Sağlık
İnsülin direnci neyin habercisi?
Ülkemizde arttıkça artan obezite “insülin direnci” olarak adlandırılan metabolik sorunu da beraberinde getiriyor.
İnsülin direnci vücutta yağ depolanmasına neden olduğu için kilo alımı, karaciğer yağlanması, şeker hastalığı, tansiyon yüksekliği, kolesterol yüksekliği, polikistik over, kadınlarda tüylenme fazlalığı, kalp ve damar hastalıklarına neden olabilir.
Pankreastan salgılanan ve şekeri düzenleyen bir hormon olan insüline olan direnç, aslında insülinin etkisini yeterince gösterememesi olarak tanımlanabilir. insülin direnci olanlarda şeker kontrolünü sağlamak için normale göre 3-4 kat insülin salgılanmak zorunda kalınır. Gittikçe daha çok salgılanmak zorunda kalınan insülin nedeniyle zamanla pankreas yetmezliği ve şeker hastalığına kadar gidebilir.
Hem ev hem de işyeri hatta okul ortamında cep telefonu/bilgisayar odaklı hareketsizlik ve bol kalorili ve hızlı beslenme çalışanları ve öğrencileri obezite gerçeği ile karşı karşıya getirmektedir. Bu sorun bel çevresi yağlanmasına bu da insülin direncine davetiye çıkarmaktadır.
Ağır bir yemeği takiben, gereğinden fazla bir ağırlık/yorgunluk hissi, uyuklama hali; ellerde titreme, terleme, midede kazınma, kilonun kontrol edilememesi, sık tatlı yeme isteği, bel çevresinin giderek genişlemesi, koltuk altı, kasık, boyun bölgelerinde esmerleşme, karaciğerde yağlanma, adet düzensizlikleri gibi insülin direnci belirtileri fark edilince mutlaka bir endokrinoloji ya da iç hastalıkları uzmanına başvurulmalıdır.
Ülkemiz erişkin yaş grubunun dörtte bir kadarının şekeri yüksek yani insülin dirençleri mevcut ve bu kişilerin çoğu bundan haberdar değiller. Türk kadınının yaklaşık yarısı şişman ve bu nedenle kalp krizi ve diyabet açısından risk altındadır. Yani ülkemiz için insülin direncinin ne derece önemli ve ilerleyici bir hastalık olduğu göz önünde bulundurulmalı ve iş işten geçmeden kontroller yaptırılıp önlemleri alınmalıdır.
İnsülin direnci tedavisinde öncelik yaşam tarzı değişiklikleridir. İyi bir uyku düzeni, aktif dinamik bir yaşam tarzının benimsenmesi ve sürdürülebilirliği çok önemlidir. İnsülin direnci tedavisi yaş, cinsiyet, aktivite durumu, iş ve özel yaşam şekline göre bireyselleştirilmelidir.
Tüm besin ögelerini yeterli ve dengeli bir şekilde içeren 3 ana ve 2-3 ara/mini öğünler önemli olup sık aralarla beslenme takip eden öğündeki gereksiz fazla tüketimi engelleyecektir. Kahvaltının atlanmaması hatta ötelenmemesi gereken en önemli öğün olduğu unutulmamalıdır. Haftada 0.5-1kg ağırlık kaybı hedefimiz olmalıdır. Yanımızda yürüyen kişiyle nefes nefese kalmayacak kadar bir tempo ile her gün yarım saat (haftada 5 gün 45 dakika veya 3 gün bir saat) yürüyüş yağ yıkımına ciddi katkı sağlayacaktır.
Yaşam felsefe değişikliğini uygulayamayanlara veya uyguladıkları halde başarı elde edemeyenlere iştah ve hafif kilo kaybı oluşturan metformin gibi bazı ilaçlar önerilebilir. Metformin diyabet gelişme riskini %30 azaltmaktadır.
Dr.Mahmut YAZICI
Endokrin ve Metabolizma Hastalıkları