Hayvanlar Alemi
Antibiyotik Dirençli Bakterilere Kötü Haber: Ornitorenk Sütü
“Yakın zamanda en büyük problemlerimizden biri haline gelecek olan antibiyotik direncine karşı henüz somut bir çözüm veya alternatif üretilmiş değil” derken imdadımıza ornitorenkler yetişiyor. Daha önce ornitorenk sütünün bazı tehlikeli böcek türlerine karşı savaşmak için kullanılabilecek benzersiz antibakteriyel özellikler içerdiği keşfedilmişti.
Bunun üzerine Commonwealth Bilimsel ve Endüstriyel Araştırma Oganizasyonu (CSIRO) ve Deakin Üniversitesi'nden oluşan bir araştırma ekibi, ornitorenk sütü üzerinde çalışmalar yaptı.
Laboratuvar ortamında yaptıkları ornitorenk sütünde bulunan proteinin (MLP) analizi sonucunda; potansiyel olarak benzersiz antibakteriyel özelliklere sahip yeni bir proteini karakterize ettiklerini ve çalışmalarını ilerletmek için işbirliği desteği beklediklerini açıkladılar. İlk kez karşılaşılan bu farklı protein yapısını 1930’lu yılların dünyaca ünlü çocuk oyuncusu Shirley Temple’ın kendine özgü saçlarına benzeten ekip, bu yapıya ünlü oyuncunun adını verdi.
Antibiyotik ve bakterilerin direnci
Bakteriler, çevrelerinde meydana gelen değişikliklere hızlı uyum sağlayabilen canlılardır. Antibiyotik direnci de bunun bir örneğidir. Belirli bir antibiyotiğe karşı direnç, söz konusu antibiyotiğin tedavi dozunda dirençli bakterileri öldüremediğini veya çoğalmalarına engel olamadığını ifade etmektedir. Antibiyotik direncine sahip bakteriler antibiyotik varlığında, dirençli olmayan bakterilere göre avantaj sağlar ve bunun bir neticesi olarak belirli bir süre sonra ortamdaki bakterilerin çoğu o antibiyotiklere karşı direnç sahibi olur. Ayrıca, bakteriler dirence neden olan genetik yapıları farklı bakteri türlerine de aktarabilir, bu da antibiyotik direncinin bakteriler arasında yaygınlaşmasına önemli katkı sağlar.
Dirençli bakterilerin neden olduğu hastalıklar, özellikle yoğun bakım ortamında ve bağışıklık sistemi zayıflamış hastalarda ciddi bir sağlık tehdidi oluşturmaktadır. Dirençli bakterilerin neden olduğu bu hastalıklar; tedaviye dirençli olup, hastanede yatış sürelerinin uzamasına ve bununla ilgili komplikasyonların gelişmesine, ölüm ve hastalığa yakalanma oranlarında artışa neden olmaktadırlar.
Bilinçsiz antibiyotik tüketiminin en büyük paya sahip olduğu bu durumun önüne geçilmemesi durumunda gelecekte bizi bekleyen tehlike bundan çok daha büyüktür. Öyle ki, yakın gelecekte enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde antibiyotikler tamamen etkisiz hale gelebilir ve basit yara enfeksiyonları ölümle sonuçlanabilir. 2050 yılına kadar yılda 10 milyon kişinin ölebileceği öngörülüyor.
Hali hazırda 2014 yılında Dünya Sağlık Örgütü (WHO), antibiyotik direncinin oluşturduğu küresel tehdidin ölçeğini vurgulayan bir rapor yayınlamıştı.
Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda “ornitorenk sütü” antibiyotik direncine karşı mücadelemizde bize umut aşılarken, hayat kurtarabileceklerini de gözler önüne sererek hayvanları korumamız ve sevmemiz için insanlığa güzel bir sebep daha vermiş oluyor.
Kaynak: http://scripts.iucr.org/cgi-bin/paper?S2053230X17017708
Mert KARACA