Psikoloji
Söz kesen insanlar her zaman kaba değildir. beyinleri düşünceleri daha hızlı işler ve kaygıları önce konuşur.
Çoğu kültürde — sosyal ortamlarda, iş toplantılarında, aile ya da arkadaş sohbetlerinde — birini sözünü kesmek genellikle kaba ya da saygısız bir davranış olarak algılanır. Ancak son yıllarda yapılan psikoloji çalışmalarına göre bu uzun süreli yargı, her zaman uygun değil. Bazı insanlar için konuşmanın ortasında fikri kesmek, kötü niyetli bir saygısızlık değil; zihinsel sürecin konuşma hızından önde gitmesinin bir sonucu.
Eğer bir kişi oldukça hızlı düşünüyor ve diğerinin daha konuşmayı tamamlamasını beklemeden kendi yanıtını kafasında oluşturuyorsa, konuşmayı bölme eğilimi ortaya çıkabiliyor. Bu durumda kişi, karşısındakine dürtüsel olarak müdahale etmiyor; sadece beyni konuşmadan önce tepkiyi hazırlamış oluyor.
Öte yandan, kaygı ve stres altındaki bireyler de konuşmayı bölmek eğiliminde olabilir. Bu kişiler, konuşmacı bitmeden önce kendi düşüncelerini unutabileceklerini ya da odaklarını kaybedebileceklerini hissedebilir — bu da onları hemen konuşmaya itebilir. Yani bu davranış, bir çeşit “düşünce güvenliği” sağlama olarak görülebilir.
Ayrıca, dürtüsellik ve dikkat kontrolü sorunları, konuşmayı bölme eğilimini artırabiliyor. Özellikle DEHB gibi durumlarda, beynin hızlı bilgi üretimi ve kısa süreli hafıza ile kontrol arasındaki zorluk, kişiyi konuşmayı kesmeye itebiliyor. Bu, saygısızlık değil, nörolojik ve bilişsel dinamiklerin bir yansıması olabilir.
Sonuç olarak, konuşmayı bölme — her ne kadar çoğu zaman olumsuz değerlendirilse de — insanların zihinsel işleyiş tarzları, kaygı düzeyleri veya nörolojik yapıları nedeniyle ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle, hepimizin bazen anlamadan da olsa bu davranışı sergileyebileceğini; bu yüzden karşımızdakine haksızlık etmeden önce arka plandaki faktörleri göz önünde bulundurmamız gerektiğini söyleyebiliriz.
Kaynak: Shining Science





