Haberler
Aradığınız hafızaya ulaşılamıyor
Siz ne olduğunu anlamaya çalışırken bir sis bulutu her yeri kaplar
02 Aralık 2015, Çarşamba
Neler oluyor
Randevularınızı unutmaya, evinizin yolunu bulamamaya, telefon numaralarını karıştırmaya, elinizdeki anahtarın ne işe yaradığını hatta neden elinizde olduğunu dahi kavrayamamaya başladığınızda sizin için acı bir süreç başlamış demektir. Unutkanlıklarla başlayıp bir süre sonra rahatsızlık verici boyutlara ulaşan bir durumun içindesiniz. Unutkanlık krizlerini önce gizlemeye çalışıyorsunuz, ancak bir noktadan sonra olaylar kontrolden çıkıyor ve yaşamın normal akışını bozuyor. Artık kaza yapmadan araba kullanamaz, yataktan kalkınca giyinmekte zorluk çeker, her zaman yaptığınız işleri yapamaz hale geliyorsunuz. Başlangıcında tüm aksiliklere gerekçe bulmaya çalışsanız da daha sonra bunların rastlantı olmadığını anlayarak büyük bir acı duyuyorsunuz. En kötüsü de size neler olduğunu anlamaya çalışırken, zihninizi kuşatan sis giderek koyulaşıyor. Ve artık o kötü sonuçla karşı karşıyasınız, çocuklarınız yabancı ve korkunç kâbuslar rüyalarınızın dışına çıkarak, uyanıklık bilincinizi bulandırmaya başlamış... Öyle ki zamanla kol ve bacaklarınız, bağırsaklarınız ve idrar keseniz kontrolden çıkmıştır.
Alzheimer
Yukarıdaki anlatılanlar tam olarak Alzheimer’i tarif ediyor. Zihinsel işlevlerde bozulmaya yol açan, ilerleyici bir beyin hastalığı olan Alzheimer, halk arasında genel olarak “bunama” diye biliniyor. Hastalık adını, Alman bir doktor olan Dr. Alois Alzheimer’den alıyor. Dr. Alzheimer, olağandışı bir zihinsel hastalık sonucu yaşamını yitiren bir kadının, beyin dokularında bir takım değişiklikler meydana geldiğini fark etmiş ve hastalığı ilk kez teşhis etmiştir. Geniş bir tanımını yapmak gerekirse Alzheimer düşünce kontrolü, hafıza ve konuşma yetisi gibi bazı fonksiyonların yer aldığı beyin bölümünde, karmaşık mesajları milyonlarca sinir hücresi arasında taşıyan kimyasalların düzeyinin azalması ve sinir hücrelerinin yok olması ile normal düşünme ve hafıza yetilerinin kaybolduğu, kronik ve ilerleyici bir rahatsızlık.
Hastalığa, genellikle ileri yaşlarda rastlanıyor
Alzheimer hastalığı 40’lı ve 50’li yaşlarda da görülmekle birlikte, 60 yaşın üzerindeki kişilerde daha fazla ortaya çıkıyor. Kadınlarda biraz daha fazla rastlanılmasının yanında, her iki cinsiyette de görülebiliyor. Hastalığın nedeni henüz tam olarak bilinmemekle beraber araştırmalarda ailesinde Alzheimer hastalığı bulunanlarda hastalık oluşma riskinin biraz daha yüksek olduğu saptanmış. Ancak bu; ailesinde Alzheimer hastası bulunan herkesin Alzheimer olacağı anlamına gelmiyor.
Alzheimer’ın belirtileri
Hastalığın belirtilerini şu şekilde özetlemek mümkün;
1. Günlük yaşam aktivitelerini etkileyen bellek kaybı
2. Günlük yaşam aktivitelerini yapmada güçlük
3. Kelime bulmada güçlük
4. Zaman ve mekan karmaşası
5. Yargı ve karara varmada güçlük
7. Sık kullanılan eşyaların yerlerini değiştirme
8. Ruh hali ya da davranışlarda değişim
9. Kişilik değişimleri
10. Sorumluluktan kaçınma
Teşhis geleceği planlama yolunda atılan ilk adım…
Hastalığın erken teşhisi bakımı üstlenen kişinin hastalıkla başa çıkmak için daha hazırlıklı olması ve nelerle karşılaşacağını önceden bilmesi açısından oldukça önemli. Çünkü teşhis geleceği planlama yolunda atılan ilk adım.
Rahatsızlığın teşhisi için basit bir test bulunmamakta. Alzheimer hastalığının teşhisi, kişinin fiziksel ve mental durumunun muayenesinin yanı sıra, yakın bir akraba ya da arkadaşından kişinin geçmişinin incelenmesiyle konuluyor. Hafıza kaybına yol açabilecek diğer hastalıkları ya da koşulları dışarıda bırakmak da çok önemli.
Hastalık bazı kişilerde 50 yaşlarında kendini belli ederken, niçin bazılarında 90’lı yaşlarda ortaya çıkıyor?
Hastalık bazı kişilerde 50 yaşlarında kendini belli ederken, niçin bazılarında 90’lı yaşlarda ortaya çıkıyor? Yanıtlardan biri kalıtsallık. Son 10 yılda araştırmacılar mutasyona uğrayan 3 genin hücrelerde A-beta üretimini arttırdığını ortaya çıkardılar. Bu mutasyonlar soyaçekim yoluyla aile bireyleri arasında görülebiliyor. Ailesinde Alzheimer vakası görülen kişilerde hastalık büyük bir olasılıkla 60’lı yaşlarda ortaya çıkıyor. Kalıtsal kökenli vakalarda Alzheimer’ın erken yaşlarda görülmesi nadir; tüm vakaların yüzde 3 ile 5’ini oluşturuyor. Hastalığın yaygın şeklinde kalıtsallık payı çok yüksek. Son çalışmalara göre anne veya babası Alzheimer’a yakalanmış kişilerin hastalığa yakalanma eğilimi, sağlıklı ebeveynlere sahip kişilere oranla, 3 misli. Hem annesi hem de babası hastalıklı kişilerde bu risk 5 misli artıyor.
Peki, çevresel faktörler
Çevresel faktörler, genetik açıdan hastalığa eğilim taşıyan kişiler üzerinde, normal kişilere oranla daha etkili. Hangi çevresel faktörlerin hastalığı tetiklediği henüz tam olarak bilinmiyor. Bu konuda Sally Luxon ve Diane Schuller adındaki ikizlerin örneği çok belirgin ipuçları içermekte. Tek yumurta ikizi olan Sally ve Diane, aynı genleri paylaşıyor. Ohio’da büyüyen ikizler, gençlik dönemlerinde hemen hemen benzer bir yaşam sürmüşler. 63 yaşına gelen Diane, yaşını hiç göstermediği gibi eşi ile seyahat etmekten zevk almakta, çocukları, torunları ve 86 yaşındaki annesi ile gayet iyi geçinmektedir. Öte yandan Sally, ileri bir Alzheimer hastası olup, 1963 yılından bu yana hiç konuşmamakta, 1994 yılından beri de yürüyememektedir. Ne çocuklarını ne de torunlarını tanımaktadır. Diane ve Sally bugün Duke Üniversitesi’nde yürütülmekte olan ‘’İkiz Alzheimer Hastaları’’ çalışmasına deneklik etmekte. İkisinin farklı kaderlerine açıklık getirmek çok zor olmakla birlikte, bilim adamları genetik olmayan faktörleri gün ışığına çıkartmakta bu ikisinden çok yararlandıklarını itiraf ediyor. Kafa travması çevresel faktörlerin başında geliyor. Otopsi raporlarından yararlanan bilim adamları, kafa travmasının amiloid plaka birikimini tetiklediğini ortaya çıkarttı. Epidemiyolojik çalışmalar bu ani plaka birikimlerin etkisinin uzun süreli dolduğunu gösteriyor. Örneğin 2000 denek üzerinde sürdürülen 5 yıllık bir araştırma, kafa travmasının Alzheimer riskini 3 misline çıkarttığını ortaya koydu.
Eğitimsiz kişiler risk grubunda
Dünyanın neresinde olursa olsun, eğitimsiz kişilerde hastalığın görülme sıklığı daha yüksek. Son yıllarda Indiana Üniversitesi’nde, 65 yaşının üzerindeki Afrika kökenli 2.200 Amerikalı üzerinde yürütülen çalışmaya göre, kırsal bölgelerde yaşayan ve 7 yıldan daha kısa süre eğitim alan kişilerin hastalığa yakalanma olasılığı, şehirlerde yaşayan eğitimli kişilere göre 6.5 misli.
Araştırmalar hızla devam ediyor ancak hastalığın tedavisi yönünde atılan güçlü bir adım yok. Sadece nedenler ve belirtileri biliniyor. Diyebiliriz ki; Alzheimer yüzyılın vebası…