Uzm. Yelda ZENCİR
Kural ihlali
02 Aralık 2015, Çarşamba
“Çekirgeye özenen” hayat tarzı çoğumuzun tercihi olmuştur: İlk sıçrayışta başa gelmeyen kazalar ikinci kez sıçramayı denememizi kolaylaştırır. Öncü sıçramalar yeni sıçramaları çoğalttıkça da hata yapmak neredeyse olağan olur; hata düzenin bir parçası haline gelir. Bundan dolayı kaçınılmaz olarak, önceki denemelerimizde yaşamadığımız sorunların gerçekleşme olasılığını ister istemez göz ardı etmeye başlarız ve tek gerçek kuralmış gibi görünen “Kurallar çiğnenmek için vardır kuralı” işbaşı yapıverir...
Labmedya dergisinin ilk gününden beri birçok yazarın defaten “Laboratuvar güvenliği” ile ilgili yazdığını gördük. Defalarca tekrar eden bu konuya verdiğimiz önemin arkasında, ne kadar dikkat çekersek çekelim, kırk kere doğru da yapsak kırk birinci seferde ortaya çıkabilecek bir hatanın, yanlışta ısrarı rutine dönüştürme ihtimalini en aza indirme isteğinin yattığı açık.
Laboratuvarlarımıza gösterdiğimiz özen ve düzenin bir eşini nedense kimyasallarımızı depoladığımız yerler için gösterememişizdir. Oysa bu durum patlamaya hazır bir bombanın üzerinde yaşamaktan farksızdır. Bu bombanın şimdiye kadar patlamamış olması, hiçbir zaman patlamayacağı anlamına gelmez. En sık yapılagelen hatalardan biri, kimyasalların isimlerine göre alfabetik sıraya göre dizilmesidir. Gerçi bu kullanım kolaylığı için büyük bir rahatlıktır. Hatta bu yöntem öylesine kanıksanmıştır ki, kimilerine göre alfabetik metodun tek sorunu kimyasalların isimlerinin hangi dilde seçileceğine karar verme sürecidir. Bir kullanıcı için Türkçe işe yararken aynı ortamı paylaşan bir başkası İngilizce isimlere alışıksa aynı kullanım rahatlığından bile söz edilemez. Sadece bu sorun bile alfabetik metodun, “yetersizliğini” açıkça gösteriyor. Kaldı ki bu metodun ortaya çıkardığı büyük güvenlik risklerine değinmek bile yersiz. Ama iş uygun depolama metodunu bulmakla da bitmiyor; çoğu durumda kimyasalları “İdeal düzende” depolamak için gerek zaman gerekse mekân yeterli olmayabiliyor. Bu durumda hatayı nasıl minimuma indirebiliriz?
Burada yapılması gereken öncelikle kimyasalları “katılar-sıvılar” şeklinde gruplandırmaktır. Sıvıları herhangi bir sızıntı yaşanması halinde katılarla temas etmeyecek şekilde depolamak iyi bir önlemdir. Bu ayrımı sağladıktan sonra katıları alfabetik sıraya göre dizmekte sakınca yoktur. Asıl sorunsa sıvılarda! “Deprem öldürmez, insan öldürür” sözünde olduğu gibi, kendi halindeki bir kimyasal madde kimseyi öldürmez, risklerin gerçekleşmesine sebep olan hatalar ölümcül sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle sıvı kimyasalları şişelerin üzerindeki tehlike uyarı sembollerine göre sınıflandırabilir ve birbirlerinden mümkün olan en uzak köşelerde depolayabilirsiniz. Mesela derişik asitler mümkün olduğunca rafların en alt kısımlarında depolanmalıdır.
Kendi güvenliğiniz ve bulunduğunuz ortamın güvenliğini sağlamak ve bilgi birikiminizi arttırarak farkındalık oluşturmak için www.laboratuvarguvenligi.com adresinde bulabileceğiniz, laboratuvar ve kimyasal maddelerin depolanması konularındaki bilgileri biraz kurcalamanızı şiddetle tavsiye ederim.
Son olarak depolama konusunda en azından aşağıda verilen tablodaki kurallara uyulursa güvenli bir ortam sağlanabilir.
Sevgiyle...