Labmedya - Laboratuvar ve Sağlık Gazetesi

Can sıkıntısı, şu anda yaptığınız şeyden başka bir şey yapmak istediğinizi bildiğinizde alevlenen sinir bozucu bir kaşıntı gibidir. Bazen, tekrarlayan bir iş vardiyasında sıkışıp kalmanız veya geveze bir komşuyu kibarca dinlemeniz gibi kendini gösterebilir. Diğer zamanlarda ise, istediğiniz gibi hareket etmekte özgür olmakla beraber bir şeyler yapmak isteyip de ne yapacağınızı bilmediğiniz bir durum olarak da ortaya çıkabilir.

Can sıkıntısı  genelde rahatsız edicidir ve evrimsel bağlamda, bizi koşullarımızda bir değişiklik yapmaya, kişisel olarak daha anlamlı bir şey yapmaya motive edebildiği de görülmektedir. Bununla ilgili olarak, can sıkıntısının yaratıcılığı artırabileceğini gösteren araştırmalar bunun nedeni anlam aramak ve düşünmek için harekete geçirme düzeyinin yüksek olmasıdır.

Bazı insanlar can sıkıntısı diğerlerinden daha sık yaşıyor gibi görünebilir. Psikologlar, bir kişilik özelliğine benzer olarak gördükleri bu "sıkılma eğilimini" ölçmek için anketler kullanırlar. Yüksek puan alanlar, diğer benzer ifadelerin yanı sıra, zamanın yavaş geçtiği ve kendilerini eğlendirmekte zorlandıkları konusunda hemfikirdir.

Ne yazık ki, kronik olarak sıkılanlar, yüksek depresyon ve bağımlılık riski altındadırlar ve bu rahatsızlıklarını hafifletmek için genellikle içki, uyuşturucu ve dijital cihazlara yönelirler ancak bu tür stratejiler yalnızca geçici ve yüzeysel bir rahatlama vaat eder.

Can sıkıntısının gerçekten üstesinden gelmenin sırrı, meydan okuma ve yeniliğin doğru karışımını sunan, kişisel olarak anlamlı uğraşlar bulmaktır.