Yük. Kim. Hasan ÖZ
Her Yerde Saç Var, Yerlerde Saçlar, Kimin Bu Saçlar Bilemiyorum…
Sağlık açısından çok büyük sorunlar oluşturmasa da, görünüş açısından büyük sıkıntılardan biri de saç dökülmesidir.
Saçlarımız dış görünüşümüzün adeta tamamlayıcısıdır. Saçsız çok farklı bir kimliğe bürünür, saç şeklimizi değiştirdiğimizde bambaşka biri oluruz, sonuç olarak saçlarımız önemlidir. Sonbaharda dökülen yapraklar gibi dökülen saçlarımızın ardından hüzünle bakar, iç geçiririz. Mevsim geçişlerinde ‘her yerde saç var, yerlerde saçlar, kimin bu saçlar bilemiyorum’ şarkısı gelir aklımıza… Her ne kadar mevsimsel saç dökülmesi yoktur denilse de özellikle bahar aylarında vücudumuzdaki hormonal değişikliklerin de etkisiyle de saç dökülmesiyle karşı karşıya kalabilmekteyiz. Yani mevsim değişikliği dolaylı da olsa saç dökülmesine neden olabilmektedir. Yapılan araştırmalar mevsim geçişlerinde saç dökülmesinin iki kat arttığını göstermiştir. Mevsim geçişlerindeki saç dökülmeleri belli bir süre sonra duracak ve dökülen saçların yerine yenileri çıkacaktır. Önemli olan saç dökülmesinin sürekli devam edip etmediğinin takip edilerek altta yatan sebebin belirlenmesidir. Biz bu yazımızda genel olarak saçın yapısı ve saç dökülmesinin nedenleri üzerine duracak, mevsimsel saç dökülmesi ve çözümlerine değineceğiz.
Saçın Kimyasal Yapısı
Saç; keratin olarak isimlendirdiğimiz moleküllerin sıkı bağlarla bir birine bağlanarak oluşturduğu, çok katmanlı, oldukça karmaşık bir biyolojik yapıdır. Saç büyük oranda keratin adında bir proteinden oluşur. Keratin vücudumuzda tırnak ve saç gibi uzayan yapılarda bulunur. Bunun dışında saç elementel olarak; karbon(%50.65), Hidrojen (%6.36), nitrojen (%17.14), sülfür (%5.0) ve oksijenden (%20.85) oluşur.
Saçın Yapısı
Saçın en içteki kısmı medulla, onun etrafını saran lifli kısma korteks, dış kuvvetlerin kortekse zarar vermesini önleyen ve koruyan pulsu tabakaya ise kütikül adı verilmektedir.
Keratin yapısında hidrojen, sülfür ve tuz bağları göze çarpar. Keratini oluşturan polipeptid zincirleri bir sülfür bağı ile birbirlerine bağlanır. Bu bağlar küçük iplikçikler şeklindedir. Bu iplikçikler birleşerek büyür ve bir arada istiflenerek bir hücreyi oluştururlar. Saç, birbirine sülfür köprüleri ile bağlanmış keratin molekülleridir. Saçtaki herhangi bir değişiklikte aradaki bu sülfür bağları kırılır. Örneğin saçın perma ile dalgalandırılması, bu gözle görülemeyen bağların değişikliğe uğramasından ibarettir. Saçlar esnektir. Bunun sebebi keratini oluşturan hidrojen bağlarıdır. Hidrojen bağları keratinin makromoleküler yapısı açısından önemlidir. Esnek hidrojen bağlarının sağladığı bu özellikle saçlar hareket eder ve kolay kolay kopmaz. Keratin molekülleri farklı bir kimyasal bağ ile bağlansaydı, son derece sert saçlara sahip olurduk. Tuz bağları elektrostatik çekim sonucu oluşur.
Saçın Yaşam Döngüsü
Saçlarımız birbirini izleyen 3 fazda büyür: Saçın büyüdüğü ve geliştiği anajen, gerileme dönemi katajen faj ve dinlenme dönemi telojen fazdır. Yapılan araştırmalar, günlük ortalama 100 tel saçın dökülmesini normal kabul etmektedir. Bu dökülen saçlar büyüme döngüsünü tamamlayıp, vücuttan ayrılan saç telleridir. Yaşam döngüsünü tamamlayıp dökülen saçlar yerine yenisi çıkmaktadır. Eğer günde 100 tel saçtan fazla saçınız dökülüyorsa o zaman saç dökülme sorunu vardır diyebiliriz ve bir uzmana başvurulmalıdır.
Saç diğer kıl kümelerine göre daha hızlı uzar. Saçlarımızın ortalama büyüme hızı günde 0,3-0,4 mm arasındadır. Fakat tüm saç telleri aynı hızla büyümez, bazıları hızla büyürken bazıları ömürlerini tamamlayıp dökülürler. Saç dökülmesi hem erkeklerde hem de kadınlarda görülebilir. Saç dökülmesi erkeklerde daha sık görülür. Genellikle bir erkek 25 yaşına kadar saçlarının %25’ini, 40 yaşına kadar %40’ını, 50 yaşına kadar da %50’sini kaybeder. Erkeklerdeki saç dökülmesi alnın iki yanında ve tepede olabileceği gibi başın tamamını da kapsayabilmektedir. Kadın tip
saç dökülmesi ise saçların seyrekleşmesi şeklinde kendini göstermektedir.
Saçlarımız Neden Dökülür?
Sağlıklı bir saç yumuşak, dolgun, parlak, kolay taranabilir, elektriklenmeyen, yağlı olmayan bir görüntüye sahip olmalıdır. Saç sağlığını kaybederek dökülmesinin nedenlerini şu şekilde sıralayabiliriz:
Stres: En temel neden ağır strestir.
Gebelik ve doğum: Bu süreçte oluşan hormonal değişiklikler saç dökülmesine neden olabilir. Genellikle 6-7 ay sonra ortadan kalkar.
Dengesiz ya da yetersiz beslenme: Dengesiz beslenme sonucu saç telinin oluşumunu sağlayan hücrelerin üretimi düşmektedir. Vitaminler, çinko, demir, selenyum, bakır, kalsiyum gibi oligo element ve aminoasit eksikliği saç dökülmelerine neden olmaktadır. Özellikle diyete başlayan kişilerde bu vitaminlerin ve proteinlerin eksik alınması sonucu saç dökülmesi görülebilmektedir.
Hormonal ve genetik hastalıklar: Genelde hormonal hastalıklarda saç dökülmesi de gözlenebilmektedir. Yüksek ateşli bir hastalıktan 3-6 hafta sonra saçlarda döküleme meydana gelebilmektedir.
İlaçlar: Bazı ilaçlar (özellikle kan sulandırıcılar, antidepresanlar, antihipertansifler, doğum kontrol ilaçları, yüksek dozda A vitamini v.s.). özellikle uzun süreli tedavi gerektiren durumlarda saç foliküllerini etkileyerek saçların dökülmesine neden olabilir.
Saçların en büyük düşmanlarından biri de kozmetik ürünleri bilinçsiz bir şekilde saçlara uygulamaktır. Kozmetik ürünlerde kullanılan sentetik maddeler veya bu ürünlerin yanlış kullanımı da saç ve saçlı deride tahriş ve alerjiye yol açabilir ve neticede saçlar dökülebilir. Örneğin kişinin saç özelliğine uygun olmayan şampuanlar, saç boyaları ve saça şekil vermek amacıyla kullanılan malzeme ve maddelere bağlı olarak olumsuzluklar yaşanabilir.
Sigara ve Alkol Kullanımı: Sigara ve alkol kullanımı tüm sağlığı etkilediği gibi, saç sağlığını da olumsuz etkilemektedir. Özellikle sigara kullananların saçlarının erken beyazladığı görüldüğü gibi saçlarda yağlanma ve kırmalar meydan gelmektedir.
Kalıtım ve hormonal yapı: Erkeklik hormonun saçlar üzerinde olumsuz etkileri vardır. Testosteron; alfa-5 redüktaz enzimiyle DHT (Dihidrotestosteron)’na dönüştürülür. DHT ise saç köklerindeki resptörlere bağlanarak; saç köklerinde küçülmeye neden olmaktadır. Küçülen köklerde zayıf, ince ve renksiz saçlar oluşmakta ve bir süre sonra saç kökleri yok olmaktadır. Alfa-5 redüktaz enzimi erkeklerin üreme dokularında, genital bölge ve karaciğerde yüksek konsantrasyonda bulunmaktadır. Alfa-5 redüktaz enzimi az olan kişilerde bu sebeple saç dökülmesi görülmemektedir.
Besin Elementlerinin Saçlarımız Üzerine Etkisi
-Vitaminler: A vitamini saç tellerinin gelişimine yardımcı bir vitamindir. Saçlı deri üzerine de faydalı etkisi mevcuttur. Ancak yüksek dozda A vitamini alımı da saç dökülmesine neden olabilmektedir. B4 vitamini saç folikülü için gerekli bir vitamindir. B5 vitamini saçların sağlıklı uzaması ve saç tellerinin güçlenmesine katkıda bulunmaktadır. B6 vitamini saçların canlı ve parlak görünümü için gereklidir. Folik asit(B9 vitamini) saçlara canlılık ve parlaklık kazandırır. E vitamini saç foliküllerinin canlanmasını sağlar.
-Mineraller: Selenyum antioksidan özelliğiyle kepek önleyici şampuanların da formülüne eklenir. Demir saç köklerini besleyen bir mineraldir, eksikliğinde saçlarda zayıflama ve dökülme gözlenmektedir. Akut çinko eksikliğinin gelişmesi durumunda ilerleyici saç dökülmesi meydana gelebilmektedir. Kronik çinko eksikliğinde ise saç büyümesi yavaşlamakta ve yaygın saç dökülmesi yaşanabilmektedir.
Mevsimsel Saç Dökülmesi
Mevsimsel saç dökülmesi, mevsim geçişlerinde saçlardaki dökülmenin normalden fazla olmasıdır. Çok net mevsim değişikliği yaşanan yazdan sonbahara geçiş ve kıştan ilkbahara geçiş dönemlerinde sıklıkla görülür. Neden meydana geldiği tam olarak açıklanamasa da güneş ışınlarının etkisiyle meydana gelen hormonal değişiklikler nedeniyle meydana geldiği tahmin edilmektedir. Mevsimsel saç dökülmesiyle dökülen saçlar daha sağlıklı olarak yeniden çıkar. Mevsim değişikliğiyle birlikte havadaki nem oranının değişmesi, saç yıkama şeklinin değişmesi, deniz suyunun ya da havuzlardaki klor vb. maddelerin etkileri sonucu da saç dökülmesi artar. Mevsimsel saç dökülmesi ortalama 1-2 hafta sürer, bu zamanlarda saçlar yoğun bir şekilde dökülebilir. Eğer saç dökülmesi mevsim değişikliği dönemlerinde ise korkmaya gerek yok çünkü bu adaptasyon dönemi sonunda saç dökülmesi azalacaktır. Eğer dökülme devam ediyorsa bir uzmandan yardım almakta fayda var. Mevsimsel saç dökülmelerinde belirgin bir seyrelme meydana gelmeyeceği için korkmaya gerek yoktur.
Mevsimsel saç dökülmesi sorunu ile karşılaşanlar bu dönemde vitamin, mineral ağırlıklı beslenme ve düzenli şekilde saç bakımı önem vermelidir. Özellikle protein, çinko ve B12 içeren besinler bu dönemde saçları korumaya yardımcı olmaktalar. Ayrıca mevsim geçişlerinde yoğun sigara, alkol tüketimi ve ağır diyetler saç dökülmesini arttırabilir. Bu dönemlerde kullanılacak uygun bir dermatolojik şampuan ve 1-2 ay önceden yapmaya başlayacağınız saç bakım kürleri de mevsimsel saç dökülmesi sorununun çözümünde size yardımcı olacaktır.
Sonuç
Mevsim geçişlerindeki saç dökülmelerinden korkmayınız. Bu dönemlerde beslenmenize dikkat etmeli, vitamin, mineral ve proteinden eksik diyet yapmamaya özen göstermelisiniz. Tanımladığımız mevsimsel geçiş dışında saç dökülme probleminiz varsa mutlaka bir dermatologa giderek muayene olmalı, saç dökülme tipi belirlenmelidir. Eğer saç dökülmesine neden olan bir hastalık ya da ilaç gibi etkenler varsa araştırılmalı buna göre tedavi uygulanmalıdır. Eğer genetik veya hormonal bir durumsa buna yönelik önlemler alınmalıdır. Saç bakımı için ayrıca besleyici krem, tonik, şampuanlar destekleyici ürünler olarak kullanılabilir. Ancak her ürün bilinçsizce de kullanılmamalı, saç tipine uygun ürünler tercih edilmelidir. Saçlarınız dökülmesin dileğiyle…