Labmedya - Laboratuvar ve Sağlık Gazetesi

Romantik ilişkilerde yaygın olarak kullanılan "zıtlar çekilir" kavramı, yeni bir araştırmada sorgulandı. Nature Human Behaviour dergisinde 31 Ağustos'ta yayınlanan bir çalışma, romantik partnerler arasında beklenmedik bir benzerlik oranını ortaya koydu.

Araştırma, son bir asırdan fazla süren birçok çalışmayı içeriyor ve milyonlarca çiftin 130 farklı özelliklerini kapsıyor. Bu özellikler, siyasi görüşlerden cinsel ilişkiye başlama yaşına ve madde kullanım alışkanlıklarına kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor.

Çalışmanın dikkat çeken sonuçlarına göre, incelenen özelliklerin %82 ila %89'u için romantik partnerler, birbiriyle benzerlik gösterme eğiliminde. Yani, romantik ilişkilerde genellikle partnerler arasında belirgin benzerlikler bulunuyor. Bu sonuç, romantik ilişkilerin tesadüfi olmadığını göstererek, genetik araştırmalar üzerinde önemli etkiler yaratabilir.

Araştırmanın başyazarlarından biri olan Colorado Üniversitesi'nden psikolog ve nörobilimci Matt Keller, "Birçok genetik model, insanların eş seçiminin rastgele olduğunu varsayar. Bu çalışma, bu varsayımın muhtemelen yanlış olduğunu gösteriyor" dedi. Keller, benzer özelliklere sahip bireylerin bir araya gelme eğilimine dikkat çekerek, bu durumun genetik çalışmaların sonuçlarını etkileyebileceğini belirtti.

Araştırma sonuçları, özellikle siyasi ve dini görüşler, eğitim seviyeleri ve zeka gibi özelliklerin partnerler arasındaki yüksek korelasyonlarını vurguluyor. Örneğin, siyasi görüşlerdeki korelasyon, partnerlerin genellikle benzer görüşlere sahip olduğunu gösteren .58 seviyesinde bulunuyor.

Bununla birlikte, araştırma aynı zamanda bazı özelliklerde küçük negatif korelasyonlar da buldu. İşitme zorluğu, endişe eğilimi ve kronotip (sabah insanı veya gece insanı olma eğilimi) gibi özelliklerde bu negatif ilişkiler gözlendi.

Çalışmanın yazarları, çiftlerin özelliklerini paylaşmasının farklı nedenlere dayalı olabileceğini belirtiyorlar. Örneğin, benzer coğrafi bölgelerde büyümüş olmaları veya bazı insanların benzer özelliklere sahip olanlara çekilme eğiliminde olmaları gibi faktörler etkili olabilir.

Bu bulgular, romantik ilişkilerin daha karmaşık olduğunu ve bazı genetik sonuçları etkileyebileceğini gösteriyor. Özellikle, belirli özelliklere sahip insanların benzer özelliklere sahip partnerlerle eşleşmelerinin, gelecek nesillerde belirli özelliklerin yayılmasına katkı sağlayabileceği göz önüne alınmalıdır.

Araştırma, romantik ilişkilerin dinamiklerini anlama konusundaki bilgileri genişletirken, genetik araştırmalar için de önemli bir kaynak olabilir. Ancak, çalışmanın yazarları, bulguların mütevazı olduğunu ve yanlış anlaşılmaması gerektiğini vurguluyorlar. Assortatif eşleşmenin tarih boyunca yanlış amaçlarla kullanıldığını ve dikkatli bir şekilde ele alınması gerektiğini belirtiyorlar.

Kaynak: popsci.com