Hayvanlar Alemi
10’larca yıldır görünmeyen 500’den fazla tür ‘kaybolan türler’ olarak tanımlandı
Yeni yapılan uluslararası bir araştırmada, neslinin tükendiği ilan edilmemiş tüm karasal omurgalı türler hakkında tüm dünyayı kapsayacak şekilde değerlendirme yapıldı. Araştırmada, 50 yıldan fazla bir süredir hiç kimse tarafından gözlemlenmemiş 562"kayıp" tür bulunuyor.
Araştırmacılar, Uluslararası Doğayı Koruma Birliği'nin Tehdit Altındaki Türlerin Kırmızı Listesi'nden (IUCN Kırmızı Liste) 32 bin 802 türün verilerini incelediler ve 562 kayıp tür tespit ettiler. Araştırmanın sonuçları 16 Mayıs 2022'de Animal Conservation dergisinde yayınlandı.
Kara kaşlı babbler, Borneo'ya özgü bir ötücü kuş türü, 2020'de yeniden keşfedilmeden önce 172 yıl boyunca kayıt altına alınmadı. Kaynak: Panji Akbar
IUCN Kırmızı Listesi "bir türün son bireyinin öldüğüne dair makul bir şüphe olmadığında" türü soyu tükenmişler kategorisine koyar aksinin kanıtlanması epey zordur. Simon Fraser Üniversitesi'nde biyo-çeşitlilik profesörü ve araştırmanın ortak yazarı olan Arne Mooers'a göre, Kırmızı Liste kaybolan 562 türden 75'ini 'muhtemelen nesli tükenmiş' olarak sınıflandırıyor. Araştırmacılara göre kriz kötüleşiyor ve daha fazla tür git gide yok oluyor.
Sürüngenler kaybolduğu düşünülen 257 türle başı çekerken; onu 137 amfibi türü, 130 memeli türü ve 38 kuş türü izledi. Bu kayıp hayvanların çoğu en son Endonezya (69 tür), Meksika (33 tür) ve Brezilya (29 tür) gibi mega çeşitlilik gösteren ülkelerde görüldü.
Şaşırtıcı olmasa da araştırmacılara göre bu yoğunluk önemlidir. İngiltere'deki Paignton Hayvanat Bahçesi'nden araştırmanın başyazarı Tom Martin, "Bu türlerin çoğunun, mega çeşitli tropik ülkelerde bulunması gerçeği endişe verici, çünkü bu tür ülkelerin önümüzdeki yıllarda en yüksek sayıda neslinin tükenmesi bekleniyor" açıklamasını yaptı.
Miles'ın soyguncu kurbağası (Craugastormilei), Honduras'a özgüdür ve neslinin tükendiği düşünülse de 2008'de yeniden keşfedilmiştir. Kaynak: Tom Brown
Araştırmacılar yaptıkları çalışmanın ileride bu kayıp türlerin gelecekteki aramalarda odak noktası olmasına yardımcı olacağını umuyorlar. Yazarlar, gelecekteki araştırma çabalarının, birçok belirli türün varlığının sorgulanmaya devam ettiği belirlenen 'sıcak noktalar' üzerinde yoğunlaştığını öne sürüyorlar. Araştırmacıların, kaybedilen türleri yeniden keşfetmek veya belirli bir kayıp türün gerçekten hala var olduğuna dair makul şüpheyi ortadan kaldırmak için bu tür sıcak nokta hedefli saha çalışmalarını destekleyecek daha fazla finansmana ihtiyaç duyacaklarına şüphe yok.
DOI: 10.1111/acv.12788