Teknoloji
Gerçekleşmeyen gelecek
WIRED dergisi seneler önce oldukça ilginç bir konuyu gündeme getirmişti. “Gerçekleşmeyen Gelecek” başlıklı yazı, temiz kömürden, tasarım bebeklere, otomatik köpek tercümanından, hap gıdalara, sürücüsüz otomobillerden, robot hizmetçilere, kişiye özel ilaçlardan, görünmez insanlara, uçan otomobillere kadar “bize vad edilen icatların neden hala hayatımızın bir parçası olamadığını; neden gerçekleşmediğini” sorgulamıştı...
İşte bunlardan bazıları;
Hap gıdalar: Yemek yemek zaman alıyor. Yaşamak için küçük haplarla beslenemez miyiz? Hayır. Çünkü hap gıdaların fizik kurallarını çiğneyeceği ifade ediliyor. Bugün ortalama kiloda bir insanın günde 2 bin kalori tüketmeye ihtiyacı var. Karbonhidrat ve proteinler gram başına 4 kalori sağlıyor. Yağlar ise gram başına 9 kalori sağlıyorlar. 2 bin kalorilik yağı küçük hapların içine yerleştirmek gerekse, günde 450 kapsül yutmamız gerekir. Yinde de yaşamsal anlamda gerekli olan tüm besinleri alamamış oluruz.
Hayvan tercümanı: Köpeklerle konuşabilmemizi sağlayacak bir araç oldukça büyük bir kazanç kaynağı olurdu şüphesiz. Örneğin, havlamayı kelimelere dönüştüren bir tasma geliştirmek mümkün olsaydı, köpeklerin ne demek istediğini anlayabilirdik!
Tasarım bebekler: Pizza siparişi verir gibi, doğacak çocuğunuzun genetik özelliklerini öndecen tasarlamak mümkün olsaydı, insanlar bebeklerinin en fazla kime benzemesini isterdi acaba? Bilimsel çalışmalarda bugün gelinen noktada, yeni doğacak bebeğin cinsiyeti ve bazı hastalıklar belirlenebiliyor. Bunlar dışında daha spesifik özelliklerin belirlenmesi ise henüz mümkün değil. Bunun nedeni genlerin son derece karmaşık bir yapıya sahip olmaları ve her bir özelliğin çok sayıda gen tarafından belirlenmesi. Örneğin uzunluk en az 20 gene bağlı. Ve bu genler, bir kişinin boy uzunluğunu belirleyen etkenlerin sadece yüzde 5’ini oluşturuyor. Diğer yüzde 95’i ise tamamen sır.
Su altı şehirleri: Dünyanın her yerinde su altında kalmış yüzlerce şehir var. Bu şehirler insanın tarih öncesi geçmişine dair çok önemli değerler taşıyor. Fakat, dünya kaynaklarının hızla tükendiği, yaşam alanlarının azaldığı bir çağda, insanların su altında yaşamasını sağlayacak teknolojiler henüz uzak bir hayal gibi görünüyor. Şu sıralar tek yapabildiğimiz, su altına keşif seyahatleri.
Görünmezlik: Görünmezlik, geçmişten bugüne masallar, öyküler ve filmlere konu olan bir özellik. Bir cismi yansıttığı ışıklar yardımı ile görürüz. O cismin görünmez olması için, aldığı ışığı emmesi ya da geçirgen olması gerekir. Bilim insanları bu alanda uzun zamandır çalışmalar yapıyorlar. Ama net bir sonuca ulaşılmış değil. Bunlardan en etkili olanı Japon bilim insanları tarafından gerçekleştirilen “Optik kamuflaj”. Bu yöntemle üretilen giysilerin sırtına bir mercek yerleştirilerek arka plan algılanıyor ve görüntü kıyafetin ön tarafına aktarılıyor. Böylece giysinin sahibi arka planla karışıyor ve şeff afmış gibi algılanıyor.
Uçan bisikletler: 1901'de Jules Bois, gelecekte uçan bisikletlerin olacağı tahmininde bulunmuştu. Bois bu bisikletlerin sadece iş için kullanılacağını öne sürmüştü.
er şey tek kullanımlık olacak: Popular Mechanics'te 1950'de yer alan bir makalede Waldemar Kaempffert her şeyin tek kullanımlık ve geri dönüşümlü olabileceği bir gelecek tahayyül etti. Bunun için de hayali 100 bin nüfuslu Tottenville adlı bir şehirden bahsetti. Kaempfertt'e göre her şey plastikten ya da sentetik kumaştan yapılacaktı. Örneğin içindeki tüm eşya plastikten olan bir ev suyla doldurularak temizlenecek sonra zemindeki giderden su boşaltıldıktan sonra sıcak havayla ev kurutulacaktı. Daha da ötesi tek kullanımlık çarşaflar ve iç çamaşırları geri dönüşüm yoluyla şekere dönüştürülecekti. Tabii ki olmadı.
Koku veren televizyon: Eski Bir AP haberine göre küçük cihazlar, resimleri oda duvarlarına çok gerçekçi biçimde yansıtacağından bahsediyordu. Yıl olarak 2000 kehanetinde bulunulmuştu. N.C Robesonian'ın öngörüsünde tutmayan ise bu cihazlarla resim ya da filmlerdeki kokuları da alabilecektik. Örneğin bir manolya duvara yansıdığında odayı manolya kokusu dolduracaktı. Maalesef ki 2000 yılı geçti ve bu gerçek olmadı.
Uzaya seyahat: 1952'de herkes için uzay seyahati öngörüsünde bulunuldu. Kentucky New Era'da yayınlanan makalede bilim insanları hastalıklar, salgınlar ve aşırı nüfus nedeniyle 2000 yılı için öngörülerde bulunuyordu. Vizyonlarına göre güneş enerjisi tüm diğer enerji türlerinin önüne geçecekti ve roket gemilerle uzaya ucuza seyahat edilebilecekti. Uzaya seyahat belki gerçekleşti ancak herkes için değil ve ucuz hiç değil.
Yeraltı evleri: Bilim kurgu yazarı Isaac Asimov, 1964'te, 2014'e dair öngörülerde bulunmuştu. En dikkat çekici tahminleri ise yeraltı evleri ve otomatize edilmiş mutfaklardı. Yeraltında yerleşim gerçekleşmedi. Kendi kendine yemek hazırlayan mutfak da hayal olarak kaldı.
Ay'a yerleşim: 1982'de New York Times'ta yayınlanan bir makalede geleceğe dair yapılan tahminlerden biri Ray Kurzweil'e aitti. Kurzweil'in tahminleri arasında elektrik otomobiller ve daha küçak aileler (tek çocuklu ya da çocuksuz aile) gibi başarılı tahminler vardı. Ancak aynı makalede bağımsız fütürist Barbara Hubbard, kesin ifadelerle 2002'de kozmik uygarlığın başlayacağını (örneğin Ay'da yaşam), Dünya gibi yaşanabilir binlerce gezegen, ay ve asteroidin varolduğunun ortaya çıkacağını savundu. İkinci tahminine yaklaşıldıysa da Ay'da hayat hala yok.