Genetik
PREİMPLANTASYON GENETİK TANI İLE GEBELİK ORANI ARTTIRILIYOR
Tüp bebek yöntemi, embriyo üzerinde de bu testlerin yapılabilmesini mümkün kılar. Bu yönteme “Embriyoda Genetik Tanı” (Preimplantasyon Genetik Tanı) adı verilmektedir. Gebelik öncesi genetik tanı (PGT) adı verilen bu işlem; yumurta ve sperm hücrelerinin laboratuvar ortamında döllenmesi sonucunda gelişen embriyolardan 1 veya 2 adet hücre alınması ile gerçekleştirilmektedir.
Alınan hücrelerde özel yöntemler kullanılmakta ve doğacak bebekteki sayısal ve yapısal kromozom bozuklukları ile tek gen hastalıklarının (talasemi, orak hücreli anemisi, kistik fibrozis gibi) tanısı yapılabilmektedir. Böylece sağlıklı embriyoların anne adayına transferi ile sağlıklı bebeklerin doğması sağlanmaktadır.
Preimplantasyon Genetik Tanı Kimlere Yapılmalı?
36 yaş ve üzeri yaştaki anne adaylarına,
İki veya daha çok tüp bebek uygulanmasına rağmen gebelik elde edilememiş çiftlere,
Tekrarlayan erken gebelik kayıpları (düşükleri) olan çiftlere,
Dengeli translokasyon taşıyıcısı çiftlere,
Ailevi Akdeniz Anemisi, Orak Hücre Anemisi, Kistik fibrozis, SMA gibi tanısı mümkün olan bazı tek gen hastalıkları yönünden risk taşıyan eşlere,
Önceki gebeliklerinden genetik hastalıklı bir çocuk sahibi olan çiftlere,
Anöploidili (kromozom bozukluğu bulunan) gebelik öyküsü olan annelere,
Gonadal mozaism (İki ya da daha çok aynı anormalliğe sahip doğum ürününe rağmen eşlerin genetik test sonuçlarının normal olması) olgularına,
TESE olgularına, (şiddetli erkek infertilitesi ile birlikte olan olgular)
Poor responder’lar, (hiperstimulasyon protokolüne yetersiz cevap veren olgular)
X kromozomuna bağlı geçiş gösteren hastalıklar açısından eğer söz konusu hastalığın direkt genetik tanısı yapılamıyorsa embriyonel seks tayini.
PGT uygulaması daha çok ailesel olarak geçiş gösteren ve doğum sonrasında tedavi edilemeyen hastalıklar için önerilmektedir. İlk PGT bebeği 2000 yılının Ekim ayında Amerika Birleşik Devletleri’nde dünyaya gelmiştir. Bu gebelikte PGT yöntemi kullanılarak, yaklaşık 15 embriyo arasından tek sağlıklı olanı seçilip transfer edilmiştir.
90’lı yılların sonunda Amerika ve Avrupa’da uygulanmaya başlanan PGT uygulaması ülkemizde de gerekli görülen hastalarda kullanılmaktadır. Tekrarlayan düşükler, başarısız tüp bebek denemesi, ileri yaş ya da eşlerden birinde genetik veya kromozomal hastalık (hastalık ya da taşıyıcılık) var ise; PGT yönteminin kullanılması önerilebilmektedir. Bu yöntem ile sağlıklı ve genetik hastalık taşımayan embriyolar seçilir ve transfer edilir. Örneğin X kromozomuna bağlı olarak anneden bebeğe geçen ve karaciğer hastalığına sebep olan ornitin karbamil transferaz enzim eksikliği hastalığının meydana gelişi, PGT yöntemi sayesinde tüp bebek tedavisinde gelişen embriyolar arasından bu hastalığı taşımayanların seçilip anne rahmine yerleştirilmesiyle engellenebilir.
Günümüzde PGT ile hemofili, Duken ve nöromüsküler distrofi gibi kas hastalıkları, tay-sachs, kistik fibrozis, orak hücre anemisi ve frajil X sendromu, Down sendromu ve diğer bazı kromozomal hastalıklar da PGT yöntemiyle teşhis edilebilmektedir.
Embriyolara zarar vermeden uygulanan PGT yönteminin sonucu 24 saat içerisinde alınabilmektedir. Bu yöntem 3 şekilde yapılabilir;
Anne yumurtalıklarından (oosit) polar cisim biopsisi, (yalnız anneye ait olan hastalıkları saptayabilir)
3 günlük embriyodan (6-8 hücreli) alınan doku örneklemesi, (blastomer biopsisi) -Pratikte en çok kullanılan yöntemdir-
5 günlük embriyodan alınan doku örneklemesi. (blastokist biopsisi) Genetik tanı için günümüzde array CGH denilen metod kullanılmakta ve bu sayede insanda ki 46 kromozomun tamamı sayısal olarak ortaya konabilmektedir.
Gelecekte genetik geçişli hastalıklardan olduğu kabul edilen kardiovasküler, diabet, hipertansiyon gibi hastalıkların ve kanserlerin de PGT yöntemiyle tespit edilebilmesi ve gelecek nesillerde tamamen ortadan kalkması için yapılan araştırmalar devam etmektedir.
Günümüzde, bazı özel durumlar dışında hemen hemen tüm genetik hastalıklarda preimplantasyon genetik tanı (PGT) işlemi uygulanabilmektedir. PGT işleminin uygulanabilmesi için ailede bulunan genetik hastalığın tanımlanmış olması şarttır.
Tek Gen Hastalıkları
Tek gen hastalıklarının embriyo aşamasında tanımlanması kromozomal hastalıklara göre daha güç olup PGT işlemi için farklı teknikler ve daha gelişmiş cihazlar gereklidir. PGT işleminin uygulanabilmesi için en önemli koşul hastalığa neden olan ve mutasyon olarak adlandırılan DNA değişikliğinin önceden saptanmış olmasıdır.
DNA hastalıklarının embriyo aşamasında incelenebilmesi için, set-up aşaması olarak adlandırılan ve genellikle 2-3 ay arasında süren bir hazırlık aşaması gereklidir. Set-up aşaması, PGT yapılacak ailede hastalığa neden olan genetik bölgedeki mutasyona spesifik yapılır. Ayrıca, embriyo aşamasındaki testlerin tek bir hücrede yapılmasından kaynaklanan yanlış tanı riskini azaltan ve aileye özgü olan informatif marker’ların belirlenmesini de kapsar.
Hastalık tanısının konamadığı, klinik olarak tanı konulup genetik testlerin yapılmadığı veya yapılamadığı ve DNA testlerinin normal olarak saptandığı çiftlerde set-up aşamasının mümkün olmaması nedeniyle PGT işleminin uygulanması mümkün değildir.
Kromozomal Hastalıklar
Kromozomal hastalıklar, sayısal ve yapısal olarak iki ana gruba ayrılmaktadır. Klinefelter (46,XXY) ve mozaik Turner (46,XX/45,X) sendromu sayısal kromozom anomalileri saptanan veya translokasyon ve inversiyon gibi yapısal kromozom değişikliklerin gözlendiği çiftlerde, bireylerde uygulanan İVF denemelerinde mevcut kromozomal anomaliye spesifik PGT işlemi uygulanır. Kromozomal anomaliler içerisinde yer alan kökeni saptanamamış marker kromozomlar ile bir translokasyon tipi olan insersiyonel translokasyonlarda PGT yapılması mümkün değildir.
Preimplantasyon Genetik Tanı Uygulaması Yapılmış Hastalıklar |
|
Yapısal Kromozom Bozuklukları |
Sayısal Kromozom Bozuklukları |
Reciprokal translokasyon |
Klinefelter sendromu |
Robersonian translokasyon |
Mozaik turner sendromu |
İnversiyon |
XXY |
Mikrodelesyon sendromları |
XXX |
X kromozomu delesyonları |
Marker kromozom |
Tek Gen Hastalıkları |
|
Lösemi - HLA |
Talasemi - HBB |
HLA + talasemi |
Orak hücre anemisi - HBB |
HLA + orak hücre anemisi |
Spinal musküler atrofi (SMA) - SMN |
Kistik fibrozis - CFTR |
Duchenne/Becker musküler distrofisi - DMD |
Hemofili A - F8 |
Hemofili B - F9 |
Frajil X - FMR1 |
Fenilketonüri - PAH |
Ailesel akdeniz ateşi (FMF) - MEFV |
Nörofibromatozis - NF1 |
Gaucher hastalığı - GBA |
Pompe hastalığı - GAA |
Wilson hastalığı - ATP7B |
Galaktokinaz - GALK1 |
Glisin ensefalopatisi - AMT |
Glutarik asidemi tip 2 - ETFDH |
Smith-Lemli-Opitz sendromu - DHCR7 |
Trioz fosfat izomeraz yetmezliği - TPI1 |
Epidermolizis bülloza distrofika - COL7A1 |
Sitrülinemi tip I - ASS1 |
Kaynak:
www.preimplantasyongenetiktani.com
www.geneticalliance.org
Azize ÖZEN