Prof. Dr. Nazan Apaydin DEMIR
Bilime ilham veren rüyalar kimyager FRİEDRİCH KEKULE (1829-1896)
Kimya bilimi insanlık tarihi kadar eskidir ve bilimin sanatla, hatta sihirle karıştığı ve şu ana kadar insanlığın en kadim buluşlarının yapıldığı farklı bir temel alandır.HAYATIDarmstadt’te doğan Kekule’nin yapılara karşı olan merakı daha küçük yaşlarda başlamıştır.
O zamanlar ilgisi binalar üzerinde yoğunlaşmış ve mimar olmayı planlamaktadır. Bu amaçla Giessen Üniversitesi’nde mimarlık eğitimine başlamıştır. Bu arada parlak ve genç bir kimyacı olan Justus Van Liebig’le tanışmış ve hayatının akışı değişmiştir. Liebig farkında bile olmadan, Kekule’yi mimarlığı bırakıp kimyacı olmaya yöneltmiştir. Bu karar hem Kekule’nin yaşamında, hem de kimya tarihinde bir dönüm noktası olmuş, kendisi modern kimyanın kurucularından biri olarak bilim tarihine geçmiştir.
1852 yılında doktorasını tamamlayan Kekule, İngiltere ve Fransa’da büyük bir geziye çıkmıştır. Bu gezi sırasında birçok bilim insanı ile tanışmış, yapılmakta olan kimya araştırmalarını izlemiştir. 1856 yılında Almanya’ya dönünce Heidelberg Üniversitesi’nde öğretim üyeliğine başlamış ve kendi özel laboratuvarını kurmuştur.
Kekule, yolculukları ve diğer bilim adamlarıyla yaptığı görüşmeler sırasında, atomların değerlik kavramıyla ilgilenmiş ve sonrasında ise organik kimyanın temel elementi olan karbon kimyası üzerinde çalışmaya başlamıştır.
“1858 yılında karbon atomunun dört bağ yapabildiğini açıklayan tarihi makalesini yayınlamış ve kimyada bir çeşit devrim yapmıştır.”
Buna göre bir karbon atomu dört başka atomla bileşebiliyordu. Daha önemlisi, Kekule, dört karbon bağından üçünün yine karbon atomlarıyla bağlanabileceğini, böylece bu atomlardan uzun zincirli bileşikler oluşabileceğini göstermiştir.Çok geçmeden “Kekule Yapıları” dünyanın her yanındaki kimyacılarca benimsenmiştir.
Kekule yapıları yardımıyla çok büyük ilerlemeler yapılmasına karşın önemli bir sorun çözümsüz kalmıştı. Benzen adlı hidrokarbon bileşiğinin yapısı kimyacıları şaşırtıyordu. Benzenin sentetik boya yapımında önemli bir ham madde oluşu sorunun bir an önce çözümlenmesini gerektiriyordu. Kimyacılar benzenin kapalı formülünün C6H6 olduğunu biliyorlardı ama bu on iki atomun nasıl bağlandığını bulamıyorlardı. Bu sorun bugün bile çok büyüleyici bulunan bir rüya ile çözüme kavuşmuş ve yapı büyük bir sezgi gücüyle yine Kekule tarafından aydınlatılmıştır.