Bu anlamda nasıl bir hizmet politikası sürdürüyorsunuz?
Mizyal HERGÜL: NÜVE’nin iş modeli paydaşlarımızın tek tedarikçisi olmak üzerine kurgulanmış bulunmakta. Bizi farklı yapan da bu kurgu. Sektörde faaliyet gösteren yerli ve yabacı rakiplerimizin neredeyse hepsi daha sınırlı bir ürün grubu üzerine yoğunlaşırken, NÜVE az önce de belirttiğimiz gibi 16 farklı ürün grubunda üretim yapabiliyor. Bu da laboratuvarın olduğu her sektörde bir NÜVE cihazı olmasını sağlıyor. NÜVE cihazlarını hem Türkiye’de hem de yurtdışında bayileri kanalı ile müşterilerine ulaştırıyor. Bu da müşterilerin satış öncesi, satış ve servis hizmetlerine çok daha hızlı ulaşmasını sağlıyor. Bu nedenle bayilerimizin eğitimine de çok önem veriyor, her yıl hem yurtiçi hem de yurtdışı bayilerimize satış ve teknik servis eğitimleri düzenliyoruz.
NÜVE olarak uzun zamandır kurumsal bir yayını çıkarıyorsunuz: N’haber. Bu dergi kimlere ulaşıyor, nasıl bir içeriğe sahip? Abone olmak isteyenlere dergi hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?
Beril İZGİN: Dergimiz 1997 yılından beri yayın hayatında. Sektörde bu alanda bir ilk olarak tanınıyor. Ticari bir amaç gütmeden tamamen kendi kaynaklarımızla çıkardığımız N’haber, NÜVE’nin bir iletişim aracı. Başlangıçta 4 sayfalık bir bülten şeklindeyken 24 yıllık yayın hayatında evrilerek bugünkü dergi formatına ulaştı. Türkiye çapında farklı sektörlerdeki NÜVE kullanıcılarına, özel ve kamu kuruluşlarında yetkililere ücretsiz olarak ulaştırılıyor. N’haber yayınımıza web sitemizden elektronik ortamdan ulaşabilirsiniz. pr@nuve.com.tr mail adresine isim ve adres bilgileri ile talep yapan kişiler kolaylıkla gönderi listesine dahil olabilir.
Geçtiğimiz aylarda gerçekleşen ve sektörde büyük yankı uyandıran BIOEXPO Fuarı’na katıldınız. Bu organizasyon hakkında neler söylersiniz, size nasıl bir katkısı oldu?
Mizyal HERGÜL: Bioexpo Fuarı butik bir fuar ve bu alanda önemli bir eksikliği doldurdu. Yaşam bilimleri alanında akademik disiplinleri, endüstriyel sektörleri, uzmanlık alanlarını ve teknolojileri bir araya getiriyor ve panellerle, çeşitli etkinliklerle bir network ortamı oluşturuluyor. Fuar organizasyon firması yetkililerinin konuya yaklaşımı, yenilikçi ve sürekli araştıran tutumu, üniversite ile sanayiyi bir araya getirme platformları dikkat çekici. Böyle bir etkinliğe katılarak destek vermeye devam edeceğiz.
NÜVE çatısı altında çalışanlara yönelik birçok eğitim gerçekleşiyor. Bunların başında kültür ve liderlik, satış ve teknik servis, iş sağlığı ve güvenliği gibi başlıklar yer alıyor. Bu anlamda verimlilik anlamında personelin motivasyonunu arttırmanın önemli olduğunu söyleyebilir misiniz?
Beril İZGİN: Şu anda X, Y ve Z kuşaklarının aynı anda iş hayatında olduğu bir dönemden geçiyoruz. Her kuşağın kendine has dinamikleri olmakla birlikte, yaptığı işte anlam arayışı tüm bu kuşakların ortak paydası. Biz de NÜVE’yi, çalışanlarımızın sabah gelip akşam gittikleri bir yer olmaktan ziyade, kendilerini geliştirebildikleri ve değer yaratabildikleri ikinci bir yuva olarak görmelerini sağlamayı hedefliyoruz. Sizin de belirttiğiniz tüm bu eğitimlerin esas amacı da ortak motivasyon oluşturabilmek.
Sektörünün bugün geldiği noktayı değerlendirecek olursanız neler söylersiniz?
Mizyal HERGÜL: Üzülerek söylemeliyiz ki yurt dışına bağımlılığın fazla olması, kalitesiz “merdiven altı” dediğimiz üretimin engellenememesi, vasıfsız yerli ya da yabancı firmaların yarattığı haksız rekabet, kalifiye ara eleman bulmakta yaşanan zorluklar ve pek tabi ödemelerde yaşanan problemler sektörün değişmez sorunları. Sektörün ilerleyebilmesi için kaliteli üretimin, kaliteli ürünün ve kaliteli hizmetin mutlaka desteklenmesi lazım. Sektörümüze zarar veren firmaların en ucuzu almak adına pazara sokulmasının önüne geçmek lazım. Kalifiye ara eleman yetiştiren sistemlerin geliştirilmesi ve desteklenmesi lazım.
Son olarak küresel rekabetin içindeki büyük ve başarılı bir markada yer almak, bir yönetici olarak sizi nasıl etkiliyor? Geleceğe yönelik ne tür planlarınız var?
Beril İZGİN: Küresel rekabetin içerisinde olmak, bir yönetici olarak tüm dünyayı oyun alanınız olarak görmeyi ve atacağınız adımları ona göre atmanızı gerektiriyor. Bu bir yandan son derece ufuk açan ve sizi geliştiren bir durumken, öte yandan yorucu bir tarafı da var çünkü dünyadaki teknolojik ve sosyo-politik gelişmeleri takip edebilmek için algınızın daima açık olması gerekiyor.
Mizyal HERGÜL: NÜVE olarak teknoloji yoğun bir sektörde üretim yapmaktayız. Teknik alandaki gelişmeler, bundan 30-40 yıl öncesine kıyasla neredeyse ışık hızında hayatımızın her alanına giriyor. Bu durum, kullanıcı nezdinde bizim ürün grubumuza yönelik beklentiyi de hızlandırıyor ve artırıyor. Vizyonumuzda belirttiğimiz için gelecekteki hedefimiz NÜVE’nin alanındaki ilk beş firma arasına girmesini sağlamak.