Sağlık
Dünyada Sağlık Sistemleri
Örneğin Asya kıtasında bulunan Rusya gibi belirli zenginliğe ulaşmış bir ülkede dahi sağlık devlet bütçesinden ve sınırlı imkanlar ile karşılanmaktadır. Diğer eski SSCB ülkelerinde de durum farklı değil hatta Rusya’dakinden farklı olarak özel sağlık hizmetleri de bu ülkelerde çok sınırlıdır. Afganistan, Pakistan ve Hindistan’da da sağlık hizmetleri ücretsiz ancak iptidaidir. Hindistan tıp biliminin gelişmiş olması nedeniyle Asya’da sağlık hizmet sunumu en gelişmiş ülkelerdendir. Bu ülke sağlık turizmi konusunda da başarılıdır ancak kendi halkının sağlık hizmetlerinden faydalanması sınırlıdır. Endonezya, Malezya ve diğer uzak doğu ülkelerinde de durum farklı değildir. Bu bölgede özel sağlık hizmet sunumu en gelişmiş durumda olan Tayland ve Singapur’dur. Kıtanın diğer bir devi olan Çin de farklı durumda değildir. Özel sektörün hızla büyüdüğü bu ülkede geleneksel tıp halen revaçtadır. Moğolistan’ın genelinde iptidai yöntemler hakimdir. Japonya tabi ki Asya kıtasının uzantısı bir ada olarak batı gelişmişliğinde bir sağlık sistemine sahiptir.
Afrika kıtasında modern tıp sadece büyük şehirlerle sınırlı kalmış olup kıta genelinde sosyal güvenlik sisteminden bahsetmek mümkün değildir. Kişi başı sağlık harcamaları çok düşük olup halk geleneksel tıp uygulamaları ve diğer iptidai yöntemler ile idare etmektedirler.
Kıta genelinde misyoner hastaneleri ve yine dış yardımlar ile gerçekleştirilmiş sağlık kuruluşları olsa da bunların kapasiteleri çok sınırlıdır. Bu kıtada sağlık hizmeti sorunundan daha önemli bir sorun halk sağlığı sorunudur. Kıta genelinde halen temiz su, yeterli besin ve barınma koşullarında ciddi sorunlar bulunmakta ve bu sorunlar halk sağlığını tehdit etmeye devam etmektedir. O nedenle kıtaya yapılan sağlık yardımlarının büyük bir kısmı halk sağlığı ve koruyucu hekimliğe yönlendirilmektedir.
Orta ve Güney Amerika nispeten sağlık sistemini geliştirebilmiş ülkelerden oluşmaktadır. Özellikle Dünya Bankası’nın desteği ile bu kıtada bazı ülkelerin gelişmiş sosyal güvenlik sistemleri mevcuttur ve sağlık hizmetleri de bu sistem içerisinde sunulmaktadır. Genel olarak devlet bütçesinden finanse edilen sağlık hizmetleri çok gelişmiş olmasa da halkın ihtiyaçlarını karşılayacak niteliktedir. Kıtanın ulaşımı zor az insan bulunan yerlerinde sağlık hizmetleri iptidai yöntemler ile sunulmaktadır.
Kuzey Amerika’da ABD ve Kanada sağlık sistemleri dünyanın en detaylı planlanmış sağlık sistemleridir. ABD’nin aksine Kanada’da sağlık hizmetleri devlet bütçesinden vatandaşlara ücretsiz olarak sunulurken ABD’de sağlık hizmetlerine ulaşmanız için mutlaka bir özel sigortanız olması ya da ileri yaş grubu/düşkün olmanız gerekmektedir. Kanada’da özel sağlık hizmet sunucuları yok denecek kadar azken ABD’de özel hizmet sunucular ağırlıktadır. Kanada’da hizmet çok iyi organize edilmiş bir kamu yapılaşması içinde sunulmaktadır.
Avustralya da Kanada’ya benzer bir sağlık sistemi bulunmakta ancak orada sağlık hizmetleri prim yolu ile finanse edilmekte ve de sosyal sigortaya ek olarak devlet eliyle kurulmuş olan özel tamamlayıcı sigorta sistemi de yaygınlaşmıştır. Sağlık hizmetleri ağırlıklı olarak kamu sağlık kuruluşlarınca sunulmaktadır. Kişiler sosyal güvenlik sistemi şemsiyesi altında iken özel sağlık hizmet sunucularından da ücret ödemeden faydalanabilmek için tamamlayıcı sağlık sigortası poliçesi satın almaktadırlar. Avrupa doğal olarak dünyadaki en etkin ve sürdürülebilir sağlık sistemlerine ev sahipliği yapmaktadır. En gelişmiş model İngiltere’dedir. Sağlık hizmetleri devlet bütçesinden finanse edilmekte, sağlık hizmetleri ise özerk bir kamu kuruluşu kontrolünde sunulmaktadır.
Gelişmiş bir aile hekimliği sistemi tüm ülke genelinde son derece etkili bir şekilde çalıştırılmakta ve kişiler sevk edilmek suretiyle hastaneye gidebilmektedirler. Almanya’daki model tamamen sosyal güvenlik primleri ile finanse edilmekte İngiltere’deki benzer bir aile hekimliği sistemi çalıştırılmakta ve de hizmetler ağırlıklı olarak özerk çalışan kamu sağlık hizmet sunucuları tarafından verilmektedir. Kıtanın geri kalan kısmında da sosyal güvenlik sistemi çok iyi çalışmakta ve vatandaşlar ceplerinden sağlık için neredeyse hiç para harcamamaktadırlar. Kişiler ancak sıra beklememek ya da sosyal sigorta sistemlerinin karşılamadığı hizmetler için para ödemek zorunda kalmaktadırlar. Bu da gayet normal karşılanmaktadır. Doğu ve Güney Doğu Avrupa’da sağlık hizmetleri halen sosyal sigorta sistemi içinde değil de devlet bütçesinden karşılanıp kamu kuruluşlarınca sınırlı bir şekilde sunulmaktadır. Güney Doğu Avrupa’nın en büyük ülkesi olan ülkemizdeki durum ise diğer Avrupa ülkelerinden önemli farklılıklar göstermekte ve gitgide Amerikan modeline yaklaşmaktadır. Ülkemizde bugün nüfusun tamamı sosyal güvenlik kurumu yapısı içinde genel sağlık sigortası kapsamında kamu sağlık kuruluşlarından faydalanabilmektedir.
Ancak kamu sağlık hizmetlerinin artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kalması ve de hizmet kalitesi açısından beklenenleri karşılamaması nedeniyle son 20 yılda özel sağlık hizmet sunucuların sayısı inanılmaz ölçüde artmıştır. Bu durum vatandaşların sosyal güvenlik sistemine yaptıkları katkılara ek olarak özel sağlık sigortası ve son yıllarda da tamamlayıcı özel sağlık sigortası satın almalarına neden olmuştur. Ülkemizde özel sağlık hizmet sunucuları (özel hastaneler, tıp merkezleri, görüntüleme merkezleri, laboratuvarlar, fizik tedavi merkezleri, hemodiyaliz merkezleri, muayenehaneler, ağız diş sağlığı merkezleri vb.) hizmet sunumu içinde her geçen yıl daha fazla yer almaya başlamıştır. Bu durum bazı çevrelerce hastaların artık müşteri olduğu sağlık hizmetinin de bir özel tüketim unsuruna dönüştüğü yolunda eleştirileri de beraberinde getirdiği görülmüştür.
Sonuç olarak ideal bir sağlık sistemini oluşturmanın ne kadar zor olduğu yukarıdaki anlatımlardan anlaşılmış olsa gerek ancak yine de ideal bir sağlık sisteminin ana karakteristikleri ne olmalıdır diye düşündüğümüzde şu çıkarımlara ulaşabiliriz;
Halk sağlığı ve koruyucu sağlık hizmetleri ile sağlığın geliştirilmesine yönelik programlar tüm Avrupa’da olduğu gibi devletçe, tüm ülke genelinde ve en etkili şekilde finanse edilmeli ve sunulmalıdır.
Tedavi edici hizmetler (hastane vs hizmetleri) Alman sisteminde olduğu gibi sosyal sigorta primleri ile finanse edilmeli ve hizmetler kamu/özel sağlık kuruluşları tarafından tüm ülke genelinde sunulmalıdır.
Sosyal sigorta sistemi içinde yer alamayanlar (prim ödeme gücü olmayanlar; çocuklar, yaşlılar, engelliler vb.) İngiltere’deki sistem gibi devlet tarafından güvence altına alınmalıdırlar.
Sosyal sigorta sistemi dışında sağlık hizmet almak isteyenler için devlet tarafından organize edilmiş tamamlayıcı sağlık sigortası sistemi yaygınlaştırılmalı ve bu sigorta tüm ülke genelinde özel sağlık kuruluşlarında geçerli olmalıdır.
Bu yolla vatandaş ile sağlık hizmet sunucusu arasında sosyal sigorta ve tamamlayıcı sigorta sistemi dışında para alışverişi kesilmeli ve sağlık harcamaları kontrol altında tutulmak suretiyle sistemin sürdürülebilirliği garanti altına alınmalıdır.
Vatandaşlarımızın ülkemizin her noktasında aynı yüksek kalitede sağlık hizmetine ulaşımları garanti altına alınmalı ve hizmet kalitesi konusunda denetimler sıklaştırılmalıdır.
Oğuz Engiz