Uzm. Yelda ZENCİR
Sararmış sayfaların bildikleri
02 Aralık 2015, Çarşamba
Teknoloji, yenilik, bilişim çağı. Hepsine varım. İnsanın oturduğu yerden birçok bilgiye ulaşabilmesi, sadece para çekmek için bankaya gitmesi, hatta alışverişi bile oturduğu yerden yapabilmesi inanılır gibi değil.
Bilimsel çalışmalar da bu teknolojik gelişmelerden hani derler ya “sonuna kadar faydalanmak” aynen öyle faydalanıyor. Araştırmacılar daha çok kaynağa ulaşıp daha çok okuyarak var olanların bir gömlek iyisini yapmaya çalışıyor. Var olanların diyorum çünkü “evreka” dönemi geride kaldı sanırım. Yeni geliştirilen cihazlar ve yöntemler sayesinde analiz süresi, maliyeti ve deneyi gerçekleştiren kişiden kaynaklanan hatalar minumuma iniyor. En basit örneği, bir titrasyon yapabilmeniz için bırakın deneye başlamayı, gerekli olan derişimi ayarlı titrantı hazırlamanız yarım gününüzü alıyor. Sonuç, paralleler tutmadı hop baştan. Ne oldu? Firmaların derişimi ayarlı sertifikalı titrantları piyasaya sürmesi ile yarım gün cepte. Onlar sağ biz selamet. Peki, herşey bu kadar güllük gülistanlık iken bu yazı neden?
Bu yazı, ne teknolojinin getirdiklerine ne de götürdüklerine. Arada sıkışıp kalan ha unutuldu ha unutulacak olan, ama işin aslı olmazsa olmaz bilgilere. İşin daha vahim kısmı ise yeni meslektaşlarımızın bu bilgilerin varlığından bile bi haber oluşuna.
Kütüphanemde, kapağı kıvrılmış, sarı saman kağıdın üzerinde abi ablalarımızın içtiği portakal suyu veya kahvenin izini taşıyan, çoğu çizimlerin elle yapıldığı ama kuşe kağıda, renkli resimlerin süslediği kitaplara değişmeyeceğim 2-3 kitabım var.
Gerçek anlamda laboratuvar insanı olabilmeniz için bilmeniz gereken her türlü bilginin en ince ayrıntılarına kadar verildiği el kitapları.
Çözelti hazırlama. Bilindiği gibi asit ve baz çözeltilerini hazırlamak, farklı derişimdeki çözeltilerinin, farklı % ağırlık/ağırlık (a/a) derişimlere ve yoğunlukluklara sahip olması nedeniyle bilinen prosedürlerden farklıdır. Bu ne demektir? Derişik asit ve baz çözeltilerinden farklı yoğunlukta veya farklı % derişimde bir çözelti hazırlamak istiyorsak bizim bu verilere ihtiyacımız var demektir. Bu veriler olmadan bu çözeltileri hazırlayabilir miyiz? Cevap hayır! Peki nereden bulabiliriz bu verileri?
Bu sarı sayfalı kitapların hepsinin arkasında bir tablo vardır. Bu tabloda asit ve baz çözeltilerinin farklı derişimdeki, % (a/a) derişimleri ve yoğunlukları verilmektedir. Eğer bu veriler elinizde ise bu çözeltileri hazırlamak çok kolaydır. Bu tabloların sadece eski kitapların arka sayfalarında kalması, günümüzdeki güncel kaynakların ve laboratuvar föylerinde yer almamasının geçerli bir açıklaması olduğunu düşünmüyorum. Yeni mezun meslektaşlarımızın bu bilgilerden habersiz olması bence göz ardı edilemeyecek bir kayıptır. Ben kendi adıma bu konuda ne yaptım? www.kimyaevi.org sitesinin hazırladığı laboratuvar el kitabında bu tabloların nasıl kullanılacağını, çözeltinin bu verilerle nasıl hesaplanacağını örnekler ile açıklayıp, bu bilgileri ilgili kişiler ile paylaştım. Amaç mümkün olduğunca fazla kişiye ulaştırabilmek. Bu konudaki beklentim ise bu konunun, yani asit/baz çözelti derişim tablolarının ve benzeri verilerin, öncelikle laboratuvar föylerine girmesi.
Ne, neden, niçin, nasıl, vb. sorular sorulmadan öğrenilen bilgiler zaman içinde silinmeye mahkumdur.