Sağlık
Dondurulmuş Gıdalar Hâlâ Neden Göz Ardı Ediliyor?
University of Portsmouth tarafından British Food Journal’da yayımlanan yeni bir araştırma, dondurulmuş gıdalara yönelik tüketici direncinin neden hâlâ yüksek olduğunu inceliyor. Araştırmaya göre, besin değeri ve tazelik konusundaki şüpheler sağlık kaygılarını artırıyor ve bu da dondurulmuş ürünlerin satın alınmamasına yol açıyor. Çalışmayı yürüten Portsmouth Business School’dan Dr. Muhammad Waqas şöyle diyor:
“Dondurulmuş gıdalar taze seçenekler kadar besleyici olabilir, ancak birçok tüketici buna inanmıyor. Bulgularımız, bu şüphelerin yalnızca satın alma oranlarını azaltmakla kalmadığını, aynı zamanda olumsuz ağızdan ağıza iletişimi tetiklediğini gösteriyor — bu da sorunu daha da karmaşık hale getiriyor.” Araştırma iki aşamalı olarak yürütüldü: Önce tüketici görüşmeleriyle temel kaygılar belirlendi, ardından bu veriler geniş bir örneklemle test edildi.
Çalışmanın öne çıkan sonuçları şunlar:
- Tazelik ve besin değeri endişeleri, sağlık korkularını tetikliyor.
- Sağlık endişeleri, dondurulmuş gıdaya direnci doğrudan etkiliyor.
- Direnç, olumsuz ağızdan ağıza iletişimi güçlendiriyor ve marka itibarını zedeliyor.
- Güvenilir bilgi, özellikle uygun fiyat mesajlarıyla birleştiğinde, bu olumsuz algıları azaltabiliyor.
Dünya genelinde gıda sektörü 2023’te yaklaşık 9,36 trilyon dolar değerine ulaştı. Ancak Avrupa'da yapılan araştırmalar, tüketicilerin yalnızca %43’ünün ticari gıdaların sağlıklı olduğuna inandığını ve üreticilere güvenin düşük olduğunu gösteriyor.
Özellikle gençler dondurulmuş gıdalara karşı daha temkinli. 2023’te İngiltere’de 16–24 yaş arası gençlerin %48’i taze gıdaları tercih ettiğini belirtti. Araştırmada kullanılan “yenilik direnci teorisi”, dondurulmuş gıdalara olan direncin sadece alışkanlık ya da kolaylıkla değil, “sağlıklı gıda” kavramına dair mevcut inançlarla çelişmesinden kaynaklandığını öne sürüyor.
Prof. Yuksel Ekinci ise şöyle diyor: “Dondurulmuş gıdalar, daha sürdürülebilir ve erişilebilir bir küresel gıda sisteminin kurulmasında kilit bir rol oynayabilir. Ancak bunun için markaların öncelikle güveni yeniden inşa etmesi gerekiyor — şeffaf ve doğru bilgiyle.”
Dondurulmuş gıdaların 2026 yılına kadar küresel ekonomiye 366,3 milyar dolar katkı yapması bekleniyor. Ancak algılar değişmedikçe bu potansiyelin büyük kısmı kullanılamayabilir.
Dr. Waqas sözlerini şöyle tamamlıyor: “Bu yalnızca dondurulmuş bezelye ya da pizza meselesi değil. Ne yediğimiz, neye güvendiğimiz ve nasıl bir gıda sistemi inşa edeceğimizle ilgili daha büyük bir mesele.”