Haberler
Kimyager Savaşları
“Dünya barışı” hemen herkesin dilindeki cümle… Güzellik yarışmalarında nasıl bir dünya istersinizin cevabı, Siyasetçilerin dilinde oy almanın aracı ve insanımız dilinde de çağdaşlığın simgesi…
Taşlar, sopalar, baltalar, barutlar…
Durum böyleyken büyük bir çelişki ülkeler arasındaki en büyük yarış “silahlanma yarışı”. Düşünün ki, insanoğlu önce elindekiyle başlamış savaşmaya. İlk çağlarda taşları, sopaları kullanmış. Eline geçen her nesneyi savaş aletine çevirmiş. Sonra kılıçlar, baltalar girmiş devreye ve ardından barutu, topları, dinamiti bulmuş. Bombalar, mayın ve torpiller de hemen arkasından gelmiş. Atom ve hidrojen bulunana dek durum böylece devam etmiş.
Kimya endüstrisi…
Son olarak belki de silahların en kuvvetlisi en büyük gelişmelere imza atan kimyadan gelmiş. 19. yüzyıl teknolojik ve bilimsel gelişmelerin çağı. İşte tam bu zamanlarda kimya endüstrisi, gelişmiş ürünleri ile savaş gereçlerine ismini yazdırdı.
Birinci Dünya Savaşı
Birinci Dünya Savaşı… Klorin gazının bulunduğu bidonların kapakları Almanlar tarafından açıldı ve rüzgar bu gazın etrafa dağılmasına yardım etti. Bu olay tarihin kara sayfalarına yeni bir terim getirdi “Kimyasal savaş”. Ne yazık ki, bu olay Almanlarla başlayıp son bulmadı. Bayrağı Fransızlar devraldı. Bu kez yıl 1915 Fransızlar Fosgen gazını cephanelerin içine koydular ve Alman mevzilerine attılar. Kimyasal silah dönemi böylece devam etti...
Almanlar tarih sahnesinde
Haziran 1917 Almanlar yine tarih sahnesinde. Bu kez yine bir ilk olarak kusturucu gaz olan Difenilkloroarsin maddesini Hardal gazı ile eş zamanlı olarak kullandılar. Difenilkloroarsin, gaz maskesinin çıkarılmasına neden oluyordu ve böylece hardal gazı daha etkili oluyordu. Ardından kimyasal silahların savaşlarda kullanılmasını yasaklayan Cenevre Anlaşması imzalandı. Fakat İtalya Etiyopya`da, Japonya, Mançurya ve Çin’de kimyasal savaş maddesi kullanmaya devam edildi. Cenevre anlaşmasında bir madde bulunuyordu: “Karşı taraf kimyasal silah kullanırsa diğer tarafa da kullanma hakkı doğuyordu”… Belli ki, savaş durmayacaktı.
Alman kimyager “Gerhad Schrader”
Yıl 1936 Alman kimyager Gerhad Schrader, böcek ilacı üzerinde çalışırken Tabun gazını bulur. İki yıl sonra ise, daha da zehirli olan Sarin gazını keşfeder. Almanlar Tabun doldurulmuş cephaneleri savaşlar sırasında kullanmazlar. Bu sırada ikinci dünya savaşı da bitmiştir ancak gizli savaş devam etmektedir. Almanlar sinir gazı, İngilizler ve Sovyetler ise, Sarin gazı üzerine yoğunlaşırlar.
Amaç daha öldürücüyü, daha tehlikeliyi üretmek
Her ülke büyük gayretlerle daha öldürücü ve daha etkili kimyasal üretimine girdi. Savaş alanları laboratuarlara ve insanlar da kobaya dönüştü. 1945-1969 yılları arasında kimyasal silahlanmada tabiri yerindeyse bir tırmanış vardı. Ülkelerin üzerinde çalıştıkları yaprak dökücü kimyasallar ve sinir gazlarıydı. Yıl 1969’du ve ABD depolarında tam 42 bin ton zehirli gaz depolanmıştı.
Vietnam…
Vietnam Savaşı o denli kanlı geçmişti ve o denli derin izler bırakmıştı ki, 1969-1975 yılları kimyasal silah üretiminde bir gerileme dönemi olmuştu. Öyle ki, ABD’de bu silahlar için yapılan 180 milyon dolarlık yatırım 50 milyon dolara düşmüştü.
Kimyasal silah deneme sistemleri
Ancak bu süreç çok uzun sürmedi. 1984 yılı sonunda kimyasal silah üretimi yerini silah deneme sistemlerinin kuruluşuna bırakmıştı. Silahlar üretildi, depolandı, geliştirildi. Ancak silah deneme sistemleri için oluşturulmuş alanlar daha büyük tehlikeydi.
6.300 koyun öldü
ABD “V” kodu ile bilinen tehlikeli bir madde üretti. 1968’de Utah, Salt Lake City yakınlarındaki deneme bölgesine VX serpen bir uçak vardı. Sadece küçük bir hata olmuştu. Uçağın vanası bozuldu ve kapanmadı. VX bulutu rüzgarla kent yakınında otlayan koyunları vurdu ve tam 6.300 koyun yok oldu.
Depo yakınları…
Okinawa adasında V maddesi ile dolu cephaneler taşınıyordu. Depo yakınlarında yüzen elli kişi deri yanıkları şikayetiyle hastaneye yatırıldı.
Saydıklarımız sadece birkaç örnek bunlar dışında yaşanmış ve bazılarının üstü örtülmüş yüzlerce örnek mevcut…
Depolama, taşıma, depo düzenleme
Günümüzde kimyasal silahların kullanılması dışında yaşanan birçok tehlike var. Onların kullanılması kadar depolanması, taşınması, depoların düzenlenmesi aşamalarında yaşanmış olan ve yaşanmaya devam edecek olan tehlikelerin sonuçları genellikle ölüm. Buna karşın “Dünya Barışı” ülkelerinin depoları kimyasal silahlarla dolu…
Ağzına kadar dolu depolar
NATO ülkeleri içinde önemli miktarda kimyasal savaş etkeni üreten ve depolayan iki ülke ABD ve Fransa. Silahların gerçek miktarları gizli tutulsa da çeşitli tahminler var. Buna göre ABD depolarında 15 bin ton SARİN ve 5 bin ton VX bulunduğu tahmin ediliyor. Mevcut 1500 tane, 600 litrelik VX uçak püskürtme tankıyla 225 ve 340 kg’ lık SARİN hava bombalarının yanısıra VX mayınlarının da yüz binlerce olduğu tahmin ediliyor. II. Dünya Savaşı içinde yapılmış Hardal gazları da hesaba katılırsa, toplam öldürücü kimyasalların miktarı 100 bin tona ulaşmakta.
Sonuç olarak diyebiliriz ki, eğer kimyasal savaştan ve etkilerinden korkanlardansanız korkmaya devam edin…