Haberler
Belirsizlik ve insan psikolojisi
Ne var ki ispat gerektirmese dahi; Heisenberg bunu Kuantum Fiziğindeki Belirsizlik İlkesi ile bunu ispatlamıştır.
Bu yadsınamayan gerçeklik, sadece teoride değil pratik hayatta da hayatımızın bütününe etki eder. Buna zıt olarak belirsizliğin hüküm sürdüğü dünyada insanın doğası gereği daima bilme ve güvende hissetmek ister. İşte bu çatışan gerçeklerde insanın tabiat karşısında aciz bir varlık oluşu bu belirsizliği yönetme mecburiyetini de beraberinde getirir. İnsan, bilinmeyeni tolere etme ve yönetme hususunda aynı değildir ve aynı oranda etkilenmezler. Kimi insan için belirsizliğin hakim olduğu doğada belirsizlik, insan doğasını domine ederken; kimi insan için bu yönetim durumunda demokrasi hakimdir. Yönetim kaçınılmaz olduğunda kişi belirsizlikle uzlaşma yoluna gitmiştir. Bu makalede insan doğasının belirsizlik gerçekliğinden etkilenişi ve bunu tolere etme yöntemleri incelenecektir.
Belirsizlik Nedir?
Belirsizlik farklı araştırmacılar tarafından tutarsızlık, öngörememe, tanımlayamama ve şüphe etmek gibi kavramlarla ilişkilendirilmektedir. Bu felsefe ve bilimsel kavramlar bir yana dursun; belirsizlik, insan hayatındaki pratik yaşamda ‘her an her şey olabilir’ nitelendirmesiyle vücut bulmaktadır. Bu nitelemenin altında yatan gizli olumsuzluk insanın bilinmeyeni kontrol altına alma eğilimini devreye sokar. Belirsizliği azaltma ihtiyacı ise insanların belirliliğe ulaşmak adına, karşılaştıkları belirsizlikleri yönetme eğilimi olarak tanımlamaktadır.
Belirsizliği Yönetmek
Belirsizliğin insan psikolojisi üzerinde yadsınamaz etkisi vardır. Bu etki; belirsizliği azaltma ya da belirsizliği yönetme motivasyonu olarak tanımlanmaktadır.
Belirsizliği yönetme motivasyonunu gerçekleştirmeye yönelik farklı yöntemler bulunmaktadır. Karakteristik, biyolojik ve diğer pek çok etmenin farklı olduğu insanların müphem durumlarda buna yönelik çözümleri de farklı olmaktadır.
İnsanlık tarihine baktığımızda, ateşin bulunmasından uzay keşiflerine kadar birçok gelişimin belirsizlikle olan ilişkimiz sebebiyle ortaya çıktığını söyleyebiliriz.
Belirsizliğin yarattığı merak duygusu sebebiyle insanlar belirsizlik yaratan uyaranı incelemiş ve bazı durumlarda daha belirli kılmak adına yeni çözümler üretmişlerdir. Bir gün sonrasının akıbetinin müphem oluşu kimi insanda merak duygusunun kamçıladığı üretimi geliştirirken kimi insan bunu üretim sürecine çeviremediğinden psikolojik bir boşluğa düşmekte ve bu da kaygı ve anksiyeteyi beraberinde getirmektedir.
Belirsizliğin İnsan Psikolojisine Etkisi
Bir insanın herhangi bir stres ile baş edebilmesinde ruhsal dayanıklılık çok önemli bir yer tutar. Ruhsal dayanıklılığı iyi gelişmiş insanlar belirsizlik durumlarından daha az etkilenir ve sorunları daha kolay aşarlar. Bazı insanlarda daha belirgin olmak üzere her insan yaşamını belli bir denetim altında tutmak ister. Yaşamlarını abartılı biçimde denetim altında tutmak isteyenler ne olacağını bilmeyi, olabilecekler karşısında neler yapacağını öngörebilmeyi, karşılaşabileceği olumsuzlukları denetleyebilmeyi hayal ederler. Fakat belirsizlik dönemlerinde insanoğlu bu hayalin boş olduğu gerçeği ile yüzleşir. Kontrolü yitirdiği kaygısı bazı insanları derinden sarsar. Ne yapacağını belirleyememek ve belirleyemeyeceğini düşünmek kaygılarını çok arttırır.
Her insan belirsizliği kendine göre algılar ve yorumlar. İnsanoğlu tüm uyaranları olduğu gibi belirsizliği de nesnel biçimde algılayamaz. Değerlendirme tümüyle özneldir. O nedenle belirsizliği bir felaketmiş gibi algılama eğiliminde olanlar bu algılarını değiştirmek için çaba harcamalıdır. Bunu bir üretim aşamasına, bir fırsata dönüştüren insanlar psikolojik açıdan doğal seleksiyonda hayatta kalan taraf olmaktadır.
Belirsizliği aşmada kendini güven içinde hissetme çok önemli bir yer tutar. Kendini güven içinde hissetmeye katkı sağlayacağından belirsizlik dönemlerinde eş, dost, akraba, arkadaş ve yakınlarla iletişim içinde olunmalıdır. Ayrıca her fırsatta sosyal destek sistemini genişletmek ve güçlendirmek için çaba harcanmalıdır. Bu sayede insan tabiatın doğasındaki bilinmeyenin hükümetinde ‘kurban olmak’tan kurtulacaktır.
Kaynaklar:
• Bal, M. ve Van den Bos, K. (2012). Blaming for a Better Future Future Orientation and Associated Intolerance of Personal Uncertainty Lead to Harsher Reactions Toward Innocent Victims. Personality and Social Psychology Bulletin, 38, 7, 835-844.
• Bammer, G. ve Smithson, M. (2012). Uncertainty and risk: multidisciplinary perspectives.
• Bammer, G. ve Smithson, M. (Ed.). Routledge.
• Baumeister, R.F., Bratslavsky, E., Muraven, M. ve Tice, D.M. (1998). Ego depletion: Is the active self a limited resource? Journal of Personality and Social Psychology, 74,
Zeynep UZAR