Psikoloji
Beyninize Ne Kadar Güvenebilirsiniz?
Doğrulama önyargısı: Bir şeyin doğru olduğuna inanınca onu destekleyen kanıtlar görürüz. Birinin sizi sevmediğini düşünüyorsanız, aranızın kötü olduğu zamanlar daha çok gözünüze batar.
Tutuculuk önyargısı: “Hiçbir şey fikrimi değiştiremez” diyen birini duydunuz mu? İşte bu tutuculuk önyargısıdır. Yeni kanıtlarla karşılaşınca görüşlerimizi güncellemeye eğilimliyizdir.
Empati boşluğu: Mantıklı (soğuk) olduğumuzda, duygusal (sıcak) olsaydık kararımızın nasıl değişeceğini bilemeyiz. Yine aynı biçimde; duygusal olduğumuzda da kararımızın ne kadarını duyguların etkilediğinin farkına varamayız.
Çapa önyargısı: Kararımızı bir konuyla ilgili edindiğimiz ilk bilgiye dayanarak veririz. O yüzden etiketinde ilk fiyatıyla indirimli fiyatını yan yana gördüğümüz şeyleri almaya daha meyilliyizdir.
Seçim destekleme önyargısı: Bir seçim yapınca muhtemelen bu kararı haklı çıkarmak için seçiminize olumlu gözle bakarsınız. Sonradan daha iyi seçenekler olduğunu görseniz bile.
Olumsuzluk önyargısı: Bu durum zihnimizin olumsuz deneyimlere olumlu olanlardan daha şiddetli tepki vermesidir. Seçimlerin avantajından çok dezavantajını görmemize ve bu yüzden fırsatları reddetmemize yol açar.
Sürü psikolojisi: İnsanlar kalabalığın peşinden gider; yani fikirleri uyuşmasa bile herkesin tercih ettiği bir şeyi tercih etmeleri daha muhtemeldir.
İrade önyargısı: Baştan çıkarmaya karşı koyma becerimize aşırı güveniriz. Diyetteysek, gittiğimiz partide pasta yemeyeceğimizi düşünürüz ama birçoğumuz irade gücümüzü gereğinden fazla abartırız.
Frekans yanılsaması: Yeni öğrendiğiniz sözcüğün karşınıza her yerde çıktığını fark ettiniz mi? Beynimiz düzen görme eğilimi içindedir. Bu yüzden ilginç bulduğumuz şeyleri (yeni sözcükler gibi) daha çok fark ederiz.
Devekuşu etkisi: İnsanlar çoğu zaman kafalarını kuma gömerler (mecazi olarak). Olan kötü şeyleri görmemeyi tercih ederiz. Mesela harcamaları azaltmaktansa kredi kartı ekstresine hiç bakmamayı yeğleriz.
Sıfır risk önyargısı: Bir riski tümden ortadan kaldırmayı, daha büyük bir riski büyük oranda ortadan kaldırmaya yeğleriz. Örneğin küçük bir petrol sızıntısını ortadan kaldırmayı, aynı parayla dev bir petrol sızıntısını büyük oranda engellemeye tercih ederiz.
Statüko önyargısı: Bu durum her şeyin aynı kalması yönündeki tercihimizdir. Geçmişte yaptıklarımızdan dolayı hep aynı lokantaya gitmeyi veya aynı markaları satın almayı tercih ederiz.
Ölçek duyarsızlığı: Beynimiz ölçekleri anlamada iyi değildir. Bir felaketten 200, 2.000 ya da 200.000 kişi de etkilenmiş olsa aynı tepkiyi veririz çünkü büyük sayıları kavrayamayız.
Beklenti etkisi: Bu durum, öz beklentinin gücünü anlatır. Başarılı olcağınıza inanırsanız başarılı olmanız daha büyük olasılıktır. Fakat aynı şekilde bir şeyi yapamayacağınızı düşünürseniz başarısız olursunuz.
Aşırı güven önyargısı: Bazı insanlar bu önyargı yüzünden kendilerine aşırı güvenir ve karar verme aşamasında daha büyük risk alırlar. Bu da olumlu ya da olumsuz sonuçlanabilir.
Savsaklama önyargısı: Kısa dönemli ödülleri daha iyi bir ödülü beklemeye yeğleriz. Ders çalışmanın uzun vadede daha yararlı olduğunu bilsek de komik kedi videolarını izlemeyi tercih ederiz.
Temel yükleme hatası: Bu durum bir kişinin davranışını anlık bir duruma değil de karakterindeki eksikliklere bağlamaktır. Size bir kez çıkışan biri muhtemelen hep kızgın değildir ama öyle olduğunu düşünürsünüz.
Tepkisellik önyargısı: Bir şey yapmamız yasaklanmışsa, seçim özgürlüğümüzü kanıtlamak için tam tersini yapma arzusu duyarız. Mesela çimenlere basmak ya da bir sanat eserine dokunmak gibi.
Seçici dikkat: Dikkat kısıtlı bir kaynaktır ve özellikle çalışırken birçok şeye vermemiz gerekir. Beynimiz çevreden gelen bilgiyi süzer, yararlı olanlara odaklanarak gerisini boş verir.
Sağ kalma önyargısı: Her gün bir sürü kitap gördüğünüz için kitap bastırmanın kolay olduğunu sanırsınız çünkü basım aşamasına gelememiş onca kitabı görmezsiniz.
Makale: popsci.com