Haberler
Neden aşık oluruz ?
Aşk ve cinsellikle ilgili olduğu kabul edilen ‘feromon’ hormonu insanın bağışıklık sisteminde bulunuyor. Feromon hormonunun salgısı, idrar ve koltuk altındaki terle dışarı atılıyor. Uçucu ve algılanamayacak kadar hafif kokusu olan kimyasal bir salgıdır. Feromon ‘aşkın hormonu’ yayılan koku ise, ‘aşkın kokusu’ olarak adlandırılır.
02 Aralık 2015, Çarşamba
Beyin aşkı nasıl algılıyor?
Duygular insanı insan yapan şeylerin başında gelmektedir. Duygular insanı bazen tahrip etse de insanlığı tahrip etmemekte, yüceltmektedir. Sanırım duyguların en güzeli de aşktır. Aşk üzerine sayısız kitap, film, müzik vb şeyler yapıldı. İnsanlar aşkla doğdu, aşkla yoğruldu, çoğaldı, gelişti. Aşk insanoğlunun yeryüzünde olmasını anlamlı kıldı. Aşkı anlamaya çalışırken gözümüzden aşkın nerden geldiği kaçtı.
Duygular hayatımızın alevidir. Duygularımız kırılgan, us dışı ve karmaşık olup hayallerle karışıktır. Duygularımız bizi sonsuz bir mutlulukla kendimizden geçirebilir veya deliliğe kadar götürebilir. Duygular nasıl oluşur? Neyle beslenir? Niçin söner? Bilim için duygular hala alınması zor bir kaledir. Fakat bu konuda ki buluşlar hızla artmaktadır. Bilim davranışlarımızın kökeninde yatan duyguların kimyasal sırlarını çözmeye başlamıştır. Kısacası beyin nasıl ‘’aşk’’ salgılıyor, artık biliyoruz. Duygu, hayal ve davranışlarımızı yaratan organ beyindir. Beyin belleğin de merkezidir. Bütün duygu yolları beyin denen kaleye tırmanır. Aklın vatanı olan bu organ aynı zamanda us dışı davranışları da hücrelerinde saklamaktadır. Duygularımızın hepsi akla uygun olsaydı, belki yaşam bu kadar güzel olmazdı. Mantık hayatımızın çelik temellerini oluştururken, duygular bir kır çiçeği yumuşaklığıyla ruhumuzu renk renk tüllere sarmaktadır.
Neden aşık oluruz?
Onu görünce kalbiniz çok fazla çarpmaya, eliniz ayağınız birbirine mi dolanmaya başlıyor. Hiç şüphesiz aşıksınız demektir. Uzmanlar insanları derinden etkileyen ‘aşk’ı bilimsel olarak incelediler. İşte sonuç...
- Son günlerde, içinizdeki sevinç, mutluluk duygusu arttı
- Hayata, olaylara daha umursamaz bakıyorsunuz
- Arkadaşlarınız gözlerinizin pırıl pırıl baktığını ve son günlerde yüzüne bir canlılık geldiğini söylüyorlar.
Eğer bu belirtileri taşıyorsanız, aşık olduğunuz şüphe getirmez bir gerçek! Aşık olduğumuzda hepimiz benzer duygular yaşarız; ayaklarımız yerden kesilir, aklımız başımızdan gider, hep onu düşünür, hep onun hakkında konuşmak isteriz. Bunlar aşık olan herkesin bildiği ve binlerce yıldır yaşanan, süregelen duygular. Farklı olan ise, artık tüm bunların sebebinin biliniyor olması! Aşık olunca insanların neden ‘tuhaflaştığı’ bilimsel gerçeklerle kanıtlandı! Üstelik suçlu kalbimiz değil, beynimiz çıktı!
Aşk, vücutta feromon maddesinin salgılanmasıyla başlıyor
Aşkı, duygularımızın, düşüncelerimizin, alışkanlıklarımızın, yetişme tarzımızın ve daha birçok şeyin etkilediğini zaten biliyorduk, ama hormonlarla olan ilişkisini yeni öğrendik. Ve hemen uzmanlara danıştık. Bakın hangi sonuçlar çıktı.
- Vücuda çeşitli maddeleri salgılayarak bizim sağlıklı, mutlu yaşamamızı sağlayan salgılara hormon deniyor.
- Aşık olduğumuzda gösterdiğimiz dengesiz davranışlarımızın sebebi, vücudumuzun salgıladığı feromon maddesiymiş! Aşk, vücutta feromon maddesinin salgılanmasıyla başlıyormuş. Aşkın kokusu olarak tanımlanan bu madde, beynin ilgili bölümlerini uyarıyor ve aşk doğuyor!
- Feromon, vücudumuzun salgıladığı hormonlardan sadece biri. feromon ‘a ‘aşk hormunu’ da deniliyor. Aşıkların, her dakika aşık oldukları kişiden söz etmeleri bu hormondan kaynaklanıyor. Aşık olunduğunda vücudun fazla feromon salgılamasıyla kişilerin fiziksel yapılarında ve davranışlarında değişiklikler oluşmaya başlıyor. Kalp çarpıntısı, gözlerin parlaması gibi değişiklikler oluyor ve ‘O da beni seviyor mudur’, ‘Acaba şimdi nerededir’ gibi sorular artmaya başlıyor. Obssesive yani takıntılı kişi davranışları gözlemleniyor.
- Aşkın yerini sevgiye bırakması da hormonlarla ilgili. Zamanla serotoninin azalması, oksitoksinin artmasıyla, aşk yerini bir süre sonra sevgi ve şefkate bırakıyor.
- Yaz aylarında insanların daha sık aşık olmasının da bilimsel bazı sebepleri var. Özellikle bahar ve yaz aylarında, güneş ışınları insanların hormon sistemini etkiliyor ve bu durumda aşk daha yoğun hissediliyor. Melanosit denen vücuda renk veren hücreler de, bu aylarda artıyor.
Aşk ve cinsellikle ilgili olduğu kabul edilen ‘feromon’ hormonu insanın bağışıklık sisteminde bulunuyor. Feromon hormonunun salgısı, idrar ve koltuk altındaki terle dışarı atılıyor. Uçucu ve algılanamayacak kadar hafif kokusu olan kimyasal bir salgıdır. Feromon ‘aşkın hormonu’ yayılan koku ise, ‘aşkın kokusu’ olarak adlandırılır.
Feromonların yoğunluğu az olduğu için doğrudan algılanmaz ve hissedilemez; fakat bundan etkilenen kişinin davranışları bilinçsizce değişmektedir. Feromonlar, aşkı başlattığı gibi cinsel uyarılmayı da sağlar.
Aslında feromonlar, insanların cinselliği üzerinde doğrudan bir role sahip olabilir; fakat aşkın oluşumunda feromonların etkisi yoktur, aşk ortaya çıkınca feromonlar devreye girer ve aşkın meydana gelmesini sağlayan psikolojik süreçlerdir.
Feromon salgılanımındaki artışla, vücutta bulunan diğer hormonlar da etkilenmektedir. Bundan dolayı aşkın ortaya çıkma sürecinde bireyin yaşamında ciddi anlamda değişimler görülür. Örneğin, kişi sevgilisini görünce heyecanlanır, kan basıncı hızlanır, yüzü kızarır; bu durumun adrenalin salgısının artışına bağlanılmaktadır. Ayrı bu süreçte kişide coşku hallerini ortaya çıkaran hormon ise ‘dopamin’dir.
Feromonlarla ilgili çalışmalar henüz çok sınırlıdır. Bu hormonların, hayvanların davranışları ve çiftleşmeleri üzerinde etkileri olduğu kesin olarak bilinmektedir; ancak insanların aşkı ve cinselliği üzerindeki etkileriyle ilgili bilimsel verilerin yeterli olmadığı söylenilmektedir.
Ayrılıkla beraber, feromonların salgılanması düzensizleşir ve vücuttaki diğer hormonların işleyişini de olumsuz yönde etkiler. Dolayısıyla kişinin yaşamındaki denge bir anda bozulur. Feromonların önceki değerlerine dönmesi için zamana gereksinim vardır.
Evlilikten belli bir süre sonra feromon salgılanması eski düzeyine inmekte, yerini ise, sevgiyi oluşturan ‘oksitoksin’ hormonuna bırakmaktadır. Dolayısıyla aşk, sevgiye dönüşür. Bu, bütün aşklar için geçerli olmayabilir; çünkü kim aşkta ise, feromonun yerini nefret hormonu almaktadır.
İnsandaki ruhsal değişimler bedende de çeşitli etkiler yapar. İnsanda oluşan duygusal anlar, vücutta çeşitli hormonların salgıladığı kimyasallar ortaya çıkar. Örneğin, insan mutlu olduğu zaman, vücudun mutluluk kimyasalı olan ‘serotonin’ hormonu salgılar. Heyecan durumunu dengeleyen hormonun adı ise, adrenalindir.
Karşılıklı aşklarda, kişiler birbirilerinin feromonlarından etkilenmektedir. Aşkın yoğunluğu, feromon salgısının yoğunluğuyla ve etkinliliğiyle bağlantılıdır.