Çevre - Doğa
İKLİM FELÂKETİNDEN KURTULMAK İÇİN HÂLÂ SON BİR ŞANSIMIZ VAR!
1.5°C’lik bu sıcaklık artışı; ilk defa 2015 yılındaki BM Paris İklim Anlaşması’nda önerildiği zaman, iyimser bir amaç olarak benimsenmişti. Uğraşmaya değer, ideal bir hedefti bu. Bilim insanları ve kanaat önderlerinin söylediğine göre eğer bu hedefe ulaşamazsak; sıcaklıkların, endüstri öncesinin 2°C üzerine çıkmasını önlemeye odaklanmamız gerekiyordu. Bu hedefler, sadece birkaç yıl içerisinde önemli oranda değişti.
Daha yakın zamanda yapılan bilimsel değerlendirmeler; 1.5°C’lik küresel bir sıcaklık artışında bile, çevre üzerinde daha önce farkında olmadığımız felâketvari etkilerin meydana geleceğini öne sürüyor. Diğer bir ifadeyle, ne yapıp edip bu iyimser hedefimize ulaşmamız gerekiyor. Fakat bunu hâlâ yapabilir miyiz?
Leeds Üniversitesi’nde çalışan iklim bilimci Chris Smith’e göre yapabiliriz,fakat karbon kirliliğine hemen müdahale etmeye başlarsak. Smith şöyle açıklıyor; “Yaptığımız araştırmaya göre; küresel ekonomideki fosil yakıt altyapısının mevcut miktarıyla, Paris Anlaşması’nca ortaya atılan 1.5°C’lik sıcaklık artışı sınırını henüz aşmıyoruz. O modelin ortaya koyduğu senaryoyu gerçekleştirmek hâlâ mümkün.”
Bu yeni çalışmada Smith ve meslektaşları, birkaç tane varsayımsal iklim senaryosunu modellediler. Bunlar arasında, yoğun karbon içeren bütün altyapılar (bütün fosil yakıt enerji santralleri, fabrikalar ve hatta araba ve uçaklar da dâhil) derhal aşamalı şekilde kullanımdan kaldırılmasıyla birlikte neler olabileceğini hesaplamak da yer alıyor. Elbette; arabanızı bir daha hiç kullanmamak (veya yanmış kömürden elde edilen elektriği kullanmamak) muhtemel olmayan, imkânsız bir hayal. Fakat dünya, bu gibi acil değişimleri benimsemeyi başarabilirse hipoteze göre en kötü etkiler hafifletilebilir.
Eğer 2018 yılının sonunda (veya başka bir ifadeyle, hemen) böyle bir değişim gerçekleşmiş olsaydı; araştırmacıların yaptığı sanal canlandırmalar, kaçınmaya çalıştığımız 1.5°C’lik sıcaklık artışının gerçekleşmeme ihtimali yüksekti.
The Guardian gazetesine konuşan Smith; “Jeofiziksel bir yönden, bu iyi bir haber” diyor ve bunu yapmanın muazzam bir fedakârlık gerektirdiğini de kabul ediyor.
Dünyanın, fosil yakıtlara olan bütün bağımlılığından bu denli çabuk vazgeçebileceğini ummak gerçekçi olmasa da; çalışma, bu değişimleri gerçekleştirirken meydana gelen ufak bir gecikmenin dahi 1.5°C hedefine ulaşma kabiliyetimiz yönünden ağır sonuçlar getireceğini öne sürüyor.
Araştırmacılar tezlerinde şöyle yazıyorlar; “Hafifletme işini 2030’a kadar geciktirmek; fosil yakıttan ayrılma oranı hızlanmış olsa dahi, o 1.5°C’ye ulaşma ihtimalini önemli oranda azaltır.” Kısacası her şey; haftalar, aylar ve yıllar içinde gerçekleştireceğimiz eylemlere bağlı. Onlarca yıllık zamanımız yok.
Bu araştırmanın önerdiği köklü ve hızlı toplumsal değişimleri gerçekleştirmeye yaklaşamazsak dahi, bunun getireceği feci sonuçları kavramamız ve gezegeni kurtarma konusunda mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde harekete geçmemiz gerekiyor.
Çalışmaya katılmayan ve Edinburgh Üniversitesi’nde çalışan karbon yönetimi araştırmacısı Dave Reay şöyle söylüyor; “Bu ister yeni bir gaz kuyusu açmak olsun, ister eski bir termik santrali açık tutmak ve hatta dizel bir araba almak olsun; bugün yaptığımız seçimler, büyük oranda iklimin yarınki güzergâhlarını belirleyecek. Bu yeni çalışma, bize gürültülü ve açık bir mesaj veriyor: Ya şimdi harekete geçin ya da daha güvenli bir gelecek için elimizdeki son şansın tükenip gitmesini izleyin.”
Kaynak: Popsci / Nature