Bilim
Medawar nedir?
İngiliz Biyolog Sir Peter Medawar, iyi bir genin en önemli niteliklerinden birini, "hayatta kalma makinelerinin (canlıların) ölümlerini en azından üreyene değin erteleyebilmeye olan yatkınlığı" olarak açıklıyor. Kimi akrabalarınızın henüz çocukken öldüğü kesin, fakat doğrudan atalarınızdan hiçbiri çocukken ölmedi.
Hiç kuşku yok ki, ölümcül genler gen havuzundan atılmaya yatkındır. Ama geç harekete geçen bir ölümcül genin gen havuzunda, çabuk harekete geçen ölümcül gene kıyasla daha kalıcı olacağı da aynı ölçüde kesindir. Eski (yaşlı) bir bedende ölümcül olan bir gen; ölümcül etkisini beden üreme işlevini yerine getirdikten sonra gerçekleştirdiği müddetçe, gen havuzunda başarılı olmaya devam etmesi mümkün. Demek ki bu teoriye göre, yaşlanmadan ötürü göçme, gen havuzunda geç harekete geçen ölümcül ve kısmen ölümcül genlerin toplanmasının bir yan ürünüdür ve söz konusu genler doğal seçilimin eleğinden kolayca, etkilerini geç gösterdiklerinden dolayı geçebilmişlerdir.
Bu teorinin, sadece belirli yaşlarda üremenin mümkün olabileceği tarzında ön varsayımlar yapmak zorunda olmadığını bilmek gerekir. Herkesin, her yaşta anne veya baba olma ihtimalinin eşit olduğu varsayımıyla başlayarak, Medawar Teorisi, geç harekete geçen zayıflatıcı genlerin gen havuzunda toplanacağını hemen tahmin edecektir ve yaşlılıkta daha az üremeye olan meyil, bunun bir ikincil tezahürü şeklinde ortaya çıkacaktır.
Medawar Teorisi'nden kaynaklanan bir sonuca bakılırsa, şayet yaşam süresini uzatmayı arzu etseydik, bunu gerçekleştirebilmemizin 2 yolu olurdu: İlkin belirli bir yaştan evvel, mesela 40 yaşından önce üremeye izin vermezdik. Böylece, 300-400 yıl sonra en düşük insan ömrü 50'ye çıkardı. Tabii ortalama insan ömrünün ise bu metotla birlikte birkaç yüzyıla çıkarılabileceği de belli, ancak herhangi bir kişinin bu şekildeki bir politikayı onaylayacağını sanmak biraz hayalperestlik olur gibi.
İkinci olarak da, genleri, içinde bulundukları bedenin halihazırda olduğundan daha genç olduğuna ikna etmeye çalışabiliriz. Pratikte bu, bir bedenin içinde bulunduğu kimyasal çevrede yaşlanma esnasında oluşan değişiklikleri belirlemek manasına gelecektir. Söz konusu değişikliklerden biri ise, geç etki yapan ölümcül genleri devreye sokan bir işaret olabilir. Genç bir bedenin yüzeysel kimyasal niteliklerinin imitasyonunu yaparak, geç etki eden zararlı genlerin devreye girmesini engellemek mümkün olabilir.
1952 yılında, genetik biliminin 1900'lerde yeniden keşfedilmesi ve hızlanmasıyla birlikte Peter Medawar ilk modern ve bilimsel yaşlılık kuramını ileri sürmüştür. Kuramı, canlıların büyük bir kısmının yaşlılıktan önce, doğal sebeplerle öldüğü gerçeğine dayanmaktadır. Bu yüzden, canlılar üzerinde belirli bir yaştan sonra etkiyecek özelliklerin ortaya çıkması için yeterli zaman bulunmamaktadır. Bu sebeple, milyarlarca yıldır süren seçilim sonucunda, belirli bir yaştan sonra canlıların ölmesi sağlanmaktadır. Bu kurama, "Mutasyon Birikimi Kuramı" denir. Kurama göre canlı vücudunda meydana gelen mutasyonlar, yaş ilerledikçe birikerek etkilerini göstermeye başlamaktadır. Ancak belirli bir yaştan sonra ortaya çıkan problemler, canlıların çoğu yaşlanmadan öldüğü için, yeterince etkili bir seçilim ile elenmemişlerdir. Bu sebeple biriken mutasyonlar, bir noktadan sonra canlının ölmesine sebep olmaktadır.
İlk bilimsel yaşlılık kuramı
Medawar'ın kuramının en güçlü açıklaması şudur ve günümüzde hâlâ pek çok yaşlılık kuramının temelini oluşturur: Evrim açısından bir canlının üreyebileceği yaş çok önemlidir. Canlının bu yaşa erişmesine engel olacak herhangi bir karakteristik, "Doğal Seçilim" tarafından ciddi bir şekilde elenecektir. Ancak üreme yaşından sonra, canlıyı olumsuz etkileyecek herhangi bir özellik, "Doğal Seçilim" tarafından bu kadar ciddi bir şekilde elenmeyecektir, çünkü artık birey hayatta kalma mücadelesini başarıyla geçmiş ve üremeyi de başarmıştır. Bu yüzden, üreme yaşından sonra canlıya zarar verebilecek özellikler, "Doğal Seçilim" ile etkin olarak elenmez ve bir yaştan sonra canlılar, bu elemenin yapılamamış olmasından ötürü yaşlanarak ölmeye başlarlar. Yaşlanmanın temelinde yatan mekanizma, Medawar'a göre budur.
Ancak bu kuramın en ciddi sorunu şudur: Pek çok gen, onlara ihtiyaç olduğu zaman okunmaktadır (gen regülasyonu). Eğer canlıların ileri yaşlarında çalışacak genler varsa ve mutasyonlar sonucunda bu genler etkisiz hale geliyorsa, o zaman en başından neden bu genler canlılarda bulunmaktadır? Medawar'ın kuramı bu noktada hata vermektedir.
Kaynak: Ekşi şeyler