Sağlık
Gece geç saatlere kadar uyanık kalmak beynimizi kötü etkiliyor
Twitter gönderilerine öfkeli bir şekilde yorum yapmak, alkol almak, bir kâse dondurma yemek veya sadece melankolik hissetmek için geç saatlere kadar uyanık kaldıysanız “Gece Yarısından Sonra Beyin” (Mind After Midnight) hipotezi ile özdeşleşebilirsiniz.
Hipotez, biyolojik saatimiz olan sirkadiyene uymayarak gece boyunca uyanık olan insanları temel almaktadır. Gece yarısında hâlâ uyanıksanız beynimizde dünya ile etkileşim şeklimizi değiştiren; özellikle dürtü kontrolü, ödül işleme ve bilgi işleme ile ilgili eylemler olmak üzere pek çok nörofizyolojik değişiklikler olduğu ileri sürülmektedir.
Bu değişiklikler; sonuçları tam olarak düşünmeden dünyayı olumsuz görme, zararlı davranışlarda bulunma ve dürtüsel kararlar (maddelerin kötüye kullanımı ve kumar gibi bağımlılık yapan davranışlarla ilişkili olanlar dahil) alma olasılığınızı artırabilir.
Massachusetts General Hospital Nöroloji Bölümü, Harvard Tıp Okulu Nöroloji Profesörü ve makalenin kıdemli yazarı Elizabeth B. Klerman, hipotezin, araştırmacıların bu sirkadiyen farklılıkların geceleri davranışları, karar vermeyi ve iş performansını nasıl etkilediğini daha iyi anlamak için yeni çalışmalar yürütmesi için bir çağrı olarak tanımlıyor. Bunlar, insanların başa çıkmasına yardımcı olabilecek stratejileri belirleyebilir.
Bulguların, pilotlar, polis memurları, sağlık çalışanları ve askeri personel dahil olmak üzere geceleri işe gitmek için uyanık olması gereken bireyler üzerinde geniş kapsamlı etkileri olabilir. Araştırma ayrıca madde kullanım bozukluklarını, şiddet suçlarını, intiharları ve diğer zararlı davranışları azaltmak için yeni stratejilerin de önünü açabilir.
Gece yarısından sonra kötü şeyler oluyor
Daha önce yapılan araştırmalara göre, geceleri intihar, şiddet içeren suçlar ve madde kullanımı gibi zararlı davranışlarda bulunma konusunda daha fazla risk altındadır. Alkol ve esrar gibi maddelerin yasa dışı veya uygunsuz kullanımının riskleri gibi cinayetler ve diğer şiddet içeren suçlar da geceleri daha yaygındır.
Daha fazla karbonhidrat, yağ ve işlenmiş gıdaya yöneldiğimiz ve genellikle ihtiyacımız olandan daha fazla kalori tükettiğimiz için gece yemek seçimlerimiz de sağlıksız olma eğilimindedir. Peki neden tüm bu kötü davranışlar geceleri ortaya çıkıyor?
Birkaç açık cevap var. İlki, karanlıkta suç işlemek çok daha kolaydır. Ayrıca etrafta davranışlarımızı kontrol etmemize neden olacak insan sayısı azdır. Bununla birlikte, muhtemelen biyolojik bir temel de vardır.
Klerman, beynimizdeki nöral aktivite üzerindeki sirkadiyen etkisinin 24 saat içinde değiştiğini. Bunun da dünyayı algılama ve tepki verme şeklimizde farklılıklara yol açtığını açıklıyor.
Örneğin sirkadiyen saatine ayarlanan uykuyla daha pozitif duygulara sahip olmamız veya bilgileri pozitif algılamamız sabahları en yüksek noktasındayken; geceleri aynı şeyler en düşük noktadadır. Vücudumuz ayrıca geceleri doğal olarak daha fazla dopamin üretir. Bu, ödül ve motivasyon sisteminizi değiştirebilir ve riskli davranışlarda bulunma olasılığını artırabilir.
Bununla birlikte geceleri beynin bu bölümleri de karar verme, işlevsellik ve önceliklendirmeyi bozabilecek sirkadiyen etkisindeki değişikliklere maruz kalır. Aniden dünya görüşünüz daralır ve daha olumsuz hale gelir, kötü kararlar vermeye başlarsınız ve etrafınızdaki dünyaya dair yarattığınız zihinsel harita artık gerçeklikle uyuşmayabilir.
Sonuç? Çok fazla içmeniz, bir hastayla ilgili önemli bir teşhisi kaçırmanız, bir petrol tankerini bazı kayalara çarpmanız veya daha kötüsü olabilir.
Kanıt ihtiyacı burada anahtardır. Mind After Midnight'ın hâlâ bir hipotez olduğunu ve dikkatle oluşturulmuş araştırma çalışmalarıyla onaylanması gereken bir hipotez olduğunu belirtmek önemlidir.
Hipotez, Frontiers in Network Psychology dergisinde yayınlanan yakın tarihli bir makalede detaylandırılmıştır: “The Mind After Midnight: Nocturnal Wakefulness, Behavioral Dysregulation, and Psychopathology” by Andrew S. Tubbs, Fabian-Xosé Fernandez, Michael A. Grandner, Michael L. Perlis and Elizabeth B. Klerman, 3 March 2022, Frontiers in Network Physiology.
DOI: 10.3389/fnetp.2021.830338