Haberler
Obezite tedavisine umut kahverengi yağ
Erişkin insanda kahverengi yağ kök hücresi bulunmasının, vücudun kendi kahverengi yağ miktarını artırmasını sağlayacak ilaçların geliştirilmesine ya da kahverengi yağ kök hücrelerinin çoğaltılarak insana tekrar nakil edilmesine olanak sağlayabileceğini işaret eden Yıldız, bu yaklaşımın tüm dünyada ve Türkiye'de ikiz salgın olan diyabet ve obezitenin tedavisinde yepyeni bir seçenek sunabileceğini bildirdi.
02 Aralık 2015, Çarşamba
ABD'de gerçekleştirilen ve Kök Hücre dergisi’nde yayınlanan bir çalışma ilk kez erişkin insanda kahverengi yağ kök hücrelerinin bulunduğunu gösterdi.
Yaşları 28 ile 84 arasında değişen katılımcılardan aldıkları kök hücreleri kültür ortamında geliştirdikten sonra hayvan modeline nakil etmeyi başaran Utah Üniversitesi araştırıcıları şeker düzeylerinde ve metabolizmada olumlu etki gözlemledi.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, yağ dokusu vücudumuzdaki en şaşırtıcı organlardan birisi olduğunu belirtirken, tıp dünyasının bu dokunun önemini ve nasıl çalıştığını daha yeni yeni anlamaya başladığını söyledi.
Yağ dokusunun bir yandan gerektiğinde ve açlıkta kullanılmak üzere enerji depoladığını, bir yandan da beyin başta olmak üzere bütün organlar ile hormonlar aracılığıyla iletişim kuran vücudun en büyük iç salgı bezi olduğuna dikkati çeken Yıldız, yağ dokusunun beyaz, kahverengi, cilt altında ya da iç organlar etrafında bulunan tiplerinin olduğunu belirtti.
Çocuklarda fazla miktarda olan kahverengi yağ, etkin kalori yakıyor
Çocuklarda fazla miktarda kahverengi yağın bulunduğunu ve uyarıldığında etkin olarak kalori yakabildiğini ifade eden Yıldız, buna karşılık erişkinlerde beyaz yağ artarken kahverengi yağın çok azaldığını kaydetti. Yıldız, şöyle devam etti: ''Beyaz yağ metabolik olarak aktif olmadığı için bu durum obezite, diyabet, kolesterol fazlalığı gibi hastalıklara yakalanma şansını artırıyor. Örneğin 70 kilogram ağırlığa sahip bir erişkinin vücudunda 13-15 kilogram beyaz yağ ve yalnızca 1 kilogram civarında kahverengi yağ var. Ancak bu kadar kahverengi yağ bile uyarıldığında günde fazladan 300-500 kilo kalori yakabilme potansiyeline sahip ve obez bireylerde ayda 2 kilo kaybı sağlayabiliyor. Kış aylarında ve soğukta kahverengi yağ dokusu daha da aktif hale geliyor. Bu yeni açıklanan çalışmaya kadar erişkinlerde kahverengi yağ kök hücresi bulunmadığını düşünüyorduk. Bu nedenle çalışma sonuçları heyecan verici.''
Diyabet ve obezite tedavisine yepyeni bir seçenek sunabilir
Erişkin insanda kahverengi yağ kök hücresi bulunmasının, vücudun kendi kahverengi yağ miktarını artırmasını sağlayacak ilaçların geliştirilmesine ya da kahverengi yağ kök hücrelerinin çoğaltılarak insana tekrar nakil edilmesine olanak sağlayabileceğini işaret eden Yıldız, bu yaklaşımın tüm dünyada ve Türkiye'de ikiz salgın olan diyabet ve obezitenin tedavisinde yepyeni bir seçenek sunabileceğini bildirdi.
Prof. Dr. Yıldız, şunları kaydetti: ''Çünkü beyaz yağ hücresi tek bir yağ damlacığı içerirken, kahverengi yağ hücresi fazla sayıda küçük yağ damlacıkları ile beraber mitokondri içerir. Kahverengi yağ hücresi içindeki mitokondriler jeneratör gibi çalışarak yağ damlacıklarını parçalar ve ısı üretir. Dolayısıyla yağın vücutta kullanılmadan depolanması yerine daha fazla ve etkin şekilde kullanımını sağlar. Bugün insanda yalnızca boyun bölgesinde ve göğüs kafesinde az miktarda kahverengi yağ dokusu bulunduğunu biliyoruz. Bu dokunun kök hücre teknolojileri ile miktarının ya da çalışmasının artırılması enerjinin daha etkin bir şekilde tüketimi ile hem obezite hem de diyabet için tedavi potansiyeline sahip''
Dünyada 1,5 milyar fazla kilolu, 500 milyonun üzerinde obez erişkin, 382 milyonun üzerinde de diyabetli birey bulunduğuna işaret eden Yıldız, 'Vücudumuz mevcut kilosunu korumaya programlı olduğu için dışarıdan enerji alımını kıstığınız durumlarda yani diyet yapmaya başladığınızda belli bir süre sonra bir savunma mekanizması olarak yaktığı enerjiyi azaltmaya başlıyor ve kilo vermek ya da verilen kiloyu korumak zorlaşıyor. Bu nedenle vücudumuzun enerji kullanımını etkin bir şekilde artırabilecek yolların bulunması obezite ve diyabetin hem önlenmesinde hem de tedavisinde çok önemli olabilir'' ifadesini kullandı.