Haberler
Naturel Analiz Laboratuvarları...
Doğada gördüğümüz her şey aslında araştırılmak için sırasını bekleyen laboratuvarlar olabilir mi? Birçok formülü, denklemi, kuramı ve yaratıcılığı içinde barından, hala keşfedilmeyi bekleyen birçok şaşırtıcı bilgi ile doğal bir laboratuvar düşünün… Şimdi etrafınıza farklı bir gözle bakmayı deneyin. Her canlı bir denek, mekanizmalar ise deney. Biraz dikkatli bakıldığında göreceksiniz ki, doğa nedenleri, sonuçları, hatta formülleri ile inanılmaz bilgileri içeren laboratuvarlarla dolu.
Biyomimetik uzmanlığı
Doğada hiç şaşmadan tıkır tıkır işleyen bir düzen var. Ve bu mükemmel düzen çok önemli bir mesleğin tohumlarını attı. Biyomimetik uzmanlığı... Biyomimetik, kısaca doğayı taklit ederek insan ihtiyaçlarına uyarlamak olarak tanımlanıyor. Özellikle son yıllarda doğanın birçok teknolojiyi içinde barındırdığı ve bunun birçok sektöre uygulanabileceği net örneklerle kanıtlanmaya başlandı.
Akıllı boyalar…
Son dönemlerden bir örnek verelim. Hepimizin bildiği akıllı boyalar gündeme oturdu. Özellikle dış mekanlarda kullanılan bu boya türlerinin sloganı şu, “bırakın o kendi kendisini temizlesin”. Dr. Wilhelm Barthlott mikroskop altında incelemelerine başladı. Çiçek ve ağaç yaprakları üzerinde yaptığı incelemelerde yaprakları en pürüzlü olanların en az toz tuttuğunu keşfetti. En az leke tutan Nilüfer çiçeğiydi ve kendi kendini temizleyen yaprağa sahipti. İşte akıllı boyaların çıkış noktası bu olmuştu ve Lotusan markasıyla dış cephe malzemesinin üretimine başlandı.
Yenilik için gerekenleri doğadan öğrenmek…
Görüldüğü gibi biyomimetik, bir organizmadan bir düşünceyi öğrenip bambaşka bir alanda yeni bir teknoloji yaratma durumunda ortaya çıkan bir kavram. Bu alanda yoğun çalışmaların yapıldığı bir dönemdeyiz ve yeni bir anlayış var: “Doğayla ilgili şeyleri öğrenmek değil, yenilik için gerekenleri doğadan öğrenmek”. İşte bu yeni bakış açısı bizim doğaya doğal bir laboratuvar gözüyle bakmamız için yeterli.
Yüzlerce örnek…
Bugün tasarımcılar, mühendisler, tıp teknolojisi, bilim insanları, kimyagerler ve daha pek çok meslekten uzmanlar dünyanın her yerinde gözlem yapıyor ve doğanın dehasını algılayarak tasarımlarına uygulamak için çaba sarf ediyor. Biyomimetik’in hayata geçirilmiş birçok örneği bulunuyor. Yarasaların radar sistemi olarak yansıması, kuşların uçağa dönüşmesi, yusufcukların manevra kabiliyetlerinin helikopterlere uyarlanması, balıkların yön bulma şifrelerinin yansıması gibi daha yüzlerce örnek verilebilir.
Doğanın laboratuvarı…
Peki, size kimyager keçiler, kimyasal madde üreten bir fabrika gibi çalışan koalalar, formik asit üreten karıncalar desek… Onlar doğanın laboratuvarında hiç aksatmadan ve durmadan çalışan işçiler.
Bu ne kimya bilgisi…
Bezuar keçisi dimdik kayalara tırmanabilen bir keçi türü. Onu ilginç kılan ise, inanılmaz kimya bilgisi. Onlar kendi kendilerini tedavi etme konusunda uzmanlar… Ne zaman bir yılan tarafından ısırılsalar hemen sütleğen bitkisi türlerinden birini yemeye başlıyorlar. Araştırıldığında, ortaya çıkıyor ki, sütleğen bitkisi sıvısında bulunan “öforbon” maddesi yılan zehrini etkisiz hale getiriyor.
Karınca ve formik asit
Karıncaların vücutlarında, formik asit isimli kimyasal maddeyi üreten bezler bulunuyor. Antibiyotik etkiye sahip olan bu madde karıncalar tarafından üretiliyor ve karıncalar bu maddeyi düzenli olarak vücutlarına sürüyorlar. Bu şekilde hem yuvalarındaki hem de kendi üzerlerindeki bakteri ve mantar oluşumunu engellemiş oluyorlar. Bazı kuş türleri ise, karıncaların tüylerinin üzerinde dolaşmasına izin veriyorlar. Çünkü, onların ürettikleri asitlerden faydalanarak üzerlerindeki parazitlerden kurtuluyorlar.
Kimyasal fabrika…
Avusturalya’da yaşayan koala, keseli bir hayvan. Onlar aynı kimyasal madde üretimi yapan kapsamlı bir fabrika gibiler. Yaşadıkları yer zehirli eterik yağ içeren okaliptüs yaprakları… Birçok hayvan için öldürücü olan bu yapraklarda yaşayabilmelerini, karaciğerlerinin zehri etkisiz kılacak sistemde olmasına borçlular.
Okaliptüs yaprakları lif ve protein içeriyor. Güçlü kokulu yağları, fenolik bileşikleri ve zehirli siyanür niteliğinde maddeleri de içinde barındırıyor. Koalada bulunan körbağırsak sindirim sisteminin en ilginç parçası. Çünkü, okaliptüs yapraklarının sindirim sisteminden geçişi burada geciktirilir. Bu gecikme sayesinde körbağırsaklardaki mikro organizmalar faaliyete geçerek selülozu koalanın faydalanacağı hale getirirler. Bu haliyle koalanın kör bağırsağı biyokimyasal bir fabrikaya benzetilebilir. Selüloz bu fabrikada işlenirken, yağlar ve zehirli niteliğe sahip kimyasallar başka bir fabrikada yani karaciğerde süzülmeye uğrayarak etkisiz hale gelir.
İşte doğanın gizli laboratuvarında çalışanlardan bir kısmı. Daha nicesi var ki, ürettiklerini insanoğlunun hayata geçirmesini bekliyor. Şimdi etrafınızdaki canlılara daha farklı bir gözle bakın. Belki sizler de onlardaki değişik özellikleri keşfederek insanlığın hizmetine sunanlardan olursunuz. Ne dersiniz…