Bilim
Düşündüğünüzden Daha Esneksiniz!
Bunun için önce, 84 kişiden ellerini farklı yönlerde ne kadar hareket ettirebileceklerini tahmin etmelerini istemişlerdir. Katılımcılar bileklerinin hareketliliğini sistematik olarak hafife almıştır. Nörobilimci Dr. Artur Pilacinski, ‘Beyin, vücut hareket sınırlarının doğru bir görüntüsüne sahip değildir.’ diyerek özetlemiştir. Sonuçları Antoine Vandenberghe, Gabriella Andrietta ve Profesör Gilles Vannuscorps ile birlikte 1 Kasım 2024 tarihli Communications Psychology dergisinde açıklamaktadır.
Pilacinski, "Önceki çalışmalar insanların çarpık bir vücut şemasına sahip olduğunu gösterdi. Örneğin, ellerinin ağırlığını veya boyutunu sistematik olarak küçümsüyorlar. Vücut hareketleri için de benzer bir önyargı olup olmadığını merak ediyorduk.’ diyerek açıklamıştır. Araştırmacılar bilek hareketlerini dört farklı yönde incelemiştir. Katılımcıların bazılarından çeşitli el hareketlerini zihinsel olarak görselleştirmeleri istenmiştir. Açısal bir cetvel üzerinde ne kadar hareket edebileceklerini tahmin ettiklerini belirtmişlerdir. Diğer katılımcılara açısal cetvel üzerinde çeşitli pozisyonlar gösterildi ve her biri için bileklerini bükerek ulaşıp ulaşamayacaklarına karar vermeleri gerekmiştir. Son olarak, gerçek bilek hareketliliği dört yönde ölçülmüştür. Katılımcılar ellerini ön kollarına doğru içe ve dışa doğru bükmek ve bileklerini baş parmaklarına veya serçe parmaklarına doğru eğmek zorunda olmuştur.
Bu dört el hareketinden üçünde, varsayılan ve gerçek hareketlilik arasında önemli bir fark görülmüştür. Katılımcılar hareketliliklerini ortalama en az on derece düşük tahmin etmişlerdir. Tek istisna başparmağa doğru olan hareket olmuştur. Bu da Artur Pilacinski tarafından, ‘Muhtemelen bilek bu yönde en az esnek olduğu ve varsayılan ile gerçek hareketlilik arasındaki farkın yöntemimizle ölçülemeyecek kadar küçük olması ile alakalıdır.’ diye açıklanmıştır.
Çalışmanın ortaya koyduğu gibi, insanlar hareket kabiliyetlerinin gerçek sınırlarının farkında değillerdir. Pilacinski, ‘Bunun nedenleri hakkında sadece spekülasyon yapabiliriz. En olası açıklama, bu önyargının aşırıya kaçmamızı engelleyerek bizi yaralanmalardan korumasıdır. Bu şekilde, hareketlerimiz sırasında küçük düzeltmeler yapmak zorunda kalabiliriz, ancak bu kaslarımızı, tendonlarımızı ve bağlarımızı korur.’ ekleyerek açıklama yapmıştır.
Araştırmacılar, insanların hareket kabiliyetlerinin sınırlarına kasıtlı olarak zorlandığı spor veya rehabilitasyon için bu bulgunun potansiyel bir fayda sağlayacağını beklemektedir. Varsayılan sınırın gerçek sınır olmadığını bilmek, hareket sınırlarımızı daha iyi hayal etmemize ve nihayetinde daha iyi bir hareket kabiliyetine ulaşmamıza yardımcı olabilmektedir.
Yazar: Bassma BOUANANI
Kaynakça :