Labmedya - Laboratuvar ve Sağlık Gazetesi

MIT Medya Laboratuvarı Sinyal Kinetiği grubunun lideri ve elektrik mühendisliği ve bilgisayar doçenti olan Fadel Adib, "Milyonlarca kat daha düşük güç tüketimi ile su altı iletişimi artık pratik ve gerçekçi bir hale geldi. Henüz aşılması gereken bazı teknik zorluklar olsa da, bu alanda geliştirmeye açık bir yol olduğunu düşünüyoruz" dedi.

Bu yenilikçi su altı iletişim sisteminin anahtarı, Van Atta Akustik Geri Saçılma (VAB) teknolojisi olarak adlandırılabilir. Bu teknoloji, sinyalleri hem üçgenleme hem de kaynağa geri yansıtma yeteneğine sahip bağlantılı düğümler kullanarak iletimini sağlar. Bu, iletişimi daha verimli hale getirirken, aynı zamanda çok daha uzun mesafelere iletim yapabilme kapasitesi sunar.

Geri saçılma, ses dalgalarının başlangıç noktalarına geri yansıdığı bir olayı ifade eder ve ultrason gibi teknolojilerin yanı sıra deniz tabanlarının haritalandırılmasına da katkı sağlar. Van Atta dizileri, geri saçılma yeteneklerini artırarak MIT ekibinin yeni VAB teknolojisinin temelini oluşturur.

MIT'nin duyurusuna göre, bu yeni teknoloji, 6G hücresel ağlar gibi alanlarda kullanılabilecek yeni bir okyanus teknolojisi sunuyor. Araştırmacılar, VAB'larını geliştirerek yakın gelecekte "okyanusun nabzını haritalandırabileceklerini" umuyorlar. Bu ağlar, basınç, CO2 seviyeleri ve sıcaklık gibi çeşitli okyanus veri kümelerini sürekli olarak ölçerek iklim değişikliği modellemesine katkı sağlayabilir ve karbon yakalama teknolojilerinin etkinliğini analiz edebilir.

 Bu yeni teknoloji tasarımı, su altı geri saçılma özelliklerini ve zorlu su altı akustik kanallarını ele alarak birçok yenilik sunuyor ve yüzlerce metre menzili gerçekleştirebilen ilk pratik su altı iletişim sistemi olarak öne çıkıyor.

Kaynak: popsci.com