Çevre - Doğa
Yaşlı ağaçlar ormanlarımız ve geleceğimiz için sıra dışı öneme sahipler
Yeni araştırmalar, bir ormanın saygıdeğer yaşlılarının bir bütün olarak ormanlık alanın çeşitliliğinde, uygunluğunda önemli bir yere sahip olduğunu hatta ormanın hayatta kalması için son derece önemli olduğunu gösterdi. Dahası bu yaşlı ağaçların orman ile birlikte değişimle başa çıkmada dayanıklılık ve deneyimin yanı sıra ömür boyu çevresel etkileşimlerinin de olduğunu bulgularda yer almakta.
Bilim insanları kaç ağacın normal yaş sınırlarının ötesine geçtiğini değerlendirmek ve bu eski ağaçların çevrelerindeki floranın geri kalanı üzerindeki etkilerini analiz etmek için daha önce yapılan birkaç çalışmadan tahmin edilen modelleri kullandılar. Çalışma, çok az sayıda ağacın (ağaç nüfusunun yüzde 1'inden azı) bu statüye ulaştığını ve bazen genel ormanın ortalamasından 10 veya 20 kat daha uzun süre büyüdüklerini gösterdi.
Illinoi’de bulunan Morton Arboretum’dan Botanikçi Chuck Cannon, "Binlerce yıl boyunca yaşlı ormanlardan ortaya çıkan demografik kalıpları inceledik. Çok az sayıda ağacın yaşam öyküsü 'piyango kazananları' olarak ortaya çıktı. Sınırlarını aşmış yaşları, yüzyıllara yayılan çevresel döngüleri birbirine bağlayacak seviyede. Modellerimizde bu nadir eski ağaçlar bir ormanın uzun vadeli uyum kapasitesi için hayati önem taşıyor ve popülasyonun genel genetik çeşitliliğinin zamansal aralığını önemli ölçüde genişletiyor" dedi.
Başka bir deyişle, bu ihtiyar ağaçlar her şeyi gördüler ve ağaç genetiğine yazılan bu deneyim, yeni tohumlar ekildikçe ormanın geri kalanına ve daha genç ağaçlara bulaşan bir şey. Bazı durumlarda, binlerce yıllık deneyim aktarılabilir. Bununla birlikte, zamana direnen ağaçlar sadece genetik ve biyolojik çeşitlilikleri nedeniyle önemli değildirler. Araştırmacılar, nesli tükenmekte olan türler için barınak sağlıyor, çünkü bu ağaçlar karbonu emmede genç ağaçlardan daha iyi.
Bu ihtiyar ağaçlar şimdi ciddi anlamda tehdit altındalar. Sadece iklim değişikliği nedeniyle değil, dünya çapında ormansızlaşma nedeniyle de yani olağanüstü yaştaki ağaçların daha az yaygınlaşması ve her türlü ormanlık alanda ağaçların ölüm oranlarının artması da bambaşka bir sorun.
Cannon, "İklim değiştikçe, ağaçlardaki ölüm oranlarının artması muhtemel ve ormanlarda eski ağaçların ortaya çıkması da giderek zorlaşacak. Yaşlı ağaçları bir kez kestiğimizde içerdikleri genetik ve fizyolojik mirası ve doğanın korunması için eşsiz yaşam alanlarını sonsuza kadar kaybederiz" dedi.
Yaşlı ağaçlar, doğaları gereği, hızlı bir şekilde değiştirilemezler. Onlara hala sahip olduğumuzdan emin olmanın tek yolu, olgun ağaçları büyümeye devam ederlerken korumaktır. Bu da iklim değişikliğinin ve ormansızlaşmanın etkilerini engellemek anlamına geliyor.
Araştırmacılar eski ağaçların öldürülmesini hayvan türlerinin öldürülmesine benzetmekteler, çünkü onlar da bir kere öldükten sonra bir daha geri gelmeyecekler. Eskisi gibi büyüyen ağaçlar olsa bile içlerinde yazılı olarak bulunan evrim tarihi kesilenlerle bir olamayacak.
Biz insanlar da eski ağaçlara karşı saygı duyma konusunda uzun bir geçmişe sahibiz. Bu son çalışmayı yapan yazarlar, geleceğimiz için ormanların bu en yaşlı üyelerinin hayatta kalmalarını sağlamamızı ve onları ormanlara yeniden kazandırmamız gerektiğinin önemini vurguladılar.
İtalya’da bulunan Tuscia Üniversitesi'nden çevrebilimci Gianluca Piovesan, "Bu çalışma, yalnızca bozulmamış ormanları değil, özellikle de yönetilen orman alanlarında hayatta kalmış birkaç eski ağacın küçük kalıntılarını koruyarak biyolojik çeşitliliği korumaya yönelik küresel bir stratejiye duyulan acil ihtiyacı hatırlatıyor" dedi.