Bilim
Evrendeki en büyük sırlardan biri daha çözülüyor
Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN) Alfa Manyetik Spektrometresi (AMS) Kolaborasyonu tarafından açıklanan karanlık maddenin izinin arayan deneyde, ODTÜ’den Doç. Dr. Bilge Demirköz’ün liderliğindeki bir Türk fizikçi ekibi de yer aldı.
ODTÜ Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bilge Demirköz, yaptığı açıklamada, AMS olarak adlandırılan 7 ton ağırlığındaki dedektörün, Mayıs 2011’de Uluslararası Uzay İstasyonu’na (UUİ) monte edilerek faaliyete geçtiğini, AMS’in elde ettiği verilerle ilk kez evrendeki en büyük sırlardan birini keşfetmeye biraz daha yaklaşıldığını söyledi.
Demirköz, AMS’teki dedektörlerin bugüne kadar 90 milyardan fazla kozmik ışın verisi topladığını aktardı.
ODTÜ’nün de içinde bulunduğu AMS deneyinden elde edilen bilim dünyasında heyecan yaratan sonuçların dün CERN’de açıklandığını bildiren Demirköz, AMS deneylerine 15 ülkeden birçok üniversite ve araştırma merkezinin katıldığını, Türkiye’den ise kendisinin liderliğindeki ekibin deneyde yer aldığını bildirdi.
CERN’de AMS grubunun lideri Nobel ödüllü MIT Öğretim Üyesi Prof. Samuel Ting tarafından dün yapılan açıklamada, uzaydaki radyasyon tiplerini oluşturan parçacıkların tayflarının gösterildiğini dile getiren Demirköz, “AMS’in pozitron spektrumu, pozitron oranı, karşıt-proton/proton akılarının oranı, elektron, pozitron, proton, helyum ve başka çekirdeklerin akı davranışı ölçümleri, kozmik ışınların oluşumu, hızlanışı ve yayılımı ile ilgili ölçüm sonucunda elde edilen hassas ve beklenmedik bilgiler açıklandı.” bilgisini paylaştı.
AMS Kolaborasyonu’nun açıklamasında AMS deneyinde elektron, pozitron, proton, helyum, oksijen ve karbon tayflarının ölçümü sonucu, bu tayfların tek bir üssel dağılımla açıklanamayacağının da ortaya konulduğunu aktaran Demirköz, açıklamada şu ifadelerin yer aldığını anlattı:
“Ayrıca, uzaydaki pozitronların elektronlara olan oranında yüksek enerjilerde ilk kez gözlemlenen düşüş, karanlık maddenin izinin kuvvetlenmesi anlamına geliyor. Gökadamızdaki yüksek manyetik alana sahip, dönen nötron yıldızları olan pulsarlardan da kaynaklı olabilecek bu sinyalin, karanlık maddeden kaynaklı olup olmadığı 5 yıl içinde kesinleşecek. İlk tahminler, eğer karanlık madde senaryosu doğruysa, karanlık maddenin 1TeV civarında bir kütlesi olması demek.”
Demirköz, CERN’den canlı yayınlanan sempozyumda, ilk kez karşıt helyum çekirdeklerinin AMS’in içinde gözlemlendiğini ancak bu sinyalin güçlenmesi için daha çok veriye ihtiyaç duyulduğu belirtti.
Türk fizikçi deneyi anlattı
Doç. Dr. Bilge Demirköz, MIT’de AMS deneyinin yapımında yıllarca görev aldığını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Türkiye’ye dönerken bu projeyi ülkeme taşıyabilmek ve Türk öğrencilerle bu çok heyecan verici fizik alanında çalışmak benim için büyük bir onur. Şu anda yüksek lisans öğrencim Çağlar Konak CERN’de ve AMS çalışmalarına katılıyor. AMS projesinden elde ettiğimiz uzay radyasyonu bilgisi, 15 kişilik ekibimin temel bilim ayağını oluşturuyor. Diğer yandan bu bilgileri kullanarak Türkiye’de uydular için uzay radyasyon testlerinin gerçekleştirilebileceği bir laboratuvar kuruyoruz. Kalkınma Bakanlığı’ndan 7 milyon lira destekli bu proje de AMS’de yaptığımız temel bilim faaliyetinin çıktısı olup uzay sanayimize katkı sağlayacak. Dilerim temel bilimde atılan her adımın, teknolojinin gelişmesine ve sanayiye etkisi, gelecek senelerde ülkemizde daha iyi anlaşılır.”
AMS sonuçlarının ise bilim dünyasında ciddi yeni açılımlar doğurabileceğine değinen Demirköz, karanlık maddenin izinin kuvvetlenmesi hakkında şöyle konuştu:
“Karanlık madde evrenin toplam enerji bütçesinin yüzde 27’sini oluşturan ve ışıkla etkileşmeyen bir madde çeşidi. Karanlık maddenin evrenimiz üzerindeki izini, kütle çekimi ile etkileşimlerde, gökadaların dönme hızlarında ve Büyük Patlama’nın yankısı olarak nitelendirilen Kozmik Arkaplan Işıması’nda görüyoruz. Karanlık maddenin hangi tip parçacıklardan oluştuğu, günümüzün en önemli araştırma konularından birisi. Karanlık madde, hem Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’ndaki ATLAS ve CMS gibi deneylerde hem yer altında yapılan saçılma deneylerinde hem de uzayda AMS-02 gibi deneylerle araştırılıyor.
Bu çalışmaların artık karanlık madde hakkında bize ipuçları vermeye başlaması, belki de 21’inci yüzyılın karanlık maddenin anlaşılacağı çağ olacağı ümidini güçlendiriyor.”
Kaynak: istanbulajansi.ist