Bilim
Ekmeği Bırakmayın: Atalarımızın Yediği Mayalı Ekmek, Kanser Korumasını Dört Nesil İleri Taşıyor!
Günümüz beslenme trendlerinde beyaz ekmek ve karbonhidratlar sıklıkla şeytanlaştırılsa da, bilim, atalarımızın sezgisel olarak bildiği kadim bir gerçeği yeniden keşfediyor: Gerçek fermente ekmek, önemsiz bir yiyecek değil, adeta bir bakteriyel ilaçtır.
Dünya çapında tanınan doktor ve araştırmacı Dr. William Li, bu keşfin merkezine ekşi mayanın (masa madre) içinde yaşayan mikroskobik bir kahramanı yerleştiriyor: Lactobacillus reuteri (L. reuteri).
Anne Sütünden Mayalı Ekmeğe: Yaşamla Doğrudan Bağ
L. reuteri'yi bu kadar büyüleyici yapan şey, sıradan bir bakteri olmamasıdır. Bu nadir ve değerli mikrop, aynı zamanda anne sütünde bol miktarda bulunur. Doğanın onu buraya yerleştirmesinin çok önemli bir nedeni var: Yeni doğan bebeğin bağışıklık sistemini eğitmek ve ilk savunma hattını kurmak.
Sterilize edilmiş modern beslenme düzeniyle hayatımızdan hızla çıkan bu atalarımızdan kalma bakteriyi, gerçek mayalı ekmek tüketerek vücudumuza yeniden kazandırmış oluyoruz.
4 Nesil Boyunca Aktarılan Koruma: Epigenetik Miras
Bilimsel camiayı şaşırtan en çarpıcı veri, bu spesifik mikroorganizmanın etkisini inceleyen yenilikçi bir çalışmadan (PMID: 21876158) geldi. Araştırmacılar, L. reuteri varlığının hayvan modellerinde meme tümörü gelişimini önleyebildiğini keşfetti.
Ancak asıl şok edici olan, korumanın anlık olmamasıydı; kansere karşı koruma, 4 nesil boyunca yavrulara epigenetik olarak aktarıldı!
Bu bulgu, bugün yediğimiz (canlı ve fermente) besinlerin sadece bizi değil, tatar torunlarımızın DNA'sına bile koruyucu sinyaller gönderebileceğini gösteriyor. Bu etki, uzmanlarca "Nesiller Arası Beslenme" (Nutrición Transgeneracional) olarak adlandırılıyor.
Kaynak: pubmed.com





