Sağlık
Aspirin kolorektal kanserin büyümesini ve yayılmasını nasıl durdurur ?
Düzenli, uzun süreli düşük dozda aspirin kullanımının kolorektal kanserin (CRC) daha iyi sonuçlarıyla ilişkili olduğunu gösteren giderek artan sayıda araştırma vardır. Ancak bilim insanları, yaygın olarak kullanılan reçetesiz ilaçların, CRC'nin büyümesi ve yayılması üzerinde neden belirgin ve görünüşte hedefe yönelik bir etkiye sahip olduğundan tam olarak emin değiller dolaysıyla aspirin kullanımının bu alanı hakkında uzun vadeli veri toplamak zorlayıcı olmuştur.
Harvard liderliğindeki daha önceki araştırma, düzenli bir aspirin rejiminin ABD'de her yıl teşhis edilen kolorektal kanserlerin neredeyse %11'ini ve mide-bağırsak kanserlerinin %8'ini önleyebileceğini ortaya çıkarmıştır. İtalyan araştırmacılar, 2015'ten 2019'a kadar İtalya'nın Padova kentindeki Chirurgia Generale Ünitesinde ameliyat edilen tüm CRC hastalarının klinik ve patolojik kayıtlarını incelemiştir. Bu 238 hastadan 31'i (%13) günde 100 mg steroid olmayan antiinflamatuar ilaç alan aspirin kullanıcısı olarak kabul edilmiştir. Bu 238 hastaya histoloji analizi uygulandı ve bilim insanları tümöre infiltre eden lenfositleri, immünokimyayı ve mutasyon verilerini incelemiştir. Daha basit bir ifadeyle, bilim adamları, düzenli aspirin kullanımının nodal metastazı (kanserin yayılması) sınırlandırdığı ve daha fazla sayıda tümöre infiltre eden lenfosit (kanser hücrelerini tanıyabilen ve öldürebilen T ve B hücreleri) ürettiğini keşfetmiştir.
Padova Üniversitesinden baş araştırmacı Dr. Marco Scarpa, ‘Çalışmamız, inflamasyonun engellenmesini içeren klasik ilaç mekanizmasının yanı sıra, aspirinle tamamlayıcı bir kanser önleme veya tedavi mekanizması gösteriyor’ diyerek açıklama yapmıştır.
Genel olarak, aspirin alan hastalarda kanser vakalarında morbiditeyi azaltmak ve tedavi sonuçlarını iyileştirmek için ne kadar düşük olursa o kadar iyi olan nötrofil-lenfosit oranının daha düşük olduğu gözlemlenmiştir. Tüm mekanizmalar bilinmemekle birlikte, aspirinin bağışıklık sisteminin CRC hücrelerini tanımasına, onlara saldırmasına ve tümör yayılmasıyla mücadele etmesine yardımcı olma yeteneğinin, onu sadece önleyici değil aynı zamanda kanser tedavisinde kullanışlı bir immünoterapi aracı haline getirebileceği görülmektedir.
Scarpa, ‘Aspirin kolonda önemli ölçüde pasif difüzyonla emilir. Emilimi doğrusaldır ve bağırsaktaki konsantrasyona bağlıdır. Ağızdan uygulanan aspirinin rektumdaki konsantrasyonu kolonun geri kalanından çok daha düşük olabilir. Dolayısıyla kolorektal kansere karşı etkilerinden yararlanmak istiyorsak, aspirinin etkili olabilmesi için yeterli dozda kolorektal yola ulaşmasını nasıl garanti altına alabileceğimizi düşünmeliyiz.’ diyerek açıklama yapmıştır.
Kaynak:
Bassma BOUANANI