Haberler
Yatak ve televizyon bağımlılığının suçlusu, genlerimiz mi?
Çin ve İngiltere’den biliminsanları bazı insanların neden “yatak ve televizyon bağımlısı” olduğunu açıklayabilecek anahtar bir keşif yaptılar.
02 Aralık 2015, Çarşamba
Çin ve İngiltere’den biliminsanları bazı insanların neden “yatak ve televizyon bağımlısı” olduğunu açıklayabilecek anahtar bir keşif yaptılar.
Biliminsanlarına göre, beyinde kritik önemdeki bir gende gerçekleşen mutasyon, bazı insanların neden egzersize uzak durduğunu ya da kilo almaya ve sağlık sorunları yaşamaya neden eğilimli olduğunu açıklayabilir.
PLOS Genetics’de yayımlanan çalışma aynı zamanda gelecekte sorunu tersine çevirebilecek bir ilacın keşfedilmesi ihtimalini de ortaya çıkardı.
Çin Bilimler Akademisi, Genetik ve Gelişimsel Biyoloji Enstitüsü ve Aberdeen Üniversitesi’nden biliminsanları araştırmayı yapmak üzere, normal bir fare ile SLC35D3 isimli geninde mutasyon olan fareyi karşılaştırdılar.
Araştırmacılar SLC35D3’ün sentezlediği bir proteinin beynin dopamin sisteminde -fiziksel aktivite seviyesinin düzenlenmesi dahil bir dizi işlevi yerine getiren sistem- anahtar bir rol üstlendiğinin söylenebileceğini keşfettiler.
Özel olarak SLC35D3’ün, bir çeşit dopamin reseptörünün, oluştuğu hücre içinden dopaminle birleşeceği hücre zarına taşınması işleminde önemli bir rol üstleniyor olabileceğini buldular.
Geni mutasyona uğramış farelerin beyin hücrelerinin çeperlerinde bu çeşit dopamin reseptörüne çok daha az rastlanıyordu. Dopamin reseptörleri hücrenin içerisinde sıkışmış gibi gözüküyordu. Bu durum işlevin doğru çalışmadığını gösteriyordu.
Çalışmayı yöneten Genetik ve Gelişimsel Biyoloji Enstitüsü’nden Profesör Wei Li; “Bu geni mutasyona uğramış farelerin tipik birer ‘yatak ve televizyon bağımlısı’ gibi davrandığını keşfettiklerini” söylüyor. Söylediğine göre bu fareler; “Normal bir farenin üçte biri kadar yürüyorlar, yürüdüklerinde ise çok daha yavaşlar. Çok daha şişmanlar ve bazı insanlarda gözlemlenen diyabet, yüksek kan basıncı ve obezite gibi risk faktörlerine sahipler.”
Aberdeen Üniversitesi ile Çin’deki enstitü arasında çalışan John Speakman, “SLC35D3’ün dopamin 1 reseptörünün hücre içinde üretildiği yerden hücre çeperine taşınması işinde kritik bir rol üstlendiğini bulduklarını” söylüyor. Yani ona göre “mutasyona uğramış farede dopamin mekanizması ciddi ölçüde zarar görmüş.”
Profesör Li ekliyor: “İlgi çekici olan diğer bir konu, dopamin sistemine etki eden bir ilaç verdiğimizde fareler genetik sorunu aşıyor, daha aktif ve ince bir hale geliyorlar.”
Araştırmacılar daha sonra aşırı kilolu 400 Çinli hastayı incelediler ve ikisinde SLC35D3 geninde mutasyon olduğunu buldular.
Farelerde ilaçlar tedavi edici olabiliyorsa, araştırmacılar gelecekte bu metabolik duruma sahip insanların da benzer mutasyonlara sahip olup olmadığının araştırılabileceğini ve ilaçların tedavi için kullanılabileceğini öne sürüyorlar.
Prof. Li “Bu sonuçlardan oldukça heyecanlandık” diyor. “Uzun süredir obeziteyle savaş, ağzını kapatıp bacaklarını hareket ettirme önerisinden ibaret. Ancak bu insanların hareket etmek istememesinde genetik de önemli bir faktör. Gelecekte tedaviler, kişilerin genetik durumları hesaba katılarak yapılacak.”
Prof. Speakman ekliyor: “200 kişide bu mutasyonlara sahip bir kişi az gibi gözükse de dünya çapında oldukça büyük bir sayı demek. Sonuç olarak bu gibi ilaçlardan faydalanabilecek milyonlarca insan olabilir. Bu çalışma, potansiyel olarak, temel bilimden önemli bir klinik uygulamaya geçiş yapılması adına, harika bir örnek.”
Kaynak: Jennifer Phillips, “Couch potato? It could be genetic”, Medical Express.